Serkan Tok niye görevden alındı?

Serkan Tok niye MHP İl Başkanlığı görevinden alındı Geçmişte başkanlığını yaptığı kooperatifin ve sahibi olduğu müteahhitlik firmasının SGK ve vergi borçları mı, belli bir bedel karşılığı silah ruhsatı alınmasına yardımcı olduğu söylentileri mi, MHP Kayseri Milletvekilleri Baki Ersoy ve İsmail Özdemir'i birbirine düşürecek sözleri dillendirdiği dedikoduları mı? Devlet Bahçeli, Serkan Tok için, 'O'nun kökünü kazırım' dedi mi? Kayseri kamuoyu Milliyetçi Hareket Partisi İl Teşkilatı'nın neden feshedildiğini, Serkan Tok'un neden görevden alındığını merak ediyorken Gazeteci Recep Bulut Serkan Tok ile yaptığı görüşmeyi Gerçek Haber Gazetesi'ndeki köşesinde yazdı.

Serkan Tok niye görevden alındı?
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Recep Bulut’un Gerçek Haber Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısı şöyle:

SERKAN TOK NiYE

GÖREVDEN ALINDI?

MHP İl Başkanı Serkan Tok, pazar günü görevden alındı…

Sürpriz mi oldu?

Sürpriz olmadı!

Niye olmadı?

Son günlerde Serkan Tok’un bugün-yarın görevden alınacağına ilişkin söylentiler ayyuka çıkmıştı da ondan sürpriz olmadı…

Yani anlayacağınız hem MHP hem AKP çevreleri hem de medyanın bir kısmı Serkan Tok’un bugün-yarın görevden alınacağı haberini bekliyordu…

Yani konu bu kadar dillenmişti…

Pazar günü akşam saatlerinde de görevden alındığı haberi gelince: “Demek ki Serkan Tok’un görevden alınacağına ilişkin söylentiler doğruymuş!” dendi…

Peki, ne oldu da en son 20 Ekim 2020 tarihinde yapılan 13. Olağan İl Kongresinde tek aday olarak oybirliğiyle tekrar İl Başkanı seçilen Serkan Tok henüz yılını bile doldurmadan Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin “kesin talimatıyla” yönetimiyle birlikte görevde alındı?

Genel Başkan Devlet Bahçeli’yi bu kadar sinirlendiren ve hatta “Onun kökünü kazırım” demesine neden olan ne?

Bir değil birden çok sebebi olabilir!

Bir de geçmişten gelen sıkıntılar vardı…

Örneğin Talas’ta faaliyet gösteren ve Mahmut Öztürk’ün ölümünden sonra Birsen Mekaracı’nın Başkanlığını üstlendiği S.S. Melikşah Konut Yapı Kooperatifi ile Enes Yıldızhan’a devrettiği AKAY Limited Şirketi ile aralarında 

öteden beri süregelen ve hala vergi ve SGK boyutuyla devam eden sorunları var…

Daha önce de ben bu konuyu birkaç kez işlemiştim…

AKAY Limited Şirketi’ni üstlenen Enes Yıldızhan, Serkan Tok’tan yana şikayetçiydi…

Kooperatif ile söz konusu şirket arasında kesilen son 2 milyon TL tutarında ki hakediş nedeniyle AKAY Limited Şirketi’ne maliye 400 milyon TL tutarında usulsüzlük cezası kesmiş, Enes Yıldızhan’ın uzlaşı talebi doğrultusunda yapılan değerlendirme sonunda 400 milyon TL tutarında ki usulsüzlük cezası 200 küsur milyona düşürülmüştü…

Yani aralarında ki nizah sürüp gidiyordu…

Serkan Başkanın yine geçmişten gelen hem maliye hem de SGK borçları vardı…

SGK’nın sadece AKAY Limited Şirketi’nden gelen 700 bin TL civarında bir borcu vardı…

Yani anlayacağınız Serkan Başkan’ın böyle bir 

sıkıntısı vardı…

Aslında ben şahsen Serkan Başkan’ın S.S. Talas Melikşah Kooperatifi’nden yana ciddi zarara uğradığı kanaatindeyim…

O kooperatif ile üyeler arasında ki sıkıntı da halen tüm hızıyla devam ediyor…

Geçenler de bir yerel gazetemiz de şöyle bir ilan vardı;

“S.S. TALAS MELİKŞAH KOOPERATİFİNİN 07.09.2020 GÜNÜ YAPILAN (Oysa 

henüz bu tarih gelmiş değil, verilen tarihte bir yanlış olmalı!) OLAĞAN GENEL 

KURULUNDA ALINAN KARARLARIN İPTALİ İÇİN 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNDE 2021/513 ESAS SAYILI DOSYA 

İLE DAVA AÇILMIŞTIR. ÜYELERİMİZE 

İLANEN DUYURULUR”

Kastedilen genel kurul belki 07.09.2021 değil de 09.07.2021 tarihi olabilir… Tarihte bir yanlışlık olmalı… 

Her neyse, S.S.Talas Melikşah Kooperatifi’nde ki sıkıntılar bir yana orada yaşanan geçmişe dönük sıkıntılar Serkan Başkan’ın yakasını bir türlü bırakmadı… 

Serkan Tok’a AKAY Limited Şirketi ile ilgili sıkıntılarını sordum;

“Evet geçmişten gelen bazı sıkıntılarımız olabilir, büyük ölçüde de çözdük. Hatta bu nedenle 2 yıl önce maliyenin çok ciddi bir denetimden de geçtik. Denetimden sonra denetimi yapan müfettiş, ‘Baki Bey toplam 20 maddelik bir denetime tabii 

tutuk. 20 Maddenin 18 maddesinden tamamen sıkıntısız geçtiniz. Sadece iki maddeden sıkıntı oldu’ dedi. 

Bu iki maddeden biri banka hesabı 

üzerinden diğer bir banka hesabına alacak-verecek havalesi yapmamış olmamız gerekçe gösterildi. Zaten o tarihler de 

banka hesabı üzerinden havale yapmamız mümkün değildi. Çünkü hem bizim hem de kooperatifin hesaplarında tedbir vardı. 

Diğer bir maddede Ömer Cuma Özer üzeri ile sözleşme yapmamamız. 

Bu iki maddeden usulsüzlük cezası öngörülmüş. Cezaya itiraz edildi. Uzlaşmaya varıldı ve cezası da ödendi. Kooperatif ile ilgili sıkıntımız bundan ibaretti. 

Çalmadık, çırpmadık, yemedik, içmedik. 

Bizim kooperatif ile yaptığımız sözleşme doğrultusunda 4 blok almıştık. 3 bloğu tamamlamış bir bloğun da 11. Katı seviyesine gelmiştik. Sıkıntı bizden sonra 

devam etti. 

Benim üç şirketim var. İpek Saray’ın altında ki kafe, Rentekarım var. Bir de 

bahse konu olan şirket. Bunlardan vergi ve SGK borcum vardı.

İki şirketin ki 450 bin TL civarındaydı. 

Yapılandırdım ve ödemem devam ediyor. 

Kooperatifin de 600 küsür 700 civarında idi, onu da şirketi devrettiğim arkadaş 

ödemeye hazır. 

Bir benim değil, ticaret yapıpta borcu olmayan var mı? 

Kaçmıyoruz, göçmüyoruz, borcumuzu inkar etmiyoruz. Tüm bu borçlar taa 2014-2015 dönemlerinden geliyor. Yani 

benim Kocasinan İlçe Başkanlığım 

dönemimden. 

Gece gündüz kendimizi partimize 

adamışız, işimizi-gücümüzü ihmal etmişiz. 

Bunlar görevden almak için bir sebep teşkile edemez!” dedi.

Bir de özellikle “silah ruhsatı” alma konusunda Serkan Başkan’ın adı son günler de çok dillendirilmişti…

Gerçekte partililerine ve dostlarına silah ruhsatı almaları için bir parti İl Başkanı olarak “samimiyetle” yardımcı oluyor olabilir fakat 

birileri de bunu çevrelerine sanki Serkan Başkan silah ruhsatı alımı konusunda belli bir bedel karşılığı yardımcı oluyormuş gibi 

yansıtıyordu…

Ben şahsen bunun böyle olduğu kanaatinde değilim…

Ama söylentiler öyle yayılmıştı…

Hani eskiler şüyuu vukuundan beter derler ya durum o hale gelmişti…

Serkan Tok’a bunu da sordum:

“Doğru! Doğru bu tür laflar benim de kulağıma geldi. 

Elimden geldiğince gerek partilim olsun ve gerekse eş-dost! Eğer silah ruhsatı almak istiyor da ve benden de bir yardım talep etmişse yasalar çerçevesinde şartları tutuyorsa elimden geldiğince onlara yardımcı oldum. Ama benim bu işten tutup bana şunu verin bunu verin demem 

mümkün değil. 

Yani bu iş oraya kadar mı düştü? 

Fakat şunu yaptım, yardımcı olduğum kişilere nazım geçiyorsa, git TÜRKGÜN Gazetesi’ne abone ol, ya da falanca yerde bir partilimizin yardıma ihtiyacı var, üç beş kuruş yarım et demişimdir. 

Bunu kendime menfaat kapısı mı yapmışım? 

Ayıp şeyler bunlar! 

Konuşulması bile hoş değil!” dedi.

Ben de şahsen bu meselenin bu boyuttan ibaret olabileceğine inanıyorum…

Hele hele bu ve benzer iddialar taa Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye kadar yansıyınca 

Devlet Bahçeli’de küplere binmiş! 

Öyle ki;

“Onun kökünü kazırım!” demiş! 

Tüm bu gelişmelerden sonra Devlet Bahçeli, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, İl Başkan Yardımcısı 

Ferhat Temizer’i telefonla arayarak:

“İl Başkanını da yönetimi de görevden aldık. Partinin kapısını kilitle! Parti anahtarlarını da sen al! İkinci bir emre kadar anahtarlar da sen de dursun! Daha sonra görevden alma yazısını göndereceğiz!” talimatını vermiş! 

Yukarı da sıraladığım iddiaların dışında bir de son günler de gerek Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir ve gerekse Milletvekili Baki Ersoy’u bir birine kırdıracak bir takım sözlerin İl Başkanı Serkan Tok tarafından dillendirildiğine ilişkin dedikodular dolaşıyordu…

Yani İl Başkanı Serkan Tok’un, Baki Ersoy’a başka İsmail Özdemir’e farklı sözler sarf ettiğine ilişkin…

Son günler de en çok da bu söylentiler dillendiriliyordu…

Serkan Tok’a bu iddiaları da sordum:

“Recep Bey bu tür şeyler ciddiye alınıp peşine düşülecek hele hele görevden almamı gerektirecek şeyler değil. 

Ben bir parti İl Başkanı olarak milletvekillerimle ilgili olarak bir eleştiri yapamaz mıyım? 

Bu dedikodu boyutunda değil. Ya şu milletvekilimiz şöyle şöyle bir etkinliğimiz vardı katılsa iyi olurdu demek ya da yanlış gördüğüm bir konuyla ilgili olarak diğer 

bir milletvekilimizle görüş alış-verişinde bulunmak suç mu?

Sonuç da ben bu partinin İl Başkanıyım. 

Milletvekillerimle, ilçe başkan ve yönetimimle farklı konular da zaman zaman ters düşebilirim! Konulara farklı yorumla getirebiliriz. Bu gayet doğaldır. Bu da görevden almayı gerektirecek bir durum değildir herhalde?” dedi.

Yani anlayacağınız söylenti çok…

Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış soran eden de yok! 

Ama iş o kerteye gelince Serkan Tok’un görevden alınması kaçınılmaz oldu…

Ve hem Serkan Tok hem de yönetimi topyekün görevden alındı…

Serkan Tok:

“Görevden alınabilirim, sonuç da siyaset yapıyoruz. Hele hele bizim durumumuz diğer siyasi partilerden bir hayli farklı. 

Ben 32 yıldır bu davanın içindeyim. Ortaöğretimde başlayıp lise ve üniversite hayatım boyunca devam etti. Şimdi de öyle. Taa Ülkü Ocaklarından beri 22 yılım 

başkan ve yönetici olarak geçti. 

Dolayısıyla biz bu davanın birer neferleriyiz. Zerre kadar Genel Başkanıma kırgınlığım yok! 

Olamaz da! 

Genel Başkanıma ve liderime sonuna kadar bağlıyım. Bir gram olsun kırgınlığım yok! Genel Başkanımız görev verir, görevi 

layıkıyla yapmaya gayet ederiz. 

Görevden alır niye saygı da kusur etmeyiz.

Görev veren de o alanda o! 

Genel Başkanıma sonuna kadar sadığım. 

Laf etmem, ettirmem de! Bizim ülkücü terbiyemiz bunu gerektirir! 

Biz gerek Kocasinan ilçe Başkanı ve gerekse İl Başkanlığımız süresince büyük başarılar elde ettik. Hem 4 belediye başkanı hem de iki milletvekili çıkardık. 

Türkiye genelinde de Cumhur ittifakı içinde en uyumlu ve en verimli İl Başkanı olduğum kanaatindeyim. Gecemizi 

gündüzümüzü kattık. O düğün senin bu düğün benim, o cenaze senin bu cenaze evi benim dolaştım durdum. En son görevden alındığımı da Bünyan’da bir ülkücü ağabeyimizin cenazesinde haber aldım. 

Ama böyle taktir edilmiş, ona da saygı duyarım” dedi.

Serkan Tok, görevden alınan bir İl Başkanı olarak bu kadar net ifadeler kullandı… 

İfadelerinde de tamamen samimi buluyorum…

Şimdi merak edilen şu;

Cidden aslı olan ya da olmayan bu iddiaları taa Genel Başkan’a kadar kim taşıdı?

Genel Başkan’a kim aksettirdi? 

Genel Başkan anlatıldığı gibi, “Onun kökünü kazırım!” diye küplere binmiş de ondan sonra Semih Hoca’ya, Serkan Tok ve yönetiminin görevden alınması ve partinin kapısına kilit vurulması talimatını mı vermiş?

Şimdi MHP İl binası kapalı…

Tıpkı daha önce Ülkü Ocakları Başkanı alındığında olduğu gibi…

İl Başkanı olarak görevlendirilebilecek bazı 

isimler geçiyor…

Partinin anahtarları emanet edilen İl Başkan Yardımcısı nam-ı diğer Küçük ağa yani Nuh Mehmet Delikan’ın damadı Ferhat Temizer’in adı…

Sarraflar Derneği Başkanı Adnan İncetoprak’ın adı…

Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Alkan’ın adı geçiyor… 

Dışarıdan biri ismin İl Başkanı olarak görevlendirilmesi pek mümkün gibi gözükmüyor…

Süreç çok fazla uzamadan atama yapılır diye bekleniyor…

Bekleyip görmek lazım…

Herşeye rağmen ifade ettiği gibi Serkan Tok’un taa ortaokul, lise ve Üniversite hayatından başlayan siyasi hayatı böyle sonlandırılmamalıydı…

Serkan Tok, ömrünün ülkücü harekete adamış bir isim…

Baki Ersoy ve İsmail Özdemir ile birlikte genç bir kuşak olarak iyi işler de çıkardılar…

Genç bir ekip görüntüsü vermişlerdi…

Yazık oldu, onca siyasi geçmiş bir kalemde silinip atılmamalıydı…

Her şeyin bir yakışanı olmalıydı…

Onca emek onca mücadele bir kalemle silinip atılmamalıydı…

Serkan Tok için henüz her şey bitmiş sayılmaz, gelişmeleri biraz zamana yaymak lazım…

Zamanla kimler hangi konumlar da olur onu yaşayıp görmek lazım.