REKTÖR VE İHALE KOMİSYONUNA SUÇ DUYURUSU

REKTÖR VE İHALE KOMİSYONUNA SUÇ DUYURUSU
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Gazetemizde belgelerini yayınladığımız Erciyes Üniversitesi'ne ait Talas İlçesinde bulunan 5.361,9 metrekarelik 2 konut arsasının Üniversiteyi 5 milyon 200 bin TL zarara uğratacak şekilde satıldığının ortaya çıkmasının ardından skandalı ortaya çıkaran gazeteci Osman Çiftci dönemin Rektörü Prof.Dr. Fahrettin Keleştemur ve ihale komisyonu hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

Çiftci, Erciyes Üniversitesi'ne ait konut arazilerinin satışıyla ilgili 2013 yılında kaleme aldığı "Tek kişilik ihaleden servet kazanacaklar" başlıklı yazıyla ilgili üniversitenin 2014 yılında "üniversite zarara uğratıldı" iddiasıyla açtığı dava sayesinde 7 milyon 200 bin TL'lik üniversite arazisinin 2 milyon 2 bin TL'ye satıldığını resmi olarak belgelediklerini belirtti.

Çiftci, "Savcılık, YÖK, Sayıştay ve Cumhurbaşkanlığı'na şikayetimi yaptım." dedi.

 

Gazeteci Osman Çiftci, mahkeme sürecinde elde ettikleri belgelerle ilgili şunları söyledi:

"Davalık olduğum yazıyı yazarken de yazdıktan sonra da bana dava açıldığında da ben olayın bu denli vahim olduğunu fark etmemiştim, iyi ki dava açmışlar, bu sayede kepazelikleri ortaya çıktı. Ortada apaçık bir peşkeş sözkonusu.

Biliyorsunuz peşkeş çekmenin anlamı,  başkasının malını birine bağışlamak ya da verilmemesi gereken bir şeyi uygunsuz bir amaçla veya yersiz olarak birine vermek demektir. Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktığınızda bunu göreceksiniz. Üniversitenin arsalarını birilerine bağışlamamışlar ama belgelenen değerinin çok çok altında tek kişilik ihale ile vermişler. Bu peşkeş değil de nedir?

Ben Erciyes Üniversitesi'nin duyarlı, Allah'tan korkan yöneticilerinden edindiğim bilgilerle çarpıklığı gündeme taşımıştım. 7,2 milyon TL'lik arsaları 2 milyon TL'ye satanların yüzleri kızarması gerekirken, benim yazımdan 1 yıl sonra hakkımda dava açtılar. Herhalde baktılar ki 7,2 milyon liralık arsayı 2 milyon liraya satsalar da kimsenin itiraz ettiği, soruşturduğu, ceza verdiği falan yok. Eh madem öyle bunu yazan gazeteciye dava açalım demişler.

Benim ve imtiyaz sahibi olduğum Kayseri Olay Gazetesi hakkında 25'er bin TL'lik dava açtılar. Neymiş, tek kişilik ihale ile yapılan arsa satışını daha fazla bir bedelle neden satmadıklarını sorguladığım yazım nedeniyle Üniversiteyi kamuoyu önünde yıpratmışım, üniversiteye duyulan güveni yok etmeye çalışmışım, yazımın içeriği Erciyes Üniversitesi'nin tüzel kişiliğine ağır saldırı niteliği taşıyormuş, üniversitenin tüzel kişiliğinin toplum içindeki saygınlığı ve itibarını rencide ediyormuş, gerçeği yansıtmıyormuş, basın ilkeleriyle bağdaşmıyormuş, kurumu zarara uğratıyormuş.

Allah aşkına bu akıl tutulması değil de nedir?

Bu adamlar mı yönetiyor şimdi koskoca Üniversiteyi?

Mahkeme, Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü'nün benim ve Kayseri Olay Gazetesi aleyhinde açtığı davaları reddettiği gibi yazımın "üniversitenin hak ve hukukunun uygun şekilde korunmasını" dile getiren bir yazı olduğunun altını çizdi. Akıl tutulması içerisinde olan Üniversite yöneticilerinin akıllara ziyan tutum ve davranışları karşısında gerçeği gören mahkeme heyetine de ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum.

Bankaların 2 milyon TL'lik bir araziye 7.2 milyon TL'lik bir değer biçip kredi çalışması yapması mümkün mü? Değil... Demek ki, üniversiteyi yöneten kişiler bu arsaları değerinin altında satarak üniversiteyi zarara uğrattılar. Bunu bilerek yaptılarsa Allah belalarını versin. Basiretsizliklerinden, beceriksizliklerinden, işi bilmezliklerinden dolayı yaptılarsa da yasadaki karşılığı her neyse cezalarını çeksinler.

Ben bu işi yapanların saf, salak kişiler olduğunu düşünmüyorum. Koskoca profesör olmuşlar, üniversite yönetiyorlar. Kendilerine emanet edilen üniversitenin arazilerini bilmeden değerinin altında satıyor olduklarına ben inanmıyorum.

Sattıkları yetmiyormuş gibi bu durumu gündeme getiren gazeteciye üniversiteyi zarara uğrattın diye tazminat davası açıyorlar. Bu bir akıl tutulmasıdır. Ben Üniversitenin çıkarlarını savunuyorken Üniversiteyi yıpratan zarar veren kişi olduğum iddiasıyla mahkemeye verildim. Çok şükür ki adalet tecelli etti ve gerçek ortaya çıktı. Ortaya çıkan belgelerle kimsenin kendiliğinden harekete geçip işlem yapacağını düşünmüyorum.

Davada mesleki kabiliyetlerini takdir ettiğimiz Avukat Niyazi Ünalmış'ın dikkati sayesinde peşkeşin belgeleri ele geçirilmiştir. Kendisine de teşekkür ediyor başarıyla yaptığı avukatlık mesleğinde bu başarılarının devamını diliyorum.

Ve yargılama süresince suç olduğunu düşündüğümüz belgeler de elimize geçti. Malum, herhangi bir suçu öğrendiğinizde ihbar etmemek de suç. Avukatımız Niyazi Ünalmış vasıtasıyla elimize geçen belgeler doğrultusunda suçluların belirlenmesi ve gereken yasal işlemin yapılması için hem Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'na, YÖK'e, Cumhurbaşkanlığı'na ve Sayıştay'a da şikayette bulunduk. Şimdi onlar hesap versinler" dedi.