SAĞIROĞLU'NUN BANA İHTİYACI YOK
Cumhuriyet Halk Partisi 15 Eylül 2013 tarihinde yeni il başkanını seçecek. Adaylık için Mustafa Ayan ve Kemal Nakipoğlu adaylıklarını açıkladı. Kayseri Olay Gazetesi olarak CHP adaylarına mikrofon uzattık, merak edilen soruları yönelttik. İlk konuğumuz Kemal Nakipoğlu oldu. Nakipoğlu’na siyasi kulislerde yankılanan, ‘İş ortağı Mehmet Sağıroğlu’nu milletvekili yapmak için aday oldu’ yönündeki iddiaları sorduk. Söz konusu iddiayı kesin bir dille yalanlayan Nakipoğlu, Kayseri Olay’a samimi açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 15 Eylül 2013 tarihinde yapılacak olağan üstü il kongresi öncesinde CHP’nin iki önemli ismi adaylıklarını açıkladı. Yoğun bir tempoda seçim çalışmalarını yürüten CHP adaylarını Kayseri kamuoyu ile buluşturuyoruz. İlk konuğumuz 2002 yılında milletvekili aday adaylığı için İl Başkanlığı görevini bırakan Kemal Nakipoğlu oldu. 2002 sürecinin ardından Özel Sağnak Koleji’ndeki görevi nedeniyle parti üyeliğinden de istifa eden Nakipoğlu’na ilk olarak neden yeniden siyasete döndüğünü sorduk. 12 yıl aktif siyaset hayatı içinde yer aldığını ve bu sürede 7 yıla yakın il başkanlığı görevini yürüttüğünü hatırlatan Nakipoğlu, yeniden siyasete dönmesinin sebeplerinden birini çocuklar olarak açıklıyor. Aktif siyasetin içinde yer almasa da Türkiye ve Dünya gündemini yakından takip ettiğini vurgulayan Nakipoğlu, Türkiye’nin savrulduğu noktanın endişe verici olduğunun altını çizerek, “Artık bir savaş vermek gerekiyor. Bu savaş silahla yapılacak bir savaş değil. Biz bu savaşı verelim ki çocuklarımız, torunlarımız, gençlerimiz rahat etsin” dedi.
Neden aday olduğu konusunda ikinci neden olarak 2014’te yapılacak yerel seçimleri gösteren Nakipoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kayseri il örgütündeki sorun çok zor bir döneme denk geldi. Önümüzdeki dönem çok çetin geçecek. Önümüzde yerel seçimler var. CHP olarak oy sıçraması yapmak zorundayız. Kazanırız, kazanamayız onun tartışması sonraki bir olay. Ancak ortaya iddia kaymamız lazım. Bunun için de iyi bir yönetim ve iyi adaylar seçmek gerekiyor. Bunun için de yola çıktık. Arkasında bir Cumhurbaşkanlığı seçimleri geliyor. Bunun da çok önemsiyoruz. Eskisi gibi değil. Artık cumhurbaşkanını halk seçeceği için neredeyse bir yarı başkanlık olacak. Bizim burarda söyleyeceğimiz sözler, iyi bir cumhurbaşkanına sahip olmak konusunda ciddi adımlar atacaktır. Kayseri’de oyları insanlar yönetir. Eğer iyi temsil edilirse bir siyasi parti oyunu yükseltir. Biz bunun sınavını verdik. 1996’da il başkanlığı görevine geldiğimde yüzde 6’lardaydı partinin oyu, çok kırılgan bir noktadaydı. Ancak 2002’de bırakırken yüzde 21. Ancak yanlış bir atama nedeniyle yüzde 11,5 oyumuzu elimizde tutarak, 25 yıl aradan sonra bir milletvekilliğini aldık. Burada bizim emeğimizi kimsenin yatsıyacağını, ihanet edeceğini zannetmiyordum. Tabii eskiden böyle çalıştım bu yüzden bana il başkanlığı verin diye de bir düşüncem yok, eski bir referanstır. Şimdi daha da tecrübelendik, daha yoğunlaştık çok daha iyi çalışacağız” dedi.
Nakipoğlu’nun adaylığını açıklamasıyla birlikte siyasi kulislerde yankılan ‘İş ortağı Mehmet Sağıroğlu’nu milletvekili yapmak için aday oldu’ şeklindeki iddiayı da yanıtlayan Nakipoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bunun mantığını bir türlü çözemiyorum. Benim ortağım Kayseri’nin saygın iş adamlarından, çok değerli bir insan Bizim iş ortaklığımız var ayrıca bizim çocukluk yıllarına dayanan bir dostluğumuz var. Mehmet Bey ve benim CHP’de olmamız partiye bir şeyler katar, zarar vermez. CHP’de Sağıroğlu il başkanlığı yapmıştır, milletvekilliği adaylığı defaten yapmıştır, Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmuştur. 1994’de seçilemeyeceğimizi bile bile (parti çok yeni açılmıştı) bir fedakarlıktı görevimizi yaptık ve belediye başkan adayı olduk. Sonra 2002’de aday aday olduk, çekildik. Şimdi Türkiye hiç kimse başkası adına siyaset yapmaz. Bu hem söyleyene, hem düşünene, hem bana hem de Sayın Sağıroğlu’na hakarettir. Sağıroğlu’nun kendini ifade edecek her tür imkanı vardır, bana ihtiyacı yoktur. Yani bunu vurgulamak istiyorum. Eğer kendi milletvekili adayı olmak istiyorsa, bundan öncekiler gibi, çıkar ortaya aslanlar gibi mücadele eder, gitmesi gereken yere gider. Gidemiyorsa otururur CHP’liliği devam eder. Aynı şey bizim için de geçerli. Biz partimize hizmet ederiz. Yok olma derler, kenarda otururuz ama partililiğimiz devam eder. Ama küsme, darılma bizim partimizde olmaz. Birileri yazmış, ‘falan filan partiye geçseler çok defa milletvekili olurlardı’ diye. Biz ne filan partiye geçeriz ne de bir beklentimiz var. Bir kere bizim yaşam standardımız, yaşam biçimimiz CHP ilkeleriyle örtüşüyor. Başka yerde rahat etme şansımız yok. Aktif oluruz, olmayız bu hiç önemli değil. İnsanların dünya görüşü vardır. Hangi siyasi partiye yakınsa, giderse orada siyaset yapar yada oyuyla destekler. Bunu söyleyenler ya siyaseti bilmiyor yada insanları hakir görüyor. Çünkü insanların iradesine ipotek koymak ağır bir itham. Benzer bir soru bir dernekte de soruldu. Ben, “Tamam ortağımı çok seviyorum, sayıyorum ama bana milletvekilliğini yakıştırmıyor musunuz ki onun için siyaset yaptığımı söylüyorsunuz?’ şeklinde yanıt verdim. Kızarak yanıt verdiğim yazıldı, kızmam söz konusu değil. Ancak bir sitemdir: Bana yakışmıyor mu ki, bu kadar yıl hizmet verdim. Arkadaşlarım, partililerim bize layık görmüyor diye. Kaldı ki, şu anda biz milletvekilliği hesabı yapmıyoruz. CHP’yi hakikaten güvenilir, iktidar yönetir hale getirmek için yola çıkmışız. Ekibimizi de ona göre oluşturuyoruz. Bu söylemi çok utandırıcı buluyorum.”