Uyuşturucuya karşı medya ortak bir dil kullanmalı
Basın Yayın ve Enformasyon (BYEGM) Genel Müdürlüğü ve Yeşilay işbirliğinde “Yerel Medya Bağımlılık Farkındalığı Eğitimi” gerçekleştirildi. Ankara’da yapılan programa Kayseri’den de gazeteciler katıldı. Programda konuşan Basın Yayın ve Enformasyon (BYEGM) Genel Müdürü Mehmet Akarca, Avrupa’da sosyal bağların yok olduğunu belirterek, “Ülkemizde güçle olan aile bağları da madde bağımlılığı ile mücadele konusunda önemli bir etken. Manevi değerlere olan düşkünlüğümüz, yatkınlığımız da madde bağımlılığı konusunda önemli bir tedbir.” diye konuştu.
Ankara Bera Otel’de gerçekleştirilen “Bağımlılıklara Karşı Yerel Medya Kapasite Geliştirmesi” projesi kapsamında düzenlenen ‘Yerel Medya Bağımlılık Farkındalığı Eğitimleri” programına, BYEGM Genel Müdürü Mehmet Akarca, Yeşilay Genel Müdürü Savaş Yılmaz, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik de katıldı. Kayseri’den de programa, Basın Yayın ve Enformasyon Kayseri İl Müdürü Mehmet Uğurlu, Valilik Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Fuat Öndin, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Metin Kösedağ ile gazetelerin temsilcileri ile muhabirler katıldı.
Programın açılışında konuşan Basın Yayın ve Enformasyon (BYEGM) Genel Müdürü Mehmet Akarca, madde bağımlılığının önlenmesinde ve kamuoyunun bilinçlenmesinde yerel medyaya da önemli görevlerin düştüğünü söyledi.
“TÜRKİYE UYUŞTURUCU TRAFİĞİNİN GEÇİŞ NOKTASINDA”
Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum itibariyle bazı sorunlarla karşı karşıya kalabildiğini belirten Akarca, “Enerji kaynaklarına yakınız, hatta geçiş noktası üzerindeyiz. Orta Asya’dan gelen o bütün petrol, doğalgaz sirkülasyonu, Orta Doğu’dan gelen, Türk Cumhuriyetleri’nden gelen, Arap ülkelerinden gelen tüm o geçiş nokta üzerinde yer alıyoruz. Bu coğrafi konum nedeniyle ülkemiz önemli tehlikelerle karşı karşıya kalabiliyor. Bunun yanında PKK’nın en büyük gelir kaynağının da uyuşturucu maddeler oluşturuyor. Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması için bu enerji kaynaklarında gözü olanlar, uyuşturucu kaçakçılarıyla da el ele vererek neler yapabileceklerini hep birlikte planlıyorlar. İşte ondan dolayı karşımıza PKK, FETO, DHKP-C bilmem şu bu bir sürü bela açılıyor. Bir sürü terör örgütüyle Türkiye mücadele etmek zorunda kalıyor.” şeklinde konuştu.
“AVRUPA’DA SOSYAŞ BAĞLAR ÇÖKÜYOR”
Ülkemizdeki manevi değerlere bağlılığın da uyuşturucu madde ile mücadele de önemli rol oynadığını anlatan Akarca, Avrupa’da çöken sosyal bağlarla birlikte uyuşturucu madde kullanımının da önemli bir boyuta ulaştığını söyledi. Akarca, “Manevi değerlere olan düşkünlüğümüz, yatkınlığımız bizim uyuşturucu kullanımında önümüzdeki en büyük tedbir gibi ortaya çıkıyor. Örneğin Avrupa’da yok olan sosyal bağlar bu yöndeki tehlikenin de artmasını beraberinde getiriyor. Avrupa’nın birçok ülkesi uyuşturucu ile baş edemiyor. Biz de uyuşturucu madde kullanımı 2 ya da 3 milyon kişiyse bu rakam Avrupa’da daha fazla.” dedi.
“ÇOCUK ANNELER BİZ DE TEK TÜK AMA İNGİLTERE’DE ÖNEMLİ BİR SORUN”
Konuşmasında çocuk gelinler konusuna da değinen Akarca, İngiltere’nin uğraştığı en büyük problemlerden birisinin ‘çocuk anneler’ sorunu olduğunu söyledi. Akarca, şu ifadeleri kullandı:” Bizim ülkemizde çok fazla buna bezer olaylar olduğunu düşünüyoruz ama bizde aslında tek tüktür. Çocuk gelinler, İngiltere’de başa çıkılması çok zor bir sorun haline geldi. 13 yaşında, 12 yaşında, 14 yaşında anne olmuş fakat annesi tarafından da reddedilmiş birçok çocuk anne var. Ve onların dünyaya getirdiği çocuklar var. Yani sosyal yapılar Avrupa’da çatırdamaya başladı. İçkiye olan düşkünlük tahmin edilemeyen boyutlara ulaştı. Özellikle İskandinav ülkelerinde, orada yaşayan arkadaşlarımın da anlattığı ‘kimse ayık gezmiyor’ diyorlar. Bu dünyanın birçok ülkesinde böyle ve içki ayrılıkların en büyük sebebi. Google’dan araştırabilirsiniz Türkiye’de boşanma oranları nedir, Avrupa’daki boşanmaların oranı nedir, Türkiye’de tedavi gören alkolik sayısı kaçtır, Avrupa’da, Amerika’da kaçtır? Buna bakıldığında Avrupa’daki tehlikenin önemli boyutlara ulaştığı görülecektir. İşte bu kapsamda sorunun çözümü için bu yöndeki toplantıları, buluşmaları önemsiyoruz. Burada yerel medya ya da önemli görevle düşüyor. İnşallah hep beraber bu sorunun çözümü için gösterdiğimiz bu gayretler başarıya ulaşacaktır. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. ”
“BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE İLLER ÖN PLANA ÇIKARILMALI”
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik de uyuşturucu ile mücadele de kararlı adımların atıldığını söyledi. Bu konuda daha önce yerel yapıların ihmal edildiğini ifade eden Çelik, “İşte bu yöndeki toplantılarla da bu eksiklik gideriliyor. Artık bu yönde de toplantılar yapılıyor ve buna göre çalışmalar ortaya koyuluyor, politikalar hazırlanıyor. Bu çalışma örnek olmalıdır. Bundan sonraki süreçte de illeri iller ön plana çıkarılmalıdır. Yerel medya da uyuşturucu ile mücadele konusunda illerde çalışma yapan kurullarla iş birliği içinde olmalıdır.” dedi.
Diğer yandan Ekim ayında İzmir’de başlayan ve Aralık ayına kadar da toplam 8 ayrı ilde düzenlenen “Yerel Medya Bağımlılık Farkındalığı Eğitimleri’ne” Türkiye’nin dört bir yanından yaklaşık 2 bin gazetecinin katıldığı ifade edildi.
“MEDYA ORTAK BİR DİL KULLANMALI, HABERDE ÖZENDİRME OLMAMALI”
Basın mensuplarından özellikle bu yöndeki haberlerde madde adı kullanmamaları, kullanımla ilgili haberlerde yol gösterici ifadelere yer vermemeleri ve “kurban” , “Uyuşturucu batağında”, Altın vuruş”, “Keyif verici madde” gibi kelimeler yerine özendirme olmayan ve “bağımlı, tedaviye ihtiyacı olan” gibi nitelemelere yer verilmesi konusuna dikkat edilmesi istendi. Bu konuda bilgi veren İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, medya, madde bağımlılığına karşı özendirmeyen, yol göstermeyen, yaftalamayan ortak bir dil kullanması gerektiğini söyledi. Program daha sonra bu yöndeki haberler konusunda örneklerin yer aldığı atölye çalışması ile son buldu.
Haber/Foto: Cafer ZENGİN