ÖZSOY: ÇANTAMDA ONLARCA YOLSUZLUK DOSYASI VAR!'

ÖZSOY: ÇANTAMDA ONLARCA YOLSUZLUK DOSYASI VAR!'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Milliyetçi Hareket Partisi Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Özsoy, Rotahaber’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Büyükşehir Belediyesi’ni eleştiren Özsoy, çantasında Büyükşehir Belediyesi ile ilgili onlarca yolsuzluk dosyası olduğunu ileri sürdü.

 

MHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Özsoy, Rotaber’den Ünal Tanık ve Umut Yavuz’un sorularını yanıtladı. “Benim ömrü hayatım kaymakamlık dönemimde hep yolsuzlukla mücadele ile geçti. Bugüne kadar devletin bir kuruşunu yemedim kimseye de yedirmedim… Allah’a sözüm var hiç kimseye de yedirmeyeceğim. Bakanların kutularından çıkan dolarlar ve eurolar Kayseri’de olanların yanında solda sıfır kalır” diyen Özsoy açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şu anda çantamızda bir sürü yolsuzluk dosyası var. Sahte mahkeme kararlarıyla hüküm tesis ederek vakıfların ve vatandaşların mallarına el koyarak belediyenin üstüne kaydettirmişler sonra da imara açmışlar… Düşünebiliyor musunuz? Sahte mahkeme kararlarıyla yapılıyor bu. Çok önemli bir konu bu… 2005 yılındaki bir mahkeme kararı… Mahkeme kararıyla  camilerin, vakıf mallarının özellikle vatandaşın kıymetli arazileri hakkında hüküm tesis etmişler. Normalde öyle bir hüküm yok. Savcılığa gidilmiş maalesef savcı dosyayı kapatmış. Biz bütün dosyaları toparladık. Sahte mahkeme kararı olduğuna dair raporlar var. Son hükmü değiştiriyorlar. İmzaların tamamı sahte… Kararı veren hakimlerle görüştük kriminal laboratuar raporudur bu. 1995 yılındaki 510 Esas 1003 Karar sayılı kararla deniliyor… Halbuki böyle bir karar yok. Bu sahte kararla insanların mallarına ve mülklerine hüküm tesis ederek belediyeye kaydediyorlar. Daha sonra bu haksız arazileri imara açarak arazi mafyalığı yapıyorlar. Asıl acı olan nokta şudur. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma numarası 2009/15723 Karar numarası 2009/13103 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı… Ne diyor savcı bu kararda biliyor musunuz? Vatandaş şikayette bulunuyor… Böyle bir hüküm yok diyor. Ama Savcı ne diyor? Sahte mahkeme kararı düzenlemek suçunu ihbar olarak değerlendirmek gerektiği bunun ötesinde mevcut iddialara herhangi bir anlam izafe etmemizin mümkün olmadığı ortadadır diyor… Sahtecilik iddiasıyla ilgili olarak yapılacak soruşturma sırasında öncelikle belge aslının elde edilmesi gereklidir diyor… Peki bu görev kimindir? Tabii ki Savcının görevidir… Aslı mevcut olmayan belge üzerinde inceleme yapılarak sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı deniliyor… Düşünebiliyor musunuz?  Zamanaşımı dolmadığı kabul edilse dahi asıl belge ele geçmediğinden kanaate ulaşmak mümkün değildir diyor… Şimdi adama sorarlar madem asıl belgeyi ele geçiremiyorsunuz burada sahte hüküm var  karar veriyorsunuz ve milletin vakıfların mallarına el koyuyorsunuz.. Ey Savcı… Bu bir resmi evraktır… Savcı devam ediyor… Bu iddiayı soruşturmak gereksiz bir kaosa yol açabilir yorumu yapıyor. Savcı böyle bir yorum yapabilir mi Allah aşkına? Savcı burada resmen dosyayı kapatıyor. Sahtecilik var diyor ama soruşturmak için belgenin aslını bulmak lazımdır diyor. Fakat aslı yok sahte mahkeme kararı var hüküm tesis edilmiş ve insanların mallarına mülklerine el konulmuş… Bütün bunların belgeleri bizdedir. Cıncıklı camiinin Mükremin Vakfı, Tavukçu Camii arazilerinin… Bu söz konusu olmayan hüküm vasıtasıyla el konulduğuna dair belgeleri size verebilirim… Bunlar tamamen belediyeye geçirilmiş ve imara açılmış. Bu normalde Türkiye’de yeri yerinde oynatacak bir olaydır. Zamanın Valisi Şerif Yılmaz’ın Kayseri’den tayininin çıkmasına sebep olan dosya bu dosyadır. Yani çok ciddi bir şey söylüyorum. Belge de burada. Savcı dosyayı kapatıyor. Neden bu dosya kapatılıyor. Bu kararın aslı yoksa milletin malı mülkü nasıl belediyeye geçirilip imara açılıyor. Mahkeme kararının sahte olduğuna dair kriminal raporu da elimizdedir. İşi o kadar ayyuka çıkarmışlar ki sahte mahkeme kararı düzenleyecek kadar hukuku hiçe sayıyorlar. Türkiye’de maalesef hukuk hiçe sayılmıştır. Benim elimde 100’den fazla yolsuzluk dosyası var. İnşallah hepsinin hesabını teker teker soracağım….”

 

HEPSİNİN BELGESİ VAR

Atatürk Stadyumu’nun yerinin Kayseri Forum’a satışı ile ilgili de çarpıcı iddialarda bulunan Özsoy, şunları söyledi: Kayseri’de Forum diye bir yer var. Bu büyük bir AVM’dir… 1954 yılında orada Atatürk stadı vardı. Oranın arazisi yaklaşık 74 bin 639 metre karedir. Bunun 17 bin 500 metre karesi  Hunat Camii Vakfı şerifine aittir. Yaşayan bir vakıftır. O zaman Hunat Camii Vakfı şerifi stadyum yapılsın diye bu araziyi şartlı bağışlamıştır. 10 bin metre karesi de 7 veya 8 şahsa aittir. Dolayısıyla bunlar hep beraber vakıfla beraber Atatürk stadı yapılsın diye bağışta bulunuyorlar. Fakat mevcut belediye 2005 yılında Gençlik Spor Müdürlüğü’yle şu sözleşmeyi yaparak orayı 1 lira bedelle bazı arazileri de vererek takas yöntemiyle alıyor. 29.07.2005 tarihinde orayla ilgili sözleşme yapıyorlar. Fakat yaptıkları sözleşmede protokol numarası yok. Bir evrakta protokol numarası olmaması demek evrakın kayıtlara girmediğinin göstergesidir. Niye bu sözleşmeye bir protokol numarası verilmemiştir?  Sebep nedir? Daha sonra burayı 75 bin metre kareyi 28.12.2006 tarihinde ihaleye çıkartıyorlar. İhaleyi Multi Türkmall diye bir şirket alıyor. Şirket 50 bin liralık bir şirket… Şirket bu arsayı 100 trilyon 520 milyar liraya alıyor… Şirketin kuruluş tarihi Ticaret Sicil kaydında 07.07.2007 tarihidir… Dosyasında var… Şirket bu ihaleye giriyor aynı gün şirkete ihale sizde kalmıştır diye yazı gidiyor. Bu yazı da dosyamızda var. Bu şirket 250 trilyon lira Finans Bank’tan kredi çekiyor. Arazi ihalesini aldığı gün araziyi ipotek göstererek bu krediyi çekiyor. 4511 sayılı kanunun 54. Maddesinin 4. Fıkrası der ki bir şirket ancak öz sermayesi veya cirosunun sekiz katı kadar kredi çekebilir… 50 bin liralık şirket yani en fazla 400 milyar kredi çekebilirdi. Peki bu şirket 250 trilyon krediyi nasıl çekti? Ben yıllarca devlette kaymakamlık yaptım. Benim maaşımın beş katından fazla krediyi hiç vermediler. Çünkü bankacılık kanunu var ortada. Ya bankacılık kanunu yanlış ya da bu şirketin yaptığı yanlış. Daha sonra bu şirket gidiyor İstanbul Gayrettepe’de Garanti Bankası’ndan ihaleye girmek için 17 buçuk trilyonluk teminat mektubu alıyor. Bunun da belgesi elimizde… Daha sonra aynı gün oluyor bunlar… Aynı gün bu şirket 75 bin metre karelik araziyi ipotek gösteriyor. Yüzde 60 ipotek üzerine 250 trilyonluk krediyi alabiliyor. İpotek kanunu der ki bir malın ancak yüzde 60 değeri ipotek edilebilir… Yüzde 40’ı edilemez diyor. Yüzde 60’ı 250 trilyon ediyorsa bu arazinin yüzde 40’ını da katınca 450 trilyon ediyor. Siz araziyi 100 trilyon 520 milyara satmıştınız. 350 trilyon lira fark var arada. Devleti niye zarara uğratıyorsunuz? Hesabı görüyor musunuz? Ayrıca vakıflar kanununun ikinci maddesinde aynen şöyle söylenir… Eğer şartlı bağış yapılan bir malın şartı ortadan kalkarsa iade edilir… İade imkanı yoksa o günkü değer üzerinden vakfa irad kaydedilir… Peki 100 trilyona sattığınız bir malın 17 bin 500 metre karesi Hunat Camii Vakfına aitse demek ki paranın neredeyse dörtte birini bu vakfa vermeniz gerekiyordu.   Kaç para verdiler sizce? Ben söyleyim… Hiç para vermemişler! Siz Ermeni’nin Süryani’nin Rum’un malını veriyorsunuz canlı vakıf olan Hunat Vakfışerifinin malını yiyorsunuz… Beş kuruş para vermemişler… Sadece Vakıflar Genel Müdürlüğü davaya müdahil olmuş. Ben içişleri bakanlığı hukuk müşavirliği yaptım beş yıl. Davaya müdahil olmak ne demektir? İşinize bakın demektir. Bu işlemler vakıflar kanununa aykırı mı? Aykırı…  Bankacılık kanununa aykırı mı? Aykırı… Kamulaştırma kanununun ilgili maddeleri şunu söylüyor… Ancak diyor bir malı bir kurum başka bir kurumdan kamu yararı için alabilir… Forum yapmak kamu yararı mıdır? Kamu yararı nedir? Cami yaparsınız okul yaparsınız park bahçe yaparsınız… Bunlar kamu yararıdır. Siz orayı alıyorsunuz kamulaştırma kanununa göre alıyorsunuz… Ondan sonra da gidiyorsunuz kamulaştırma kanununa aykırı işlem yapıyorsunuz… Oraya okul park yapsaydınız amenna… Daha sonra bu 50 bin liralık şirketin 2006-2007-2008-2009-2010 sermayesi halen 50 bin lira görünüyor… Siz 100 trilyon 520 milyar liraya yer alıyorsunuz… Niye kayıtlarınıza girmiyorsunuz. Neden vergi kaçırıyorsunuz? Sonra 250 trilyon lira kredi çekiyorsunuz onu neden kayıtlarınıza girmiyorsunuz. Siz işletme sahibisiniz. Arabanıza benzin dahi alsanız ne yapıyorsunuz? Bunu muhasebeleştiriyorsunuz… Aktifleştirip pasifleştiriyorsunuz… 100 trilyonluk arazi neden kayıtlara girmiyor, 250 trilyonluk kredi neden kayıtlara alınmıyor? Neden vergi kaçakçılığı yapıyorsunuz? Burada hepsinin belgeleri var…”

 

 

LOGAR KAPAĞINDAN BİHABER ÖZHASEKİ

SARIZ’A NASIL HİZMET GETİRECEK?

 

Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, Pınarbaşı ve Sarız’da partisinin belediye başkan adaylarına destek verdi. Sarız’da vatandaşlarla bir araya gelen Kulkuloğlu, önceki gün Kepez’de fosseptik çukuruna düşerek hayatını kaybeden 9 yaşındaki Yunus Mert Şahin’i hatırlatarak, “Kepez de lagar kapağından bihaber olan Özhaseki, Sarız’a nasıl hizmet getirecek. Bu iktidar hırsız olduğu kadar beceriksizdir.

 

Yerel seçimlere saatler kala partiler de çalışmalarına hız verdi. CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, Pınarbaşı ve Sarız’da seçim çalışmalarına katıldı. Kulkuloğlu ilk olarak Pınarbaşı Belediye Başkan adayı Salim Doğan ile Pazarören’de vatandaşlarla bir araya geldi. Birlik mesajları veren Kulkuloğlu, “AKP’lileri ötekileştirmeyin. Onlarda iyi niyetle AKP’ye oy vermişlerdi. Onlara bizim yanımızda yer olduğunu belirtin. Onları sevgi ve hoşgörü ile yanımıza davet edin ki, bu hırsızlardan, önce onları sonra memleketi kurtarın. Hiç kimseyi makarna kömür aldığı için suçlamayın, asıl vatandaşı kömüre, makarnaya mahkum edenleri suçlayın” şeklinde konuştu.

Bir gazeteci ile telefonda görüştüğü ve görüşme sırasında Kuran-ı Kerim ayetleriyle alay ettiği öne sürülen Avrupa Birliği eski Bakanı Egemen bağışa da tepki gösteren Kulkuloğlu, “Egemen Bağış’ın Bakara Makara diye dinimizle alay etmesine hiç ses çıkarmadılar. Bunların Allah’tan da korkusu yok dedi.

SARIZ’DA İLÇE MERKEZİ VE KÖYLERİ GEZDİ

CHP Milletvekili Şevki Kulkuloğlu, Pazarören’in ardından Sarız’a geçti. Sarız Belediye Lokali’nde yeniden aday olan Belediye Başkanı Ömer Faruk Eroğlu ile vatandaşlarla bir araya gelen Kulkuloğlu, AKP’nin 2002 seçimleri öncesinde kalkınmamın Sarız’dan başlayacağı sözünü verdiğini ancak bu sözünü unuttuğunu vurguladı. Önceki gün Kocasinan’a bağlı Kepez Mahallesi’nde fosseptik çukuruna düşerek hayatını kaybeden 9 yaşındaki Yunus Mert Şahin’i hatırlatan Kulkuloğlu, “Daha dün Kepez’de lagar kapağı açık olduğu için 9 yaşında bir çocuk fosseptik çukuruna düşerek öldü. Kepez de lagar kapağından bihaber olan Özhaseki, Sarız’a nasıl hizmet getirecek. Bu iktidar hırsız olduğu kadar beceriksizdir” dedi.