Prof. Dr. Sofikerim: 'Prostat kanser tümörü, elektrik verilerek öldürülüyor'
Acıbadem Kayseri Hastanesi'nden Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, prostat kanserinin erkeklerde sık görülen bir kanser türü olduğuna dikkat çekerek 'Prostat kanserinde farklı tedavi yöntemleri uygulanıyor. Elektrik akımıyla tedavi, ülkemizde yeni uygulanmaya başlanan bir yöntem. Bu yöntemde hastada cinsel fonksiyon kaybı ve idrar kaçırma sorunları minimuma düşüyor' dedi.
Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri. 50 yaş üzerinde görülme sıklığının arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Sofikerim, "Prostat, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor. Yapılan hesaplamalar, dünyada teşhis konan her 4 kanser hastasının birinde prostat kanseri olduğu saptanıyor. Bu hastalıkta yaş önemli bir kriter. Özellikle 50 yaş sonrası prostat kanseri açısından risk artıyor. Araştırmalar, 80 yaşında her iki erkekten birinin prostat olacağını gösteriyor. Bu kadar sık rastlanan hastalığın tedavisi için de yeni araştırmalar yapılıyor ve yeni tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Bu araştırmalarda, hastaya az zarar veren, yan etkisi düşük, etkili sonuçları olan yöntemler geliştirilmeye çalışılıyor. Elbette tedavide kullanılan pek çok yöntem var. Ama son yıllarda özellikle cerrahi gerektirmeyen; fokal, yani kanser tümörlerini yok etmeye odaklanan girişimsel yöntemler geliştiriliyor. Elektrik akımıyla kanser tedavisi de bu fokal yöntemlerden biri" diye konuştu.
Türkiye’de uygulanmaya yeni başlandı
Elektrik akımıyla prostat kanseri tedavisinin 2010 yılından itibaren başka İngiltere olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinde kullanıldığını söyleyen Prof. Dr. Sofikerim “Bu yöntemin uygulandığı hastalar incelendiğinde, başarılı sonuçlar alındığını görüyoruz. Ülkemizde yeni uygulanmaya başladı. Bizim uyguladığımız hastalarda da başarılı sonuçlar alıyoruz” dedi.
Bu yöntemi uygulamak için üroloğun MR füzyon tekniğini bilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Sofikerim, “Elektrik akımıyla prostat kanseri tedavisi, MR füzyon cihazı kullanılarak yapılıyor. Yani uzman MR görüntülerini alıyor ve işlem sırasında bu görüntülerden yararlanarak tümörlü dokuyu net bir şekilde görüp, doğrudan uygulayabiliyorlar. Bu işlemi yapmak belirli bir deneyimi gerektiriyor. MR Füzyon cihazının maliyeti yüksek ve dolayısıyla sayıca az. Bu da uzmanların deneyim kazanmasını zorlaştırıyor” diye ifade etti.
Hasta genç ve tümör metastaz yapmamışsa...
Bu yöntemin uygun hastalarda kullanılabileceğini söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, sözlerine şöyle devam etti: “Elektrik akımıyla prostat kanseri her hasta için kullanılan bir yöntem değil. Hastalığı erken evrede teşhis edilen genç hastalarda kullandığımız bir yöntem. Tümör büyüklüğünün 2 cm’den az olması gerekiyor. Bunun yanı sıra tümörün metastaz yapmamış yani diğer organlara sıçramamış olması lazım. Bütün bu kriterleri değerlendirdiğimizde, yaşı genç, düşük riskli tümörü bulunan, cinsel işlev bozukluğu gibi yan etkilerden uzak durmak isteyen hasta grupları için çok uygun bir yöntem”
Elektrik hücrenin iç yapısını bozarak kanserli dokuyu öldürüyor
Prostat kanserinin elektrik akımıyla tedavisinde MR görüntülerinin alınmasının çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, şunları söylüyor:
“Bu yöntemde MR görüntüleri alınıyor ve tümör bölgesi işaretleniyor. Elektrik akımı vermeden önce füzyon biyopsi cihazı ile prostatın içindeki tüm kanser dokularını görebiliyoruz. Böylece doğru noktalar belirlenmiş oluyor. Tümör bölgesini işaretliyoruz, 1 cm ara ile iki iğne yapıyoruz, bu özel iğnelerden biri yüksek elektrik akımını işaretlenen alana aktarıyor, diğer iğne akımı dışarı aktarıyor. Elektrik hücre duvarında delikler açıyor, delikler de hücrenin iç yapısını bozuyor. Dolayısıyla tıpta apopitoz olarak tanımlanan doku ölümü gerçekleşiyor. Yani bu şekilde kanser hücreleri ölmüş oluyor”
Tedavinin nasıl uygulandığı hakkında detaylı bilgi veren Prof. Dr. Sofikerim “Hastaya genel anestezi veriyoruz. Prostatın hastalıklı olan bölgesine çok kısa süre elektrik akımı veriliyor. Ancak bu akım, sağlıklı hücrelere zarar vermiyor ancak kanserli dokuyu yakarak ortadan kaldırıyor. Bu yöntemin hastaya sağladığı en önemli sonuçlardan biri, klasik ameliyatlarda görülebilen idrar kaçırma ve cinsel işlev bozukluğunun görülme oranını çok aza düşürüyor. Yan etki görülmemesi hastaları çok olumlu etkiliyor. Elektrik akımı tedavisinden sonra hastalık bir kez daha tekrarlarsa yeniden aynı tedavi uygulanabiliyor” dedi.
Hastalar düzenli takip ediliyor
Elektrik akımıyla prostat kanseri günü birlik bir işlem olmasıyla dikkat çekiyor. Hastanede yatmayı gerektirmemesinin de hastalar açısından bir tercih nedeni olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sofikerim, tedavide istenen sonuçlarının alınmadığı durumlarda, cerrahi yöntemlere başvurulabileceğini belirtiyor.
Bu yöntemde tedavinin sonrasının çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sofikerim, 3 ve 6 ay ara ile takiplerinin yapıldığını vurguluyor. Gerektiğinde ise bir yıl içinde biyopsi alınıp, sonuçlarının değerlendirildiğini söylüyor.
Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, sözlerine son verirken prostat kanserinin erken erken tanısı için erkeklerin 50 yaşından sonra yıllık PSA testini aksatmamaları gerektiğini belirterek ailesinde hastalık öyküsü olanlar için kontrollere başlama yaşının 40 olduğunun altını çiziyor.