NE YAPTIN MÜDÜR BEY…

Haberi ilk duyduğumda şaşırdım. Bir ilköğretim müdürü, okulda çalışan öğretmenlerden, iddiaya göre gidiş-gelişlerini ve dahi düzeni sağlamak için parmak izi alıyor. Okula giren öğretmen parmak izi aletine basarak, “Ben geldim” diyor yani.

Dedim ya…

İlk duyduğumda şok oldum. Bir okul müdürü nasıl böyle bir uygulama yapabilir? Bunu yapma cesaretini nereden alıyor?..

İnsanın aklına bir sürü soru işareti geliyor. Konu ile ilgililere Kanunlarda, yönetmelikte böyle bir uygulama olup olmadığını sordum. Olmdığını söylediler. Hatta, 38 Kent tv’ye konuşan sendika başkanı Muharrem Çolak, bunun anayasal bir suç olduğunu ifade etti, kişisel bilgilerin kanunsuz olarak elde edilmesi olarak değerlendirdi.

İsmini vermemekle beraber, okul müdürünün valilik oluru ile görevlendirildiğini hatırlatarak devam edeceğim yazıya.

Öncelikle neden böyle bir işgüzarlık yapılır onu merak ettim.

Çünkü; ortada bunu gerektirecek hiçbir şey yok.

Öğretmenler derslerine girip-çıkıyor,herkes zamanında gelip-gidiyor…  Kanunlar ve yönetmelikler de ortada. Durup dururken başına iş alıyor.

Dün; arkadaşımız Güler Ruhsar Aktaş, İl Milli Eğitim Müdürü sayın Celalettin Ekinci ile görüştü. Konu hakkında ki düşüncelerini aldı. Anladığım kadarı ile sayın Müdür de konunun bu şkekilde gelişmiş olmasından üzüntü duyuyor.

Çünkü; kendilerinin böyle bir talimatlarının olmadığını, böyle bir uygulamayı tasvip etmediklerini ve de gerek olmadığını söyledi. Hatta, “Eğer derslere girmeyen arkadaşlarımız varsa bunun yöntemi bellidir. Bu tür davranışlara ve uygulamalara hiç gerek yok. Açıkçası kişisel olarak ben de uygun bulmadım” diyerek hassasiyetini dile getirdi.

Daha da önemlisi, konu ile ilgili olarak araştırma talimatının verildiğini, araştırma sonucunda gerekli işlemlerin de başlatılacağını söyledi.

Bir yöneticinin yapması gereken açıklamaları yaptı anlayacağınız.

Gelelim okul müdürüne…

Ne oldu şimdi? Ne yaptın?

Hem; öğretmenler arasında huzursuzluk çıkardın, hem de kendi geleceğini kararttın.

Ne için?

Belki birilerine şirin görünmek, belki “bak ben müdürüm” demek için kendi egona yenik düştün.

Ama iyi yapmadın müdür bey… Hiç iyi yapmadın…