Tam 750 yıllık! Yeniden ziyarete açıldı
Kayseri'nin Develi ilçesinde bulunan 750 yıllık türbe restore edilerek yeniden ziyarete açıldı. Detaylar Kayseri Olay haber merkezince derlediğimiz Kayseri haber bülteninde.
Kayseri’nin Develi ilçesinde bulunan 750 yıllık Şeyhü’l Abdal Seyyid Şerif Er-Rüfai Hazretleri Türbesi restore edilerek yeniden ziyarete açıldı.
Müjdeli haberi Araştırmacı-Gazeteci Nezir Ötegen paylaştı. Restorasyon çalışmalarında emeği geçenlere teşekkür eden Ötegen, türbeye ilişkin bilgilerde aktardı.
İslam kültürünün gelişmesinde Sufiler’in önemli rol oynadığını söyleyen Ötegen, Anadolu’nun güvenli bir liman olduğunu kaydetti. Ötegen, “Anadolu’ya çeşitli kültürlerden gelen âlimler, Anadolu insanının kültürel dönüşümüne kaynaklık etmişlerdir.
Harezm bölgesinin Moğol istilası sonucu harap olması üzerine Horasan ve Azerbaycan yoluyla Anadolu’ya insanlar akın etmeye başladılar. Gelen bu insanlara “Horasan Erenleri” adı verildi. Bu erenler, daha sonra Anadolu’nun hızla İslamlaşmasına katkı sağladılar.
Anadolu Selçuklu Sultanlarının Horasan Erenlerine hürmet ve iltifat etmeleri, Anadolu’nun cihat ve iskâna elverişli oluşu, büyük mutasavvıfların bu beldeye yönelmelerini de kolaylaştırdı.” dedi. Ötegen açıklamalarını şöyle sürdürdü;
Develi, ilim merkezi
“Selçuklular dönemindeki ilim merkezlerinden biri haline gelen Develi’deki ilim erbabı ve gönül sultanlarından Şeyhü’l Abdal Seyyid Şerif-er Rufai hazretleri de hayatı boyunca ilim ve irfan dersleri vermiş ve sevenlerine irşad vazifesini tebliğ etmiştir.
Anadolu’nun fethi için Horasandan gelen bir alp-eren özelliği ön plana çıkan Seyyid Şerif’in türbesindeki sandukası üzerindeki kitabede
‘Allah hâzal meşhedül-Şeyh-i Ekber Şeyhül-abdâl Seyyid-i Şerîfur-Rufâî, nevverallâhu kabre (Allah. Bu meşhed, Allah nur içinde tutsun, en büyük şeyhül-muhakkikîn Seyyidul Abdâl Seyyid Şerif er-Rufâî’ye âittir.)’ yazılıdır.
Rifâî şeyh’i olduğu kaydedilen Seyyid Şerif’in, 1295-1296’da yaptırılan türbesi; Mevlâna Türbesinden sarf-ı nazar edildiği takdirde, mimarî ve tezyini bakımından veli türbeleri arasında en dikkate değer türbedir."
Sembol ve mesajlar
Ötegen, Seydi Şerif Türbesi’nin üzerindeki kandil sembolü ve verdiği mesajdan da bahsetti. Ötegen, “Kandil, ayetlerde ve edebi metinlerde farklı anlamlarda kullanılmıştır. Mezar taşları üzerine işlenen kandillerin ise, çoğunlukla ölünün gömüldüğü mezarı kıyamete kadar aydınlatmakla ilgili sembolik bir rolü olduğu düşünülmekte.
Nur suresi’nde geçen ve 'kandil' olarak tercüme edilen 'misbâh' kelimesi, etrâfa ışık veren âlet, aydınlatma aracı, kandil, çıra, meşale anlamlarına geliyor.
Gazali, bütün enbiyaları ve âlimleri ışık saçan lambalar tabirini kullanarak peygamberleri ve bilginleri kandil ile özdeşleştirmiştir.
1259 yılında vefat eden Seyyid Şerif er Rifai Hazretlerinin Kabri üzerindeki türbe, 1279 tarihinde Şeyh Muhammed tarafından yaptırılmıştır.” dedi.
Seydi Şerif Zaviyesi
Türbenin, Osman Dönemi kayıtlarında zaviye olarak geçtiğini aktaran Ötegen, konuya ilişkin detayları şöyle anlattı: “Bu türbenin aslında bir zaviye olduğu ve burası için herkesin arazileri ekip biçtiği, elde edilen ürünlerin zaviyeye aktarılıp halkın ihtiyaçlarının buradan karşılandığı şeklinde sözlü kültürde alıntılar vardır.
Türbe, taç kapı üzerinde yer alan Kitabede: “Kabir bir evdir, herkes oraya girecektir. Ölüm bir kadehtir her insan ondan içecektir. Bu türbeyi zayıf kul Şeyh Muhammed (Allah onun akıbetini güzel eylesin) eliyle şeyh Zahid şerif 695-1279 tarihinde yaptırdı. Allah onun kabrini nurlandırsın” yazılıdır. (Önkal, 1996:289)
Türbe içinde günümüzde üç farklı sanduka bulunmaktadır. Bunlardan büyük olanı yapının tam ortasına, diğer ikisi ise girişin sağında ve solunda duvara bitişik yerleştirilmiştir
Büyük olan ortadaki sanduka türbeye ismini veren Rufai şeyh-i Seyyid-i Şerif’e aittir.
Yapıyı 1947 yılında inceleyen T. Özgüç ve M. Akok bu sandukanın başucunda, günümüzde bulunmayan, kurs biçimli taş olduğundan bahsetmektedir ve '8' rakamı şeklinde iki kursun birlemesinden meydana gelmiştir. '8' şeklindeki bu kursun üst parçasına yazı, alt parçasına ise kandil motifi işlenmiş. Yazı ve motif taş yüzeyine oyularak yapılmıştır.
Seyyid Şerif Türbesi’nin içinde, Rufai Şeyhi Seyyid-i Şerif’e ait bir sanduka bulunmaktadır. Sandukanın üzerindekiv yazılar çok yıpranmıştır. Ancak Tahsin Özgüç ve Mahmut Akok bu yazıyı zamanında okuyarak neşretmişler Özgüç & Akok, 1995, s. 382) Kitabe, sandukanın baş ucuna tesadüf eden kısmındaki yuvarlak biçimli bir taşın üzerinde Allah, bu türbe (meşhed) Allah nur içinde tutsun, abdalların seyyid-i muhakkik şeyhlerin en büyüğü, Seyyid Şerif el Rufai’ye aittir yazmakta.
Türbeye kuzey cephedeki basık kemerli geniş bir kapıdan girilir. Kapı üzerinde kitâbe levhası bulunur. Kare planlı iç mekân üçgenlerle geçilen bir kubbe ile örtülmüştür. Kıble duvarında mihrap yer alır. İç mekân kubbe üzerine açılmış üç mazgal penceresi ile doğu ve batı duvarlarına açılan dikdörtgen pencerelerle aydınlatılmıştır.
Tamamı düzgün kesme taşla kaplanmış türbe, sade bir görünüşe sahiptir. Türbenin dışta tek bezemeli yeri, giriş bölümüdür. Giriş kapısı, geometrik örgülü iki bordür ile yüksek dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmıştır.
Kubbede, etekten tepeye doğru kavisli olarak yerleştirilmiş on iki taş basamak ve kubbeyi orta yerinden kuşatan geometrik bezemeli silme yer alır.
İç mekânda mihrap özenle tasarlanmıştır. Sivri kemerli ve mukarnaslı mihrap nişi; içten dışa doğru geometrik örgülü, bitkisel bezemeli ve iç içe geçirilmiş zikzaklardan ibaret üç bordürle yüksek dikdörtgen bir çerçeve içerisine alınmıştır.
Kubbeye geçişi sağlayan üçgenler ve iki renk taşla örülen kubbe, iç mekânı zenginleştiren diğer unsurlardır.”