Suriyeli Kadın Cinayeti Davası'nda 2 sanığa ağırlaştırılmış müebbet
Suriye uyruklu şahıslara Kur’an dersi vermek için haftanın 3 günü kursa giden ve 3 Temmuz 2015’te kurstan çıkan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Suriyeli Hamide Cüneyd’in kayıp ihbarını alan polis, kadının öldürülmüş olabileceğini değerlendirdi. Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği’nde oluşturulan 3 ekip, olay günü yardım etmek amacı ile Suriye uyruklu A.E’ye ait ikamete gideceği bilgisine ulaşan polis, A.E.’yi takibe aldı. İki ay süren teknik takip ve telefonların HTS raporları doğrultusunda, Hamide Cüneyd’i, yardım alma bahanesiyle evine çağıran A.E. ve arkadaşı Y.K. ile birlikte bez ile boğarak öldürdükleri belirlendi. Gözaltına alınan ve sorgularında cinayeti itiraf eden zanlıların, öldürülen kadının çantasında, kollarında ve boynunda bulunan altın bilezik, kolye, cep telefonu ve cüzdanını aldıklarını, cesedi ise iki adet çuval içerisine yerleştirerek, araçla Selçuklu Mahallesi Gülören Sokak üzerinde bulunan boşluk arazideki moloz yığınlarının içerisine bıraktıklarını, cesedin bulunduğu çuvalın ağzının bağlı olduğunu ve üzerini orada buldukları katı maddeler ile kapattıklarını söyledikleri ortaya çıktı.
ALTIN VE CEP TELEFONUNU GAZİANTEP’TE SATMIŞLAR
Kadına ait çanta, manto, ayakkabı ve kimlik kartlarını yakan cinayet zanlıların, Suriye uyruklu bir taksi şoförü ile anlaşarak Gaziantep’e gittikleri ve burada kadından aldıkları altınları ve cep telefonunu 32 bin TL karşılığında paraya çevirdiklerini, cep telefonunu 100 TL’ye sattıklarını, bin Euro, 200 ABD doları, 750 TL ve 10 bin Suriye Lirasını paylaştıklarını beyan eden cinayet zanlıların, öldürdükleri kadının cesedini attıkları yeri 20 gün veya bir ay boyunca takip ettiklerini söylediler. A.E. ile Y.K. ‘tasarlayarak kasten adam öldürme’ suçundan tutuklanırken, M.Ö. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 1 Ekim’de görülen davanın ilk celsesinde mahkeme heyeti, tutuksuz sanık M.Ö.’nün de tutuklanmasına karar verdi.
Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında tutuklu sanıklar A.E.(42), Y.K.(44) ve M.Ö. (20) ile avukatlar hazır bulundu.
Duruşma savcısı verdiği mütalaasında tutuklu sanıklar A.E. ile Y.K.’nin ‘gasp suçunu işlemek amacıyla kasten öldürme’ suçundan, M.Ö.’nün de diğer iki sanığa ‘yardım etme’ suçundan cezalandırılmalarını talep etti.
Tutuklu sanık A.E., “Emniyet’teki ifademde baskı altında yazdırdılar, o ifadeler benim değil. Bu altınları bana getiren M.Ö.’dür. O kadın yemin ederim ki benim evime hiç gelmedi. Kamera kayıtlarına bakıldığında ortaya çıkacaktır. Beraatımı talep ediyorum” derken diğer tutuklu sanık Y.K. ise öldürülen kadını tanımadığını, bu olaya karışmadığını söyledi. Diğer iki sanığa yarım ettiği iddia edilen tutuklu sanık M.Ö. de “Ben diğer sanıklara yardım etmiş değilim. Ben o kadının sadece yardım malzemelerini taşıdım” dedi.
Sanık Y.K.’nin avukatı ortada bir ceset olmadığını 14 gün boyunca belirlenen yerde arama yapıldığını ancak herhangi bir cesede ulaşılamadığını belirterek, müvekkilinin yeterli delil bulunmadığından beraatını talep etti.
Mahkeme heyeti yapılan yargılama tutuklu sanıklar A.E. ile Y.K.’ye ‘tasarlayarak kasten adam öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet, ‘nitelikli yağma’ suçundan ise 10’ar yıl hapis cezası verirken, sanıklara herhangi bir indirim maddesi uygulamadı. Mahkeme heyeti, diğer tutuklu sanık M.Ö.’ye ise hem nitelikli yağma, hem de kasten adam öldürme suçlarında diğer iki sanığa yardım ettiği gerekçesiyle toplam 15 yıl 4 ay hapis cezası verdi.