Spor eski Bakanından Süper Kupa yorumu: Koltukları İşgal etmesine gerek yok!

Fenerbahçe ve Galatasaray arasında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Cuma akşamı oynanması planlanırken iptal edilen Süper Kupa finalinin yankıları devam ediyor. Kayseri’de bulunan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı, 61. TC Hükümeti Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç da sorulan soru üzerine yaşananları değerlendirdi.

Meselenin Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal Marşı meselesi olmadığını belirten Kılıç, “Konuyla ilgili Gençlik ve Spor Bakanımızın açıklama yapmasını bekliyoruz. Bu konuyla ilgili Türkiye Futbol Federasyonu'nun Türkiye'ye döndükten sonra yeni bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Niye? Süper Kupa Finali Suudi Arabistan'da oynanmak istenmiştir? Niye bazı problemler öncesinde öngörülememiştir? Niye bu süreç yönetilememiştir? Bazı spor yöneticilerinin tercihleri Türkiye'yi neredeyse bir uluslararası krizin eşiğine getirmiştir. Meselenin Mustafa Kemal Atatürk meselesi olduğuna inanmıyorum. Meselenin İstiklal Marşı meselesi olduğuna da inanmıyorum. Uluslararası arenada resmi futbol müsabakalarının UEFA ve FIFA kriterlerine göre hangi koşullar altında oynanacağı bellidir. Bunu bilmeyenlerin en net En belirgin olan, kayda kuyuda bağlı olan en basit bir meselede bile futbolun uluslararası kurallarına göre bir süper kupa oynatmayı beceremeyenlerin bulunduğu koltukları işgal etmesine gerek yoktur. Bu kadar net” dedi. 
Bir provokasyon olup olmadığı yönündeki soruyu da yanıtlayan Kılıç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “ Olup olmadığını bilemiyorum. O nedenle Gençlik ve Spor Bakanımızın açıklama yapmasını, bu konuyu siyasi anlamda bir açıklığa kavuşturmasını bekliyoruz. Riyad'da şöyle şöyle bir mesele oldu diye gerilen toplum kesimleri,  Filistin'de, Gazze'de yaşanan terörle birlikte yurt içinde yaşanan terörist faaliyetlere karşı lanetleme mitingine, İstanbul'daki Galata Mitingi'ne bunu yansıtmak isteyenler oldu. Dolayısıyla bu süper kupa finalinde yaşananlar bir yönetim zafiyetidir, spor yöneticileri açısından. Bir yönetim beceriksizliğidir. Ve önünde ne vardı, sonunda ne var, hala açıklanmış değil. Bu bir devlet krizi değildir. Bu bir hükümet krizi değildir. Suçlunun kim olduğunu anlayabilmemiz için Gençlik ve Spor Bakanı'nın yapacağı açıklamayı merakla ve sabırsızlıkla bekliyoruz. Burada suçlu Türkiye Cumhuriyeti değil. Burada suçlunun Suudi Arabistan yönetimi olduğunu da sanmıyorum. Çünkü kulüplerin federasyonla birlikte yaptıkları açıklamada Suudi Futbol Federasyonu da işbirliği ve katkılarından dolayı teşekkür ibaresi var. Kulüpler birbirine teşekkür ediyor. Kulüpler ve bizim futbol federasyonumuz Suudi Futbol Federasyonu'na da teşekkür ediyor. O zaman kim ne yaptı? Sorusunun cevabını Sayın Bakan'ın açıklamalarıyla öğrenmemiz lazım. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Hiç kimsenin artık bu memlekette bir kaşık suda, Atatürkçülük fırtınası koparmasına, İstiklal Marşı fırtınası koparmasına gerek yoktur. Bu millet bayrağına da, kurucu liderlerine de, İstiklal Marşı'na da 100 yıldır olduğu gibi yüzyıllar boyunca sahip çıkma dirayetinde olan bir millettir. Bazı değerlerimizi birileri seviyor, birileri istemiyor gibi bir ayrımcılığa, bir kutuplaştırmaya, bir polarizasyona Türkiye'yi sürüklemenin gereği yoktur. Kimse kriz çıkarmaya kalkmasın. Kimse de krizleri fırsata çevirmeye kalkışmasın. Sayın bakanım bir an önce yapacağı açıklamayı yapsın…”