Kılıçdaroğlu: Suriyelilerin kendi ülkelerine göndermesi en büyük arzumuzdur!
Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri'deki olaylarla ilgili yaptığı değerlendirmede, 'Suriyelileri kendi ülkelerine göndermesi en büyük arzumuzdur' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…
Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Pınarbaşı’da uğradığı saldırı sonrası Kayseri Şehir Hastanesi’nde tedavisi süren Şerafettin Bahadır’ı ziyaret etti.
CHP Kayseri İl Başkanı Feyzullah Keskin, CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Pınarbaşı Belediye Başkanı Deniz Yağan, Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Serhat Koyuncu ile Bahadır’ı ziyaret eden Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Şiddetin kabul edilemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, ‘Siyaseti hep iyilikte yarışma alanı olarak gördüm. Benim düşüncem hep böyleydi ve böyle olmaya da özen gösterdim. Siyasette şiddet olmamalı. Bir belediye başkanımızın kazanması, arkasından sevinç gösterilerini olağan karşılamak lazım. Ama şiddet olması, hatta insanın ölümüne yol açacak dozda bir şiddeti asla ve asla kabul etmek mümkün değildir. Şerafettin Bey'i ziyaret ettim. Sağ olsun doktorlar ve bütün ekibi gerekli özeni göstermişler. İyi durumda. Biraz daha yatacak. İyi durumda olması bizim en büyük tesellimiz. Hayatını kaybetseydi bu gerçekten de büyük bir dram olacaktı. Bir insana şiddet uygulamak akıl tutulması gibi bir şey. Onun ölümüne yol açacak doz da şiddeti büyütmek asla ve asla doğru değil. Dolayısıyla ben hepinizin huzurunda hastanenin başhekimine, çalışanlarına, hepsine yürekten teşekkür ediyorum.’ dedi.
En çok beni rahatsız etmiştir!
Kayseri’de Suriyelilere yönelik olayların sorulması üzerine konuyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, ‘Suriyelilerin Türkiye yoğun olarak gelmesi en çok beni rahatsız etmiştir. Genel başkanlığı yaptığım dönemde de bütün Suriyeli kardeşlerimizi 2 yıl içinde kendi ülkelerine göndereceğime dair söz verdim. Ama Suriyelileri kendi ülkelerine gönderirken Türkiye'nin saygınlığını koruyarak, insan onurunu koruyarak, onları göndereceğimizi söylemiştir. Burada iç çatışmalara yol açılması, Suriyelilere karşı şiddet Türkiye'nin itibarına darbe vurur. Türkiye'nin saygınlığına darbe vurur. Bu açıdan onu doğru bulmuyorum. Tam tersine hükümetin bu konuda izleyeceği tutarlı politikalarla Suriyelileri kendi ülkelerine göndermesi en büyük arzumuzdur.’ diye konuştu.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, genel başkanlığı döneminde TÜİK’in önüne gittiğini hatırlatarak, ‘Özellikle emeklilere, işçilere, memurlara asgari ücretle geçinenlere, yapılan haksızlıkları TÜİK'in önünde dillendiren bir genel başkanım. Bugün TÜİK'in yaptıklarını asla ve asla doğru bulmuyoruz. Peki diyeceksiniz ki kırılma nereden başladı? Kırılma, ‘TÜİK'in başkanını Cumhurbaşkanı arzu ettiği zaman değiştirir’ diye bir Kanun hükmünde kararnameyle çıkmasıyla başladı. TÜİK Başkanının elinde olan bir güvenceyi bir kanun hükmünde kararnameyle elinden aldılar ve TÜİK'in başkanı her an her sabah her her gün görevden alınabilecek bir pozisyona düştü. Dolayısıyla bu doğru değildi ve dolayısıyla TÜİK saraydan gelen talimatlara göre enflasyon rakamlarını kamuoyuyla paylaşan bir kuruma dönüştü. itibarı olmayan, saygınlığı olmayan bir kuruma dönüştü. Enflasyon rakamlarını zaten vatandaşımız pazara gittiği zaman görüyor. Alışveriş yaptığı zaman görüyor. TÜİK ne derse desin hayatın gerçeğini değiştiremez. Hayatın gerçeği, yaşanan enflasyondur. Ve bu enflasyon karşınızda da TÜİK'in yanlış bilgiyi kamuoyuna dayatmasıdır. Yanlış bilgiden de yola çıkarak emeklerinin maaşını düşük tutuyorsunuz, memurun maaşını düşük tutuyorsunuz, asgari ücreti düşük tutuyorsunuz. Dolayısıyla alt gelir grupları süratle kan kaybediyor.’ dedi.