Niçin 2010 Mayıs'ta cemaat tarafından hedef alındık?

Niçin 2010 Mayıs'ta cemaat  tarafından hedef alındık?
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

FETÖ soruşturması çerçevesinde açığa alındıktan sonra tutuklanan hakim ve savcıların şehrimizde yaptığı operasyonlarda şirketlerinin hedef alındığını ve mağdur edildiklerini belirten PAR Şirketler Grubu ortaklarından İlker Horoz, haber mekezimize "niçin 2010 Mayıs'ında cemaat tarafından biz hedef alındık?" başlıklı açıklama yaptı.

Başlarından geçen olaylarla ilgili şok iddialar ortaya atan Horoz, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'la ilgili de bir suçlamada bulundu.  Horoz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da seslendi: "Bu can ona feda olsun. Fakat Türkiye’nin pensilvanyasında bizi ezdirmesin. Çünkü menfaatsiz, eksiksiz ve şüphesiz tek biat eden guruplardınız."

İlker Horoz'un Kayseri Olay Gazetesi'ne yaptığı yazılı açıklama şöyle:

Niçin 2010 Mayıs'ında cemaat tarafından biz hedef alındık?

Bunun birçok sebebi var. Cemaat, emniyeti, adliyeyi birçok resmi kurumu ele geçirmişti. Bu kurumlara girmek için yapılan sınavların soruları ellerindeydi. Kendi elemanlarına verip teker teker yandaşlarını istedikleri okullara devlet dairelerine yerleştiriyorlardı.

Özel sektörde de değişik bir yol izlediler. Kendilerine biat edenleri destekleyip büyüttüler. Kendilerine biat etmeyenleri de kendi hakim, savcı ve polis üçgeni içerisinde örgüt iftirasıyla yok ettiler.

Par Grup da o mağdurlardan. Bizi toplantılarına çağırdılar gitmedik, bağış istediler vermedik. Sonra sabah 4:30'da bize operasyon düzenlediler. Hem de en güçlü oldukları anda; savcı onların, emniyet onların, hakim onların bizi konuşturmadılar bile. Bizim suçumuzu söylemediler, götürüp 10 metrekarelik hücrelere attılar. Bugün bizi tutuklattıran Savcı Cemil Tuğtekin, bizi tutuklayan mahkeme başkanı hakim Süleyman İnce, üyeler, Ali Ertan, Muhammet Alabaş, bunların hepsi şimdi tutuklu. Özel yetkili mahkemeler kapatıldı, dosyamız Ankara’dan Kayseri'ye gönderildi. Burada Başsavcı Bülent Bingöl, Adalet Komisyon Başkanı da aynı zamanda 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan Ahmet Kalpak’tı. Ben cemaat mensuplarından biriyle devlet hastanesinde karşılaştım, 'ne oldu nasıl kapatıldınız gününüzü gördünüz mü' dedim. O da bana 'sevinme burada kimin eline düştün bir git adliyeye sor' dedi. Ben de adliyeye gittim. Oradakilerden Ahmet Kalpak ve başsavcının marulun göbeği olduğunu öğrendim. Marulun  göbeği demek baş paralelci demek. Anam yandım diyerek Ankara'ya gittim. Cumhurbaşkanımızın avukatlarına 'abi Kayseri'de de bunların eline düşmüşüz' dedim. Bana 'Rahat ol, duruşma gününden önce onları hallederiz' dedi ve öyle de oldu. Burada tabi ki o dönem 1. Ağır Ceza Mahkemesi Savcısı olan Mustafa beyi de unutmamak, hakkını yememek lazım.  Aldığım duyumlara göre 'ben paralel savcısının iddianamesiyle adam yargılamam' demiş. O da bize zaman kazandırdı. Allah razı olsun. Biz cezaevinden çıktıktan sonra konuştuğumuz bütün paraleller 'siz bize boyun eğmediniz sonunuz bu oldu' dediler. Biz gözaltına alındığımızda bunlar Kayseri'de ki iş adamlarını organizede bir fabrikada toplayarak 'biz PAR ve ekibini bu hale getirdiysek size neler yaparız neler' diyerek, 'himmet musluklarını açın' demişler.

Bize alternatif olarak kendi şirketlerini kurdular. İTİMAT ÖZEL GÜVENLİK, NEZAHET TEMİZLİK, GÖKKUŞAĞI TEMİZLİK gibi bunların yandaşları ve destekçisi olan firmaları emniyete ekstradan bildireceğiz. Biz Ticaret Odası Başkanlığı'nın temizlik işini Asaf Mehmetbeyoğlu bey zamanında yapıyorduk. Vatan haini FETÖ'nün Kayseri temsilcilerinden birisi gibi davranan Mahmut Hiçyılmaz Kayseri Ticaret Odası başkanı olduğu ilk gün bizim sözleşmemizi fesih ederek kurumun temizlik işini cemaatin şu an kayyum atanan firmasına verdi. Şimdi Cumhuriyet Meydanı'na “başkomutanım emrinizdeyiz” yazısı astırmış. Hangi başkomutan Amerika’da ki sümüklü mü acaba… O asla bedrin aslanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın adamı olamaz.

Biz cezaevinden çıktık, şirket olarak layık olduğumuz değeri ve itibarı görmedik. Herkes bizden kaçtı. Çünkü Kayseri Türkiye’nin Pensilvanyası. Bugün Tayyip Baba'dan tek isteğimiz; PAR Gurup ve çalışanları bilinçli olarak, cemaatin ita amirleri veya memurları tarafından yok edilmeye çalışılıyoruz. Çünkü biz kurulduğu günden beri AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımızın tarafıyız ve o günden bu güne başka partiye oy vermedik ülkemizi getirdiği seviyeden dolayı.

Allah’ıma binlerce şükür rızkımızı kazandık. Bugün yine cemaat tarafından 2010 yılındaki gibi bir yöntemle yok edilmeye çalışıyoruz. Girdiğimiz ihalelerden ita amirleri veya başkanlar cemaat mensubu ise bizi herhangi bir uyduruk sebeple ihale dışı bırakıyor veya girmememiz için her türlü fırıldağı çeviriyorlar.

Bizim şartnamelerimizi hazırlayan cemaatçi memurlar bizi zarar ettirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Sayın Kayseri Olay Gazetesi; Cumhurbaşkanımızın, Emine annemizin, bacımızın, torunlarının, damadının, oğullarının hayatına kast etti bu şerefsizler. Artık reisi Cumhurumuzdan, Babamızdan, Atamızdan, Liderimizden, Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan tek arzımız şu: Kayseri'deki cemaatçilerin temizliğinin yapılması. Biz 8 Ağustos'ta da meydanlardaydık, 7 Haziran'da da, 1 Kasım'da da, 15 Temmuz'da da. Bu can ona feda olsun. Fakat Türkiye’nin Pensilvanyası'nda bizi ezdirmesin. Çünkü menfaatsiz, eksiksiz ve şüphesiz tek biat eden guruplardınız.”

Haber: Emre POLAT-Osman ÇİFTCİ