'Olumlu-olumsuz tüm olaylardan en başta siyasi iktidar sorumludur'
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD) 15 Temmuz'a ilişkin yapılan açıklamada, "Türkiye, 'şeyhler, dervişler, müritler' ülkesi oldukça, 15 Temmuz'ların yaşanması her zaman olanaklıdır, çare Atatürk'ün Laik ve demokratik Cumhuriyetini yeniden yaşama geçirmektir" denildi.
Atatürkçü Düşünce Derneği'nden (ADD) yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Türkiye, 'şeyhler, dervişler, müritler' ülkesi oldukça, 15 Temmuz'ların yaşanması her zaman olanaklıdır, çare Atatürk'ün Laik ve demokratik Cumhuriyetini yeniden yaşama geçirmektir.
CIA DESTEĞİYLE, BAŞTA TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ OLMAK ÜZERE, DEVLETİN NEREDEYSE TÜM KURUMLARINA SIZAN FETÖ
15 Temmuz 2016 gecesi, CIA desteğiyle, başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, devletin neredeyse tüm kurumlarına sızan FETÖ mensuplarınca yapılan darbe girişiminin yıldönümünde, bu girişimi yapanları ve buna fırsat hazırlayanları bir kez daha lanetliyoruz.
BAŞTA CUMHURBAŞKANI OLMAK ÜZERE, HÜKÜMETİN YETERLİ DERSLERİ ÇIKARMADIKLARI GÖRÜLMEKTEDİR
15 Temmuz, ülkemiz için çok önemli derslerle doludur. Başta Atatürk'ün kan pahasına kurduğu TBMM olmak üzere, kamu kurumlarının bombalanması, ordumuzun zaaf içinde gösterilmeye çalışılması, emniyet güçlerinin karşı karşıya getirilmesi kabul edilemez olaylardır. Bu olaydan, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümetin yeterli dersleri çıkarmadıkları görülmektedir. Bunun birinci göstergesi, Anayasa değişikliği ile darbe girişimine karşı direnen Gazi Meclis'in yetkilerinin kaldırılması ve egemenliğin tek kişide toplandığı bir tek kişi rejimine geçilmesi olmuştur. Böylece ülkemiz, tek kişinin kandırılması halinde yaşanabilecek facialara açık hale gelmiştir. İkinci göstergesi ise 1923'lerde Mustafa Kemal önderliğinde inşa edilen uluslaşma sürecini yıkmaya yönelik “devrim karşıtıö çabaların devam ediyor olmasıdır. Biliyoruz ki, bir ülkede yaşanan olumlu-olumsuz tüm olaylardan en başta 'siyasi iktidar sorumludur.' Hepimiz biliyoruz ki, AKP iktidarı boyunca Yüksek Askeri Şura toplantılarında 'irticai faaliyetlerde bulunduğu' tespit edilen subayların tasfiyesi engellenmiştir.
ORDUMUZ İÇİNDE ATATÜRK DEVRİMLERİNE VE DEMOKRASİYE BAĞLI SUBAYLARIMIZ TASFİYE EDİLDİ
Daha da kötüsü; iktidarın yabancı istihbarat örgütleri ve Fethullahçı yapı ile birlikte el ele sürdürdüğü Ergenekon-Balyoz operasyonlarıyla, Ordumuz içinde Atatürk Devrimlerine ve demokrasiye bağlı subaylarımız tasfiye edilerek dengeler alt üst edilmiş, devrimci uyanıklık örselenmiştir.
AFİŞLERİN BİRÇOĞUNDA, YİNE ORDUNUN HEDEF ALINDIĞINI, SORUMLULUĞUN TSK'YA YIKILMAYA ÇALIŞILDIĞINI GÖRÜYORUZ.
Bugün 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde sokaklara asılan afişlerin birçoğunda, yine ordunun hedef alındığını, acziyet içinde gösterilmeye çalışıldığını, ordu ile halkımız arasındaki güven duygularının sarsılmaya çalışıldığını ve sorumluluğun TSK'ya yıkılmaya çalışıldığını görüyoruz. Oysa, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni zayıf düşürmek FETÖ'nün amaçlarından biriydi. Siyasi iktidar, geçen bir yıllık süre içerisinde yaptığı uygulamalarla TSK'nın tüm kurum ve kuruluşlarını ortadan kaldırarak, kendisi de orduyu zayıf düşürecek adımlar atmıştır. Her türlü etnik, mezhepsel ayrıştırıcı politikalar bir kenara bırakılmalı, Cumhuriyet rejiminin sağladığı eşitlik ve özgürlük olanaklarına sıkı sıkıya sarılmalı, bu anlamda, 16 Nisan halk oylaması ile saraya verilen egemenlik, saraydan alınarak yeniden Türk Milletine verilmelidir.
PKK, IŞİD, FETÖ GİBİ TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI ORTAK TAVIR
Siyasi partiler başta olmak üzere, demokratik kitle örgütleri ve tüm kişi ve kurumlar, PKK, IŞİD, FETÖ gibi terör örgütlerine karşı ortak tavır alabilmeli, terör uzantıları tüm kamu kurumlarında tespit edilmeli, ancak bu kişilerin yerlerine yeni bir siyasal İslamcı anlayış yerine, kıdem ve liyâkatı gözeten, hakkaniyetli, yurtsever, Cumhuriyet değerlerine bağlı kadrolar getirilmelidir. TSK'nın kurumsal varlığı ve onuru özenle gözetilmelidir. Yaşadığımız kriz bölgesinde güçlü bir TSK'nın Türkiye'nin en önemli güvencesi olduğu unutulmamalıdır. Ve son olarak: Bağımsız yargıyı oluşturmak, üniversiteleri laik, bağımsız ve sorgulayan bir konuma getirmek, toprak bütünlüğümüzü, Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerini ve Ulusal-Üniter devleti savunmak öncelikli hedeflerimiz olmalıdır."