- Haberler
- Siyaset
- 'Madem deprem ülkesiyiz ve her sene de 2-3 yıkıcı deprem oluyor, o zaman biz şehirlerimizi niye güvenli inşa etmeyelim?'
'Madem deprem ülkesiyiz ve her sene de 2-3 yıkıcı deprem oluyor, o zaman biz şehirlerimizi niye güvenli inşa etmeyelim?'
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, şehirlerin güvenli inşasında tek çözümün kentsel dönüşüm olduğunu söyledi. Özhaseki, 'Madem deprem ülkesiyiz ve her senede 2-3 yıkıcı deprem oluyor, o zaman biz şehirlerimizi niye güvenli inşa etmeyelim? Güvenli inşa edersek emin olun bir şey olmayacak. Bunun da tek yolu var kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm bizim için olmazsa olmaz ve vazgeçilmez. Bu kentsel dönüşümü yapmazsak biz her deprem olduğunda dizimize vururuz ve çok ağlarız.' dedi. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haberinde
Birleşmiş Milletler’in 78. Genel Kurulu'na katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın heyetinde yer alan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, New York şehrinde bulunan Türkevi’nde, A Haber yayınında soruları cevapladı. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunun altını çizen Özhaseki, depreme karşı güvenli konutlar inşa etmek gerektiğini, bunun tek yolunun da kentsel dönüşüm olduğunu vurguladı.
Bakan Özhaseki, 2012’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın atılımlarıyla çıkan yasadan sonra Türkiye’de 2 milyondan fazla konutun değişip, dönüştüğünü ifade etti. Süreci hızlandıracak çalışmalardan bahseden Özhaseki, “Kentsel dönüşüm yapmak istediğinizde, karşımıza çıkan o kadar çok problem var ki bunları 11-12 yıl içerisinde biz gördük, bir kenara not ettik. Hepsini aşacak vaziyette tedbir alıyoruz, kanuni düzenleme yapıyoruz. Bir taraftan İstanbul için özel bir birim kuruyoruz. Bir taraftan kaynak geliştirmeyle ilgili bir özel birim kuruyoruz. Kentsel dönüşüm sürecini öz kaynakları etkin ve verimli kullanarak daha da hızlandırmak istiyoruz. Kamulaştırma gibi seçenekler var ama bunlar hem yeni bir mali yük demek hem de yargıya taşınması halinde zaman kaybı demek. Bizim kaybedecek bir saniyemiz bile yok. Kuracağımız yeni genel müdürlük; hazine arazilerini tarayacak, sağlam, mahalle kültürünü yansıtan ve iklim dostu konutlarımızın inşa sürecinde bize hem rezerv alan olarak hem de kamuya arz noktasında fayda sağlayacak. Böylelikle konut arzını artırarak konut ve kira fiyatlarını da düşürmüş olacağız.” diye konuştu.
'Yeni yasayı ayın başında meclise teslim edeceğim'
“İstanbul’daki 6 milyon konutun 1,5 milyonu riskli. 600 bininin ise acilen yenilenmesi gerekiyor.” diyen Özhaseki, “Bizim ilk hedefimiz o 600 bin konut. Hızlı bir şekilde kentsel dönüşüm çalışmalarıyla önce 600 bini, sonra 1.5 milyon sağlıksız konutu dönüştüreceğiz.” diye konuştu. Yeni Kentsel Dönüşüm ve Deprem Yasası’nın Ekim ayı başında netleşeceğini ifade eden Özhaseki, “Biz kendi içimizde, Cumhurbaşkanlığımızla çalıştık. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, hukukçular, değişik bakanlıklar katıldı. Herkes görüşlerini söyledi orada. İki gün önce İstanbul'da başlayan bir Şûramız vardı. Şûra’daki hocalarımıza da ‘Özellikle bizim çalışmalarımızı dağıtın.’ dedim. Görsünler, orada ne murat ediyoruz, nasıl bir yasa çıkarmak istiyoruz, onu da eleştirsinler. Onun üzerine ekleyecekleri bir şey varsa onu da söylesinler, biz ondan sonra yola çıkalım diye hareket ediyoruz. Türkiye’ye döner dönmez yine o komisyonların başına geçip en son ne hale geldi göreceğim. Sonra da Meclise gidip teslim edeceğim. Takdir tabii ki yüce Meclisimizin. Orada da eleştirileri, katkıları bekleyeceğiz. Belki bazı şeyleri değiştireceğiz. Doğrusunu yapmak istiyoruz. Özellikle de bir çağrıda bulunacağım. Çünkü bu kentsel dönüşüm bizim için olmazsa olmaz ve vazgeçilmez. Bu kentsel dönüşümü yapmazsak biz her deprem olduğunda dizimize vururuz ve çok ağlarız.” ifadelerini kullandı.
'Akıllı şehirler konseptinde 'bizim mahalle' projesi'
İstanbul’da yapılacak kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamındaki yeni rezerv alanlarına akıllı şehirler konseptinde ‘Bizim Mahalle’ adını verdikleri projeler yapacaklarını dile getiren Bakan Özhaseki, “Bulduğumuz yerlerde o kadar güzel projeler uygulayacağız ki, ‘Bizim Mahalle’ adını veriyoruz. En fazla beş kattan oluşacak. Meydanı olan, sokakları olan bir yapıda olacak, yani insan o mahallede yaşamaktan keyif alacak. Biz, daha çok toprağa yakın, ufak bir bahçesi olan, insanların birbirini tanıdığı, komşuluk ilişkilerini sürdürdükleri bir ortama doğru çekmeye çalışıyoruz. Emin olun hazırladığımız proje ortaya çıktığında, uygulanmaya başladığında herkes gönüllü olarak mahalleye gitmek isteyecek. Bir meydanı olacak o mahallenin, açılan ara sokakları. Kendine has esnafı ve toplanma, sohbet yerleri, parkları, yeşil alanları, sosyal donatıları, otoparkları olacak. Akıllı şehirler konseptine uygun yapmaya çalışacağız. Yağmur yağmışsa, dışarıya çok akıp gidip de seller basmayacak bir yeri. Beklettiğimiz yerde daha sonra onu arıtma tesislerinden geçerek gri su olarak evlerimizde kullanım suyu olarak kullanacağız. Oradaki ulaşım biraz daha akıllı şehirler konseptine uygun olacak. Uygulayacağımız bu projeyle ortaya çıkacak mahalle belki de Türkiye'nin önümüzdeki günlerde, aylarda, yıllarda uygulayacağı şehircilik projesi olacak. Böyle bir ortamda herkes o mahalleye gelmek isteyecek.” şeklinde konuştu.