Melikgazi'de oturan bir kişi nasıl aynı zamanda Muratpaşa'da oturuyor!
CHP'nin, bazı yabancı uyruklu şahısların vatandaşların oturduğu adreslere kaydedildiği yönündeki iddiaların araştırılması için verdiği önergenin doğrudan gündeme alınması önerisi, TBMM Genel Kurulu'nda AK Parti ve MHP'nin oylarıyla reddedildi.
CHP’li vekil Meclis’te konuştu. “Evinize kaydedilen kişi terörist olabilir, uyuşturucu kaçakçısı olabilir, hırsız olabilir ve sizin evinizde kayıtlı olduğu için yarın siz, yardım ve yataklıktan suçlanabilirsiniz” diyen Adıgüzel, “E-devlet hizmetlerinden biri olan yerleşim yerinde oturanlar belgesi almak için vatandaşlarımız işlem yaptığında hiç tanımadığı kişilerin yıllardır oturdukları hanelerde kayıtlı olduğunu görmekte” şeklinde konuştu.
Son günlerde bazı vatandaşların kendi adreslerinde tanımadıkları isimlerinde kayıtlarının çıkmasına yönelik şikayetleri gündeme gelirken Meclis’te CHP İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel dikkat çeken bir konuyu gündeme taşıdı. Adıgüzel, “E-devlet hizmetlerinden biri olan yerleşim yerinde oturanlar belgesi almak için vatandaşlarımız işlem yaptığında hiç tanımadığı kişilerin yıllardır oturdukları hanelerde kayıtlı olduğunu görmektedir” dedi. Adıgüzel, Kayseri’den de bir örnek vererek, şunları söyledi: Size bir örneği hızlıca anlatayım. Bize Muratpaşa’dan bir aile başvurdu, dedi ki: “Bizim evimizde bir yabancı oturuyor.” Biz, Cumhuriyet Halk Partisinin elindeki seçmen listelerinden bunu kontrol ettiğimizde gördük ki Muratpaşa’daki hanede, diğer adreste oturan kişi aslında Melikgazi Kayseri’de oturuyor. Kişiyi de sizle paylaşabilirim, araştırmak isterseniz. Buraya gelmeden, bu araştırma önergesini vermeden önce aradım, “Tekrar bakın.” dedim, tekrar baktılar, bu kişi, bu defa o adreste de yok. Nasıl oluyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, son günlerde gündemi meşgul eden, vatandaşın “evdeki yabancı” dediği, kendi oturdukları hanelerde tanımadığı kişilerin kayıtlı olması iddialarının araştırılması için verdikleri önerge üzerine konuştu. Kendilerine gelen ihbar ve şikayetlere dikkat çeken Adıgüzel, “Genel Merkezimize, milletvekili arkadaşlarımıza -sosyal medya platformlarında, aynı zamanda basında- ciddi ihbarlar ve şikâyetler gelmiştir. E-devlet hizmetlerinden biri olan yerleşim yerinde oturanlar belgesi almak için vatandaşlarımız işlem yaptığında hiç tanımadığı kişilerin yıllardır oturdukları hanelerde kayıtlı olduğunu görmektedir. Kayıtlarda ‘yerleşim yeri adresi’ ve ‘diğer adres’ başlıkları vardır. Yerleşim yeri adresi ikamet adresi, diğer adres ise ikincil adres olarak tanımlanmaktadır. Ama hem yabancı uyruklu hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar bu listelerde görülmektedir ve ciddi sorunlar ve soru işaretleri akıllarda yer bulmuştur” şeklinde konuştu.
MECLİS’TE DİKKAT ÇEKEN KAYSERİ ÖRNEĞİ! “EVİNİZE KAYDEDİLEN KİŞİ TERÖRİST OLABİLİR, UYUŞTURUCU KAÇAKÇISI OLABİLİR, HIRSIZ OLABİLİR VE SİZİN EVİNİZDE KAYITLI OLDUĞU İÇİN YARIN SİZ, YARDIM VE YATAKLIKTAN SUÇLANABİLİRSİNİZ”
Kayseri’den de bir örneği veren Adıgüzel, şu ifadeleri kullandı: Size bir örneği hızlıca anlatayım. Bize Muratpaşa’dan bir aile başvurdu, dedi ki: “Bizim evimizde bir yabancı oturuyor.” Biz, Cumhuriyet Halk Partisinin elindeki seçmen listelerinden bunu kontrol ettiğimizde gördük ki Muratpaşa’daki hanede, diğer adreste oturan kişi aslında Melikgazi Kayseri’de oturuyor. Kişiyi de sizle paylaşabilirim, araştırmak isterseniz. Buraya gelmeden, bu araştırma önergesini vermeden önce aradım, “Tekrar bakın.” dedim, tekrar baktılar, bu kişi, bu defa o adreste de yok. Nasıl oluyor, sizlerin takdirine sunuyorum. Tabii, bu konular gündeme geldiğinde şunu kimse konuşmuyor: Burada bir muvafakate ihtiyaç var. Eğer kişi muvafakat vermemişse onun oturduğu haneye kimse taşınamaz; bu çok net, rızasına ihtiyaç var. Ama hızlıca… Özellikle seçim güvenliği meselesini konuşuyor herkes. Burada da soru işaretleri olması çok haklı çünkü milyonlarca yabancı bugün Türkiye sınırlarında ve kaçının seçmen yapıldığı, kaçının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapıldığı açıklanmıyor. Önümüzde, 2017 referandumu ve 2019’daki yanlış uygulamalar var, vatandaş bu noktada tedirgin. “Mükerrer bir seçmen çıkabilir mi?” diye bir tedirginlik sürüyor. Tabii, ikamet adresi aslında çok önemlidir, şimdi onun adı “yerleşim yeri adresi” oldu ama kişinin uzun süredir oturduğu yeri belirler yani kişinin yerle olan ilişkisini belirler. Bu kadar değerlidir ve birçok sorunun çıkmasına da sebep olabilir. Tabii, İçişleri Bakanlığı sorunu çok hafife alıyor, geçiştirmeye çalışıyor ama birçok problemler olabilir. Nasıl bir problem olabilir? Adresinize kayıtlı bu kişinin borcundan dolayı evinize haciz gelebilir. Haciz geldi, hacze kalkışıldı, ciddi bir sorun. Peki, bunun sorumluluğu kimde? Belli değil. Dönüyoruz, evinize kaydedilen kişi terörist olabilir, uyuşturucu kaçakçısı olabilir, hırsız olabilir ve sizin evinizde kayıtlı olduğu için yarın siz, yardım ve yataklıktan suçlanabilirsiniz. Yine, kişi aranıyor olabilir, kişi aranıyordur ve sabahın ilk saatlerinde kapınız çalınır ve huzurunuz kaçar. Peki, bu travmanın sorumlusu kimdir? Ben size söyleyeyim, bu travmaların hepsinin sorumlusu görevini yapmayan, bu işi hafife alan İçişleri Bakanlığıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri de bu işin içinden çıkamıyor, diyorlar ki: “Var burada bir sorun.” İYİ Parti dün bir önerge verdi, burada açıkladınız ama maalesef teknik bir hata mı var, yoksa kasıt mı var, bunu bile anlatamadınız. Ben size bir daha soruyorum: Burada sistemsel bir açık mı var, yoksa kasıt mı var; biri görevini kötüye mi kullanıyor, suistimal mi ediyor; bunu şeffaf bir şekilde açıklamak zorundasınız, bu soru işaretlerini vatandaşın aklından kaldırmak zorundasınız.
“NÜFUS İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN SES YOK, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN MAALESEF SES YOK”
“Nüfus İşleri Müdürlüğünden ses yok, İçişleri Bakanlığından maalesef ses yok, gazetecinin sorduğu soruya ‘Canım benim’ diye cevap verecek kadar ciddiyetsiz, bulunduğu konumun farkında olmayan bir İçişleri Bakanıyla karşı karşıyayız” diyen Adıgüzel, “Peki, İçişleri Bakanının görevi ne değerli arkadaşlar? İçişleri Bakanının görevi, iç huzuru sağlamak aslında, en önemli meselelerden biri ama bütün huzursuzlukların önünü açmaya çalışıyor. İşte, Mecliste bir basın yasası konuşuyoruz, sansürü konuşuyoruz aslında, sansür yasasını konuşuyoruz; bu yetmiyor bir de böyle meselelerle aslında vatandaşın iç huzuru iyice kaçırılıyor, huzursuzluğa, endişeye itiliyor vatandaş, hak ve özgürlüklerinden olacağı korkusunu maalesef yaşıyor. Vatandaş ne yapsın değerli arkadaşlar? Her sabah kalksın “Benim adresime kimi kaydettiniz?” diye mi baksın? Yoksa bu endişeyi ortadan kaldırmak için İçişleri Bakanlığınız, sizler, saray bir şey yapacak mısınız? Ortaya hukuki uyuşmazlıklar çıkabilir, buradan ciddi suistimaller olabilir, doğrudur, bir teknik hata da olabilir. Dün, Adalet ve Kalkınma Partisi temsilcisi buna atıfta bulundu ama çıkıp bunu bütün ayrıntılarıyla anlatmadığı sürece… Türkiye’de bugün 10 milyona yakın yabancının ikamet ettiği konuşuluyor. Bunların kaçının vatandaş olduğu maalesef bizlerle paylaşılmıyor. Cumhurbaşkanı kaç kişiye istisnai vatandaşlık veriyor, bu maalesef Resmî Gazete’de yayınlanmıyor. Bunlar yayınlanmadığı gibi milletvekillerinin hiçbir soru önergesi cevaplanmıyor. Böyle olunca da, hele de geçmişinize de baktığımız zaman soru işaretleri, endişeler gittikçe artıyor. Size buradan uyarıda buluyoruz: Gücünüz azalıyor, seçimi kaybediyorsunuz, seçim öncesi kırk türlü oyunlar içindesiniz, ayağınızı denk alın, bu oyunlar sizi kurtaramaz.