Yaş 70 ama iş bitmemiş
Kayserili bir dağcı olarak Ağrı dağına tırmanan ilk Kayserili Gazeteci Bekir Demirağ, anılarını gazetemize anlattı
Herkes onu gazeteci kimliği ile tanıyor. Halbuki Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nde 1965’li yıllarda çalışırken, kolunun altında gazete satarak gazetecilik mesleğine başlayan emektar gazeteci Bekir Demirağ, bilinmeyen bir yönü ile de dikkat çekiyor.
Yaşına rağmen, dağları kendine mesken yapan Demirağ (70) yaşına bakmadan dağcılık sporu ile uğraşıyor. Dağcılık serüveninin bir dağ filmi ile başladığını anlatan gazeteci Bekir Demirağ Erciyes dağına 76 kez çıktığını belirterek, dağcılık sporuna ve yaşantısına dair anılarını gazetemiz Kayseri Olay’a anlattı. Bize kapılarını açan Bekir Demirağ ile hem gazetecilik hem de yaşına rağmen halen de gerçekleştirdiği dağcılık sporuna ilişkin güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
İlk olarak kimsiniz, bize kendinizi biraz anlatır mısınız?
İsmim Bekir Demirağ. 1946, HimmetdedeKayseri doğumluyum. İlk okulu köyümde Orta okulu Yozgat Yerköy’de, Liseyi’ de Kayseri de bitirdim. Açık Öğretim Fakültesi İş İdaresi bölümünü okudum. Devlet Meteoroloji işlerinden personel şefi olarak 1995’de emekli oldum. 1995’ten bu yana Kayseri Gazeteciler Cemiyeti üyesiyim. Anlaşacak derecede Almanca biliyorum. Yurt dışı seyahatlerim oldu. Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İtalya, Yugoslavya, İsviçre, İsrail ve Kıbrıs.
Gazeteciliğe ne zaman başladınız?
Bu arada futbola olan büyük ilgim 1965’li yıllarda başladı. O yıllarda gazeteci arkadaşlarımızdan oluşan gayri federe bir takımımız vardı. Kayseri’de 2.Amatör Kümenin ilk temeli o yıllarda atıldı. Bizim takım lige katıldı. Ancak resmi değildi ve takımımız 3.oldu. 1.Amatör Kümeye çıkamadı. Daha sonra babamın devlet memuru olarak başka yere tayin olması nedeniyle Kayseri’den ayrıldık. 1969 yılında Meteoroloji de yapılan Türkiye genelindeki imtihanda 2.olarak Devlet Meteoroloji Müdürlüğü’nde göreve başladım.
Denizli, Çardak, Tomarza, Sarıkaya ve son olarak Kayseri’de çalıştıktan sonra emekli oldum. 1995 yılından itibaren de Kayseri de daha önceleri 1965’li yıllarda kolumun atında gazete satarak bu mesleğe başladım. 1995 yılında emekli olduktan sonra da devam ettim.
Bugüne kadar Kayseri’de çeşitli gazetelerde çalıştım. ‘Elimden geldiğince, dilimin döndüğünce’ şehrimizin gençlerine ve bu topraklara vefa borcumuzu ödemek için elimden gelen her şeyi yapma çabasında oldum.
Yıllarca yaptığınız gazetecilik mesleği ile tanınıyorsunuz ama bilinmeyen bir yönünüz de dikkat çekiyor, buda yaşınıza rağmen yaptınız dağcılık ve peki bu spora başlangıcınız ne zaman, nasıl oldu?
Ben insanın yaradılışından beri dağlara ilgi duyduğunu biliyorum. Bende 1959 yılında Yerköy Ortaokulunda okurken, ‘Spesiyal TrensiMountain’ (Dağ) diye bir filmi vardı. Bu filmi izledikten sonra dağların sevdalısı oldum. Ama, dağcılığa geç başladım. 1990 yılında Kayseri’de dağcılıkla iştigal eden Kayserimizin önemli dağcılarından sayın Ali İlik’in ısrarı ile 1990 yılında başlamış olduğum dağcılıkta ilk tırmanışım, 20 Temmuz 1990’da Ali İlik ile birlikte sadece ikimiz Erciyes dağına bir tırmanış gerçekleştirdik. Kıbrıs Barış harekatı ve şehitler tırmanışı yapmıştık. Aşağıya indikten sonra o kadar hırpalanmıştım ki, bir daha kesinlikle bu dağa çıkmam dedim. Ancak, 15 gün sonra tek başıma tırmandım. Dağcılık serüvenim böyle başladı. Şu konuda da kendimle övünmek istiyorum; Ülkemizin çatısı olarak bilinen Ağrı dağına Kayserili bir dağcı olarak Kayseri’den tek ben çıktığım için bu da bana ayrı bir gurur veriyor.
Türkiye’de hangi dağlara tırmanış yaptınız?
Futbolu ve dağcılığı oldukça çok severim. Türkiye’de Ağrı dağı başta olmak üzere çıkmadığım hemen hemen 1-2 dağ kaldı. Bunlardan bir tanesi Hakkari’de yer alan Cilo dağı, çünkü o bölgede terör nedeniyle dağa çıkmaya izin vermiyorlar. Bir diğeri de Niğde yakınlarında ki Demirkazık dağı, oraya da gitmek kısmet olmadı. “Erciyes dağına bugüne kadar tam 76 tırmanış yaptım”.Ülkemizin büyük dağlarından Toros dağlarının uzantısı olan ve Aksaray’da yer alan Hasan Dağı, Karadeniz’de yer alan Kaçkarlar, Kayseri-Niğde ve Adana illeri arasında uzanan Aladağlara da çeşitli vesilelerle çok fazla tırmanış yaptım. Gazeteciliği bıraksam da spordan vazgeçemiyorum ve en azından izleyerek veya gazetelerden takip ederek sporu takip etmeye çalışıyorum.
Yurt dışına çıktığında o bölgede bulunan dağlara tırmanış gerçekleştirdiniz mi?
Oralara gittiğimde dağlara tırmanma fırsatım olmadı. Ama Alp dağlarını çok yakından gördüm ve gıpta ile baktım. Oradaki tesislerin gördükten sonra, o tesislerin dağlara uygun olduğunu gördükten sonra, Kayserimizde hayata geçirilmek üzere olan Erciyes mastır planında betonlaşmaya doğru gidildiğini görerek, üzüldüm. Orada her şey ahşap ve taştan yapılma. O Ülkelerde durum böyle iken bizde betonlaşma ağırlıklı.
En çok en çok dağa tırmanmak istersiniz?
Eğer dağcılığa geç başlamış olmasaydım. Himalayalara da çıkmak isterdim. Benim hayal dağım İran’daki Demavend dağıydı. Hatta, bu yıl bütün plan ve projemi onun üzerine yapmıştım. 5600 yükseklikte yer alan dağa tırmanış gerçekleştirmek için her türlü anlaşmayı ve angajmanı gerçekleştirmiştim. Ancak, evimde çıkan yangın nedeniyle ertelemek durumunda kaldım. Yoksa Demavende gidecektim. “Benim yaşımdan dolayı herhangi bir şikayetim yok!”Çünkü ben bu yaşta Erciyes dağına (3917 metre) veya Ağrı dağına (5137 metre) tırmandıysam, Demavend dağına da (5600 metre) çıkarım.
Erciyes dağına 76 defa çıktığınız söylüyorsunuz, ilk dağ tırmanışınız nasıl oldu?
Dağa ilk tırmanışım 20 Temmuz 1990’da oldu. Arkadaşım Ali İlik ile birlikte tırmanmıştık. Geleneksel bir tırmanıştı. Daha sonraları 40-50 kişiyle birlikte Kıbrıs Barış Harekatı için tırmanış gerçekleştirmiştik. Meteoroloji’de çalışırken, arkadaşım gelip bana, ben yarın daha gideceğim, bana eşlik eder misin dedi. Bende arkadaşımı kıramadım ve dağ tırmanışına katıldım. Birlikte ikimiz çıkarak, dağda bayrağımızı açtık. Daha sonra aşağı indiğimizde bir daha buraya gelmem dedim. Ancak, bir çok kez Erciyes’e tırmanış gerçekleştirdim.
Devamı önümüzdeki hafta yayınlanacak.