SOMA'DA ÖLÜ SAYISI EN AZ 450!
Soma’daki maden faciasının kaç madenci hayatını kaybetti? Resmi rakamlar 301 olarak açıklansa da Türkiye kamuoyu açıklanan rakama kuşku ile bakıyor. Soma’daki maden faciasından sağ kurtulan madenci Sami Yavuz, kentimizde Emek ve Dayanışma Platformu’nun düzenlediği toplantıda ölü sayısının en az 450 olduğunu ileri sürdü.
Çeşitli iş kollarından işçilerin girişimlerini başlattığı Emek ve Dayanışma Platformu’nun düzenlediği toplantıda, Soma’daki maden faciasında ölen DİSK Sosyal İş uzmanı Onur Bakır ve Soma’dan davet ettikleri iki işçinin katılımı ile birlikte bir toplantı gerçekleştirdi. Bakır toplantıda, “Türkiye’de hızla yayılan ikiz kanser: Taşeronlaştırma ve İş Kazaları” konulu bir sunum yaptı. Metal, mobilya, tekstil, hizmet, inşaat, karayolları, eğitim, sağlık işkolu gibi farklı sektörlerden 100 işçi ve emekçinin katıldığı toplantı Onur Bakır’ın “Türkiye’de hızla yayılan ikiz kanser: Taşeronlaştırma ve İş Kazaları” adlı sunumuyla başladı. Özelleştirmelerden başlayarak taşeron sisteminin Türkiye’ye nasıl girdiğini, kanser gibi önüne geçilemeyen bir hastalık halinde nasıl her iş koluna yayıldığını ayrıntısıyla ele alan Bakır, Soma katliamı ile birlikte madencilik ve birçok sektöre dair alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Bakır, “ Çaresiz gibi görünen taşeronlaştırma kanserine karşı, elbet çözümler mevcut. Bu anlamda yaptığımız toplantı çok değerli. Daha fazla bir araya gelip farkındalığımızı arttırarak birlikte mücadele etmenin yollarını aramakla beraber emekten yana basına, partilere de başvurarak işçilerin haklarının arkasında durmalarını sağlamalıyız” dedi.
EN AZ 450 KİŞİ ÖLDÜ!
Onur Bakır’ın ardından sözü Soma’daki maden faciasından sağ kurtulan maden işçilerinden Sami Yavuz aldı. Madende 12 yıldır çalıştığını söyleyen Sami Yavuz çalışma koşullarının zorluğunu; “Mühendisler bile Soma olayının sebebini bize açıklayamadı. Ama biz başından beri biliyoruz. Koskoca madende tek hava çıkışı olmamalıydı. Yıllardır çalışırım hala maskenin nasıl çalıştığını bilmiyorum. Çünkü maskenin olduğu kutuyu açmanın 400 tl para cezası var. Her gün 10 saat çalıştığımız madende tuvaletimiz bile yok. Kazının yapıldığı alana havasız bir şekilde 3 km yol yürüyerek ulaşıyoruz” sözleriyle anlattı. İşçilerin karşılıklı sorularıyla ilerleyen toplantıda, “ Tam olarak kaç işçi öldü?” şeklindeki sorusuna Yavuz; “Yerin altından çıkarılmayan arkadaşlarımız var. 301 ölü diyorlar ama biz 5 bin madenci buna inanmıyoruz. En az 450 arkadaşımız can verdi” diyerek cevap verdi.
Soma’dan gelen bir diğer madenci Taner Yıldırım da ise Soma faciasının sonrasına değinerek, ”Televizyonları izleyen insanlar haklarımızı aldığımızı düşünüyorlar. Ama değişen bir şey yok. Üzerimizdeki baskılar sürüyor. Ekmeğimiz için çocuklarımız için madene inmeye devam ediyoruz. Mecburuz. Kaymakam Soma’ya gelen milletvekillerine kasamızda işçilerimiz için 180 trilyon paramız var diyor. Kimse görmedi o parayı. Şunu vereceğiz bunu vereceğiz diye reklam yapıyorlar ama hala maaşımızı alamadık” diyor.
Sendika ne yaptı?
Toplantıda Soma işçilerine yoğunluk olarak sorulardan biri de sendika konusu oldu. Kaza sonrası sendikanın neler yaptığı yönündeki soruyu yanıtlayan Yavuz; “ Olayın olduğu gün bile sendika yanımıza gelmedi. Sendikayı şikayet hakkımız yok. Üzerimizde sendikal baskı hep vardı. İşimizden olmamak için attığımız oydan haberimiz bile olmazdı” şeklinde yanıt verdi.
Komite oluşturduk
“Soma sonrası ne değişti?” sorusuna ise Taner Yıldırım“ 5 gün sendika kapısında sabahladık. Enerji bakanlığına taleplerimizi sıraladığımız dilekçemizi verdik. Maden-İş bizi temsil edemez, başımızda görmek istemiyoruz. Komite oluşturuyoruz. Bizim yönettiğimiz, sendikacının işçiden fazla maaş almadığı, haftada 3 gün madene inip sorunlarımızın ve taleplerimizin dinlendiği bir sendikal anlayış oluşturucağız” sözleriyle karşılık verdi.
Toplantı kapanışını Disk Birleşik Metal İş örgütlenme uzmanı Yakup Aslandoğan yaptı. Soma’nın Türkiye’nin en büyük işçi katliamı olduğunu ve unutulmayacağını vurgulayan Aslandoğan, toplantının da yıldönümüne denk geldiği 15-16 Haziran işçi direnişlerini hatırlatarak işçilerin birlikteliğinin ve tarihten getirdiği birikimin önemine, bugün Soma işçileriyle birlikte tüm işkollarından işçilere yüklediği görevlere değindi.