Kayseri'nin kadın dostu üniversitesi Nuh Naci Yazgan Üniversitesi

Kayseri'nin kadın dostu üniversitesi Nuh Naci Yazgan Üniversitesi
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Üç üniversiteli Kayseri’nin ‘kadın dostu üniversite’si, erkek akademik personele oranla daha fazla kadın akademik personeli bünyesinde barındıran Nuh Naci Yazgan Üniversitesi oldu.
Biri vakıf, ikisi devlet olmak üzere üç üniversitesi bulunan Kayseri’de, yılın ilk altı aylık verilerine göre, erkek akademik personel sayısına oranla, en fazla kadın akademik personel çalıştıran üniversite, kuruluş sırasına göre son en sonda yer almasına rağmen Nuh Naci Yazgan Üniversitesi (NNYÜ) oldu. 64 akademik personel içinde kadın akademik personel oranının yüzde 53 olarak görüldüğü vakıf nitelikli NNYÜ’yü, oranlarına göre sırasıyla şu üniversiteler takip etti:

Devlet Üniversiteleri Daha Az Kadın Dostu
Listenin ikinci sırasında kentin en eski ve köklü üniversitesi olan Erciyes Üniversitesi (ERÜ) yer aldı. 2 bin 332 akademik nüfuslu üniversitede, akademik nüfusun yüzde 38’ine denk gelecek biçimde, 890 kadın akademik personel olduğu görüldü.

AGÜ üçüncü sırada
Kentin, en son sıradaki kadın dostu üniversitesi ise yine devlet üniversitesi niteliğinde olan Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) oldu. Kuruluş yılına göre ikinci sırada yer alan AGÜ, 192 akademik personelin sadece yüzde 36’sına denk gelecek biçimde, 71 kadın akademik personele yer verdi.

Vakıf üniversitesi NNYÜ devlet üniversitelerine göre daha fazla ‘kadın dostu’
Genel oranlara bakıldığında, iki devlet üniversitesinde, vakıf üniversitesi niteliğinde olan Nuh Naci Yazgan Üniversitesine göre daha az kadın akademik personele yer verdiği görüldü.

En Çok Yönetici Kadın Nuh Naci Yazgan Üniversitesi’nde
Fakültelerin yönetiminde bulunan kadın sıralamalarında da yüzdelik oranlamaya göre yine NNYÜ, yüzde 8 ile birinci sırada yer aldı. Keza, üniversitedeki 34 kadın akademisyenden, 2’si dekan, 1’inin de müdür yardımcısı görevinde yer alıyor.

AGÜ yönetici kadın sıralamasında ikinci sırada
NNYÜ’yü yüzdelik oran bakımından AGÜ izledi. 71 kadın akademisyenin bulunduğu AGÜ’de sadece 1 kadın akademisyenin dekanlık görevin bulunduğu, dolayısıyla yönetici kadın akademisyenlerin, toplam kadın akademisyen sayısı içindeki oranının yüzde 1.4 olduğu görüldü.

ERÜ yönetici kadın sıralamasında üçüncü sırada
Yöneticilik yapan kadın akademisyenlerle ilgili listenin üçüncü sırasında, sayıca fazla olsa da, yüzdelik oranlamaya göre geride kalan Erciyes Üniversitesi yer aldı. ERÜ’deki 890 kadın akademisyenden, yalnızca 3’ünün dekanlık, 4’ünün dekan yardımcılığı, 1’inin müdür, 3’ünün de müdür yardımcılığı görevinde bulunduğu görüldü. Buna göre ERÜ’deki kadın akademisyenler içinde yöneticilik görevinde bulunan kadın akademisyenlerin oranı yüzde 1.2.

Kadın akademisyenler sağlık ve sosyal bilimlerde kümelenmiş
Yine aynı verilere göre, kadın akademisyenlerin sağlık bilimleri ile ilgili alanlar başta olmak üzere, sosyal ve beşeri bilimlerde, güzel sanatlarda ve mimarlık gibi bölümlerde öbeklendiği; bunun yanı sıra, toplumun da çoğunlukla erkek mesleği olarak kabul ettiği bölümlerde erkeklerin sayısının fazla olduğu görüldü.

Nüfusun yarısı kadın ama akademik camiada kadının yok!..
Konuyla ilgili açıklamada bulunan, Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KAÇAUM) Müdürü Prof. Dr. Asuman Gölgeli, nüfusunun yarısı kadın olan Türkiye’de, akademi camiasında toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı bir tavır sergilendiğini söyledi. Prof. Dr. Asuman Gölgeli, “Üniversitelerimizde, toplum nüfusunun ortalamasına denk biçimde, neredeyse öğrencilerimizin yarısı kızlardan oluşuyor. Mezun olma durumu ve akademik başvurularda da hemen hemen eşitlik görüyoruz. Ancak akademik seçme söz konusu olduğunda erkek tercihlerinin yapıldığını görüyoruz. Kadının evlenmesi, çocuk doğurması, bunlardan dolayı işinden uzaklaştırılacağı şeklindeki yaygın endişelerin çoğunlukla buna neden olduğunu biliyoruz.” diye konuştu.

Erkeklere yakıştırılan mesleklerin bölümlerinde erkek daha fazla…
Akademide de toplumda görüldüğü gibi ‘erkek mesleği’ tabirinin varlığından söz eden Prof. Dr. Asuman Gölgeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıkla ilgili hemşirelik, diyetisyenlik, rehabilitasyon, fizik tedavi; mimarlık bölümlerinde özellikle iç mimarlıkta, güzel sanatlarda, eczacılık fakültelerinde kadın akademisyen sayısının fazla olduğunu görüyoruz. Ziraat fakültelerinde sayı yakın olabiliyor, veteriner ve hukuk fakültelerinde de bir artış söz konusu ama halen daha erkek egemenliği var. Mühendislik gibi alanlarda yine erkek akademisyenler egemen. Yaptığımız bir araştırmanın sonucunda, vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerinde devlet üniversitelerine göre daha fazla kadın akademisyene rastladık, hatta bazı vakıf üniversitelerinde yüzde 50’nin üzerine çıktığını bile gördük.”

Kadınlar karar mekanizmalarında yok denecek kadar az…
Kendisi de bir dönem rektör yardımcılığı görevinde bulunan Prof. Dr. Asuman Gölgeli, üniversitelerde karar verme mekanizmalarında kadın sayısının düşük olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Asuman Gölgeli, “Kadın akademisyenlerin fazla olduğu bölümlerde dekanlık gibi görevlere kadınların daha fazla atandığını görüyoruz. Yani totalde eşit bile olsa, karar verme mekanizmalarına gelindiğinde kadın akademisyen sayısı gitgide azalıyor hatta yüzde 1’lere düşüyor, şu an Erciyes Üniversitesinde olduğu gibi.” dedi.

YÖK’ün kararı: yetmez ama evet!..
Son olarak, YÖK tarafından alınan, pozitif ayrımcılık kararını değerlendiren Prof. Dr. Asuman Gölgeli, “Bu tür tavsiye kararları YÖK tarafından her zaman veriliyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği açısından da biz bunları sürekli konuşuyoruz. Fırsat eşitliğinin hepimize verildiği ifade ediliyor, ancak iş atamalara kalınca tercihler farklı yönde kullanılabiliyor. Bir taraftan bakıldığında da rakamlar çok şeyi ifade etmiyor. Erkeklerin söylevleri ve davranışlarını da kriter olarak almamız gerekiyor, yani erkek egemen bakış açısından kurtulabiliyorlar mı? YÖK’ün pozitif ayrımcılık uygulanması ile ilgili tavsiye kararını olumlu buluyoruz, kota uygulanması gerektiğini zaten hep söylüyoruz. Biz bunları yönetime ilettiğimizde biz cinsiyete yeterliliklerine bakıyoruz diyorlar. Ancak bu, çok fazla da inandırıcı olmuyor. Sadece bir dekan atanmasını da yeterli görmüyoruz. Madem ki sayımız yarı yarıya, üst kademelerde de en azından yarıya yakın olmayı isteriz.” ifadelerini kullandı.