Cafer ZENGİN

Kayseri'de Ö.Ö'den ve Ö.S'den sonra abilik ve efendilik halleri!

Cafer ZENGİN

Kibir mi makamdan gücünü alır, yoksa makam mı kibirden!
Oysa ölüm gelmeden önce üç şeyden kaçının derler!
Bunlar kibir, hırs ve ucüp yani kendini beğenme, böbürlenme, üstün görme halleri! 

Şimdi gücü elinde bulunduran ve bu gücün sayesinde çevrede hava atanların, caka satanların…
Üslup ve tavırlarına, tepeden seslenişlerine, karşısındakini kendisinden küçük görme hallerine, hareketlerine, yaptıklarına, ettiklerine, benci girişimlerine, karşılanma heveslerine, kırmızı halı düşlerine, ortak akıldan uzak, ben, ben, ben hallerine, herkes yanımda dursun dut yemiş bülbül, etrafımda pervane olsun, sadece ben konuşayımcı girişimlerine bakınca!
Ve son aylarda şehirde yaşanan bazı gelişmelere göz atınca, kafa yorunca…
Çarşıda pazarda daha önce eski Bakan Mehmet Özhaseki'ye çok ama çok tepki gösterenlerin bile 'Özhaseki'yi arar' olduğunu duyuyorum! 
Çünkü kulaklarımla duydum, biliyorum. 
Bir söz var ya gelen gideni aratır! 
İşte Özhaseki öncesi ve sonrası kentte o günleri seyrediyorum!
Ö.Ö. (Özhaseki'den önce) ile Ö.S. (Özhaseki'den sonra) dönemde 'Abilik' ile 'Efendilik' yapma arasında şaşanlar o ince çizgiyi, aşanlar…
Çizgiyi tutturamayanlar, meydanı boş bulunca hiç bitmeyecek sandıkları makam havasıyla, makam komasına girenler! 
O komadan hala kurtulamayanlar, isimlerinin başlarına illa ünvan arayanlar. 
Hayatı ünvan da ünvan, makam da makam sananlar. 
Oysa isme de zorlama unvanlara da hiç gerek yoktu!
Malum, bizim felsefede millete efendilik yoktu, hizmet vardı. 
Bir zamanlar bu şehirde partiler içi ve partiler arası da efendilik ve efendilik taslayıcı üslup da heves de yoktu!
Tartışma vardı, eleştiri vardı, tepki vardı ama yan yana gelince de saygıdan hareketle ortamda 'Abilik' de vardı! 
Mevzudan hareketle saygıda kusur etmeme vardı. 
Şimdi şehre bir zorlama ‘Efendilik’ geldi, halk arasında gönüllü  ‘Abilik’ öldü!
Öldürüldü… 
Sahi neye, nereye vardık böyle! 
Ne zaman vardık, hep birlikte ‘Hoşçakal Şehir’ demeye. 
Ne diyordu, rahmetli Emir Kalkan;  ‘Şehri güzelleştiren ya da çirkinleştiren içinde yaşayanlar ve yaşananlardır.’
Ne yaşıyoruz, neleri yaşamak zorunda kalıyoruz biz böyle!
O yüzden ‘Hoşçakal demeye’ karar vermiş ey sevgili şehir, efendilik yapma heveslilere ‘İnsan küçüldükçe büyür'ü mutlaka ama mutlaka söyle! 

 

Yazarın Diğer Yazıları