'Terör olaylarında yas tutulmaması psikolojik rahatsızlık sebebi'
Psikolog Durna Özer , Terör saldırılarının insan psikolojisi üzerindeki etkilerini haber merkezimize değerlendirdi. Psikolog Özer ,saldırılarının hedefinin artık sivil halk olduğunu belirterek; “Yaşanılan olayların yasını tutmalıyız, zamanında tutulmayan yas psikolojik rahatsızlıklara sebep olunur. Bütün bunların yanında,kimlik arayışı içerişinde olan gençlerimize sahip çıkmamız büyük önem arz etmektedir.”dedi
Haber Merkezimizin terör saldırılarından sonra toplum psikolojisi bundan nasıl etkileniyor ve neler yapılmalı yönündeki sorusunu cevaplandıran Psikolog Durna Özer eskiden bilinen savaşlarda iki taraf olduğunu ve gerçekten bir savaş halinde olunduğunu belirterek: “Şimdiki dönemde bir takım gruplar terör olaylarında kullanılıyor”dedi. Özer sözlerini şöyle sürdürdü: Bu topraklarda sayısız savaş yapıldı. Kimi zaman galibiyet yaşandı, kimi zaman mağlubiyet…Geçmişte yapılan savaşlara bakıldığında göze çarpan en temel faktör; savaşlarda iki tarafın olmasıdır, ya da birden fazlasının birbirleriyle savaşıyor olmalarıdır yani devletler vardır birbirlerine harp ilan eden. Günümüze baktığımızda yine kayıplar verilmektedir. Askerlerimiz, sivil halkımız şehitlik mertebesine yükselmektedir. Bu da savaş değil midir? Geçmiş ile bugün arasındaki fark ise birbirlerine açıkça savaş açan devletlerin olmamasıdır. Bunun yerine bir takım gruplar kullanılarak saldırılar düzenlenmektedir. Bu grupların farklı farklı isimleri olabilir. Genel olarak bu grupların yaptıklarına terör olayları diyoruz.
“TERÖRİZMİN EN ETKİLİ YOLU PSİKOLOJİK SAVAŞTIR”
Terörizmin en etkili yolunun devletin huzur ve güvenliği sağlayamadığı mesajını vermek olduğua da dikkat çeken Durna Özer :” Terör, en basit tanım ile dehşet uyandırmak için gerçekleştirilen eylem olarak tanımlanmaktadır. Terörizm bunu sağlayabilmek için pek çok yola başvurmaktadır. Bunlardan en etkilisi, psikolojik savaştır ve taktikler uygulamaktadırlar. Yıldırma, sindirme, korkutma ve devlet otoritesine olan güveni sarsma gibi taktiklere başvurmaktadırlar. Yaptıkları eylemlerle halkın direnmesini önlemeye çalışmaktadırlar böylece sosyal tepkinin önüne geçmeyi amaçlamaktadırlar. Bu sayede yıldırma taktiği işe yarayacaktır. Halkın fiziksel ve psikolojik olarak tepki vermesini önlemek için sindirme yoluna gitmektedirler. Bunun için de kaygı ve korku oluşturmaya çalışmaktadırlar. Terör örgütleri bütün bunlarla da yetinmeyip halkın kendini savunmasız ve aciz hissetmesini sağlayabilmek için devlet otoritesine olan güveni sarsmaya yönelik stratejik oyunlara başvurmaktadır. İnsanın temel ihtiyaçlarından olan kendini güvende hissetme ve bir yere ait olma ihtiyacının karşılanamaması durumunda toplumda kaos ortamı oluşacaktır. Terör örgütlerinin amacı ise devletin temel görevlerinden olan huzur ve güvenliği sağlayamadığı mesajını halka vermeye çalışarak hedeflerine kısa yoldan ulaşmaktır. “ ifadelerini kullandı.
YAS TUTULMADIĞI ZAMAN PSİKOLOJİK RAHATSIZLIK ORTAYA ÇIKIYOR
Saldırıların hedefinde artık sivil halkın bulunduğunu yaşanan olayların yasının tutulmasının önemli olduğunu ifade eden Özer gençlere de sahip çıkılmasını isteyerek şunları söyledi: “Şehirlerimize bombalı saldırılar düzenlemişlerdir, çatışmaların haddi hesabı yoktur. Bütün bu yaşanılan olayların yasını tutmalıyız. Yas tutulmadığı zaman pek çok psikolojik rahatsızlığa sebep olabilmektedir. Yas tutulmalıdır ki, hatalar düzeltilebilsin ve yaşadıklarımızdan ders çıkarabilelim. Acılarımızdan ders çıkaralım.
Terörle mücadele konusunda halk bilgilendirilmeli, halka bilinç ve farkındalık kazandırılmalıdır. Bu görev için belediyeler, sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler, medya gibi kısacası çok sayıda insana ulaşmayı rahatlıkla sağlayabilecek kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşeni yerine getirmelidirler. Vatanın birliği, bütünlüğü ve dirliğinin her şeyden önce gelmesinin gerektiği unutulmamalıdır. Vatan, millet bilinci artırılmalıdır.”Söz konusu bu olunca kişisel çıkarlar bir yana bırakılmalı, her bir vatan evladı elini taşın altına koyabilmelidir. Eğitim ve seminerler düzenlenmelidir. Özellikle kimlik arayışı içerişinde olan gençlerimize ulaşmamız acil ve önemlidir. Haber- Foto: Güler Ruhsar AKTAŞ