Cafer ZENGİN

TİCARET ODASI BAŞKANI ALINMASIN! TÖVBELER OLSUN DİZİSİ ANALİZİ

Cafer ZENGİN

Tövbeler olsun dizisini izledim. Dizi analizine gelince. Tövbeler Olsun dizisinde konu; "Bir mücevher imalatçısı olan Horanta Holding’in patronu Namzet Horanta’nın, 'pintilikten' (kimseden borç almaması, öz sermayesi ile iş yapması, ama paylaşmaması başkasıyla tablosunu da içeren ) cömertliğe giden büyük değişimi; bu değişimin "hatme çiçeğim" diye sevdiği ve seslendiği karısı Latife, kızı Nazmiye, oğulları Sinan ve Buğra’yı nasıl etkilediği; bu değişim sayesinde, hırs ve para uğruna aldattığı eski ortağı  olan Osman ile hayat çizgilerinin kesişmesine dair kimi düşündüren, daha çok da güldüren birbirinden ilginç olaylar zinciri" olarak ifade ediliyor. Bu çerçevede diziyi izledim. 
Dizide Kayserili bir babanın yetiştirdiği iki karakter... Bunlardan biri oğul diğeri ise babanın güvendiği çalışanı.. Kayserililerden biri (oğul) işinde uyanık, kendisinden iş ehli olan Kayserilinin ayağını kaydırma derdinde. Kıskançlık söz konusu. Çünkü biri işini iyi yapıyor, işinin ehli başka şeylerle uğraşmıyor, diğeri çene var, daldan dala hopluyor ve sürekli plan, başka işler peşinde! Ki süreçte daldan dala atlayan sadece işinde olan ve sinsi planlarla işi olmayanın ayağını kaydırıyor ve tüm ortak işin üzerine konuyor. Sonra trafik kazası geçirip, ölümden dönünce çok hak yediğinin farkına varıyor ve ölüm korkusuyla hatalarından, hak yemelerden pişman oluyor. Sonra hatalarını telafi yoluna düşüyor. Dizide Kayserililere hakaret sezmedim. Ön yargılı bakmazsak. Zaten proje  Hasan Kaçan ait. O da bir İncesu/Kayserili!
Hatta ölümden döndüğü kazada gördüğü kabusta Kayserililer mert olur sen değilsin, Kayserililer cimri olmaz, yedirir ikram eder, paylaşır sen değilsin, Kayserililer aldatmaz, kandıramaz, işinin ehlidir ama sen değilsin şeklinde diyaloglu bir sahnede var. O sahnede zaten Kayserililer övülüyor. Gerçek fikir ortaya konuyor. Sevgili dostlar, İşin aslına gelince çevremize bakalım sadece ticaret değil her sektörde her alanda adam satma yok mu, ortaklıklarda alangirli işler yok mu? Ayak kaydırma yok mu? Yarı yolda bırakma yok mu? Parayı görünce değişme yok mu? Nerden geldiğini unutma yok mu? Dizi hatalarıyla yüzleşen ve bu hatalarını ölüm korkusu sonrası anlayan ve olgunluk içinde hatalarından ders çıkarıp, helalleşmenin yollarını arayan yani özüne dönmek isteyen bir karakteri ve kimi zaman komik kimi zaman düşündüren maceralarını anlatıyor. O yüzden alınacak bir durum yok. Ticaret Odası Başkanının panik yapmasına gerek yok. Yapacaksa da başka konularda panik olmalı. Örneğin ticaretin durumu! Bu yılın umudu! Neyse, diziyle birlikte meseleye dönersek, biz aslında hatalarını bilen ama para, hırs, makam, koltuk, müdürlük, ceoluk uğruna bu yanlışlardan geri adım atmayan dünya malına tapanlardan geri duralım. Dizi konusu itibarıyla hayatın gerçeklerini, çarşıda,pazarda, şirkette, işletmede, osb de avm de yaşananları anlatan durumu konu ediniyor. Dizi ve sinema sektörü beğensek de beğenmesek de hayattan yani yaşanmışlıklardan  besleniyor. Önemli olan  herkesin hatasından ders çıkarması ve hesabı öbür dünyaya bırakmaması değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları