Kılıçdaroğlu: 'Hayır demenin onuru, evet demenin vebali vardır'

Kılıçdaroğlu: 'Hayır demenin onuru, evet demenin vebali vardır'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri’deki referandum öncesi ziyaretinde STK temsilcileri ve muhtarlarla bir araya geldi. Referandumda neden ‘hayır’ oyu kullanılması gerektiğini açıklayan Kılıçdaroğlu, “Hayır demenin onuru, evet demenin vebali vardır” dedi.
Sarız ilçesindeki miting ve Pınarbaşı ilçesindeki parti binası açılışından sonra Kayseri’de STK temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, anayasada hangi maddelerin değiştirileceğini ve sonuçlarının neler olacağını anlattı. İl Özel İdare Toplantı Salonundaki konuşmasında Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Seçimin parti ile alakası yok”
“16 Nisan’da sandığa gideceğiz, bu seçimin bir parti ile alakası yok. Kim olursa olsun, bu ülkede yaşayan ve herkesi ilgilendiren anayasa konusunda tercihte bulunacağız. Hayır diyorsak hangi nedenden dolayı hayır dediğimizi bileceğiz ve bizim gibi düşünmeyen vatandaşlarımıza kendimizi anlatabileceğiz. Bu işin sağı solu yok. Bu işin özü şu, demokrasiyi mi seçeceğiz, otoriter tek adam rejimini mi seçeceğiz. AK Parti’ye oy veren vatandaşım için de, MHP’ye oy veren de CHP’ye oy veren de rejim seçecek. Olayı parti seçim sürecine çevirdiler.”

“Kaç bakan kaç başkan yardımcısı olduğu belli değil”
“Anayasa değişikliğinde başbakanlığı kaldırıyorlar. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana başbakanlık vardır. Geleneklerimize, örfümüze, tarihimize bağlıyız diyorlar ama değiller. Türkiye’nin idari yapısıyla ilgili, işleyişiyle ilgili tüm yetkileri başbakan verir. Bütün yetkileri bir adama verildiği düzen 21’inci yüzyılda yoktur. Bir insan bu kadar yetkiyi taşıyamaz. Onun yaptığı hatanın faturasını 80 milyon çeker. Kaç başkan yardımcısı, kaç cumhurbaşkanı yardımcısı olacak bilen yok. Açıyorum okuyorum sayı var mı diye yok. Biri gelir üç başkan yardımcısı der, öbürü gelir 80 başkan yardımcısı yapacağım der. Der mi der, yetki var mı var. Bu yetki doğru değil. Türkiye gecekondu ülkesi mi, bir insanın keyfine terk edilsin. Bakan sayısını bilen de yok. Okudum göremedim. Bunu kim belirleyecek, bir kişi yani cumhurbaşkanı. Bir sabah kalkacaksınız sayın başkan 5 bakanı tercih etmiş, ertesi gün 55 bakan diyecek. Bir başka gün kızacak hepsini feshedecek. Bu yetki olduğu için anayasaya hayır diyoruz.”

“Yeni sistem adaletli değil”
“Örneğin bir bakan, bir başkan yardımcısı atanacak ama yolsuzluk yapıyor. Bugünkü düzende gensoru verirsiniz, ya bakan istifa eder ya da çıkar kürsüde kendisini savunur. Yeni modelde bakan ve başkan yardımcısı hakkında gensoru veremezsiniz. Ne diyorlar, kul hakkı götüren en büyük günahı işliyor diyorlar. Bunun adı adalet olmadığı için hayır diyeceğiz. Bakanlık ya da başkan yardımcılığı yaptığı dönemde suç işledi ise yargılanması için yeni modelde 400 milletvekili istiyor. Eğer yok ise kimse onu yargılamayacak. Dokunulmazlık hem bakanlar hem de başkan yardımcıları için ömür boyu olacak. Bu adalet, hukuk değildir. O nedenle buna hayır diyoruz. Kul hakkı yemenin günah olduğunu her toplantıda söyledin, şimdi sandığa giderken elini vicdanına koy mütedeyyin kardeşim. Allah’ı düşün ve kararını öyle ver. Kul hakkı yemenin suç olmaktan çıkarıldığı bir anayasa değişikliğine hangi vicdan, hangi ahlak evet der merak ediyorum."

“Aksine çift başlılığı getiriyorlar”
“Çift başlılığı kaldıracaklarını söylüyorlar ama anayasa değişikliği ile tam tersi çift başlılık getiriyorlar. Yeni modelde cumhurbaşkanı aynı zamanda partinin genel başkanı olduğunda il başkanı cumhurbaşkanını temsil edecek, vali de cumhurbaşkanını temsil edecek. Sadece tepede değil, aşağıda da çift başlılık olacak. Devlet düzeni temelden sarsılıyor. Bu anayasa değişikliği bir kişiye özgü değildir, bir parti için değildir. 80 milyonu ilgilendiriyor, 50 yılı ilgilendiriyor. Hangi partiden olursa olsun tüm vatandaşlarıma sesleniyorum, Türkiye’nin geleceğini düşünüyorsan, çocukların demokratik bir ülkede yaşasın istiyorsan anayasa değişikliğine hayır diyeceksin.”

“Simitçinin, kahvecinin çocuğu milletvekili olabilir mi?”
“Milletvekili sayısını 600’e çıkarıyorlar. Vatandaşın cebinden daha fazla para alacaklar. 187 trilyon daha fazla para ödeyeceksiniz. Parlamento güçlenecekmiş, neden 600, hangi gerekçe ile 600. 18 yaşında milletvekilliği getirerek sadece kendilerine değil, çocuklarına da ikbal hazırlıyorlar. Sizin çocuklarınızı El Bab’da şehit olacak, -18 derecede PKK ile mücadele edecek, bunların çocukları da askerlikten muaf olacak, iki yıl vekillik yaptıktan sonra da emekli olacak vekillikten. Böyle ballı işi simitçinin, kahvecinin çocuğuna verirler mi? Çocuklarımız arasında ayrım yapan düzeni reddetmeliyiz ve o yüzden hayır demeliyiz.”

“Hayır çıksa neden kaos olsun?”
“Hayır oyu çıkarsa kaos olur diyorlar. Neden olsun, sayın Cumhurbaşkanımız 2019’a kadar koltuğunda oturacak, Binali Bey yine başbakanlık makamında olacak kimse bir şey söylüyor mu? O zaman neden kaos çıksın. Eğer evet oyu çıkarsa Türkiye nereye gittiği belli olmayan bir yolculuğa çıkacak. Freni olmayan otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz? Ama onlar freni olmayan bir otobüse 80 milyonu bindirecekler. Hayır demenin onuru, evet demenin vebali vardır.”

“Yeni anayasa yoksulun hakkını savunmuyor”
“1 milyonun üzerinde taşeron işçi var, bu anayasa değişikliği onların sorununu çözüyor mu? Bir sürü sendikalı işçi var, yarın başkan sendikaları feshedebilir. Sendikalar neden işçinin hakkını savunmuyorlar? İşçinin hakkını savunmak sadece benim görevim mi? Asgari ücret düşük geçinemiyorum dememek için, kıdem tazminatı isteyebilmek için hayır denmelidir. İş adamları gidip hayır oyu kullanmalılar. Bir kararnameye bakar, başkan gelir mal varlığına el koyar. Alın terim ben kazandım neden benim malıma el konulsun diyorsan gideceksin ve hayır oyunu kullanacaksın.”

“Bu anayasa uzlaşma belgesi değil”
“Anayasalar uzlaşma belgesidir. Siyasi kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun bütün vatandaşların haklarını güvence altına alan bir belgedir. Bu anayasa değişikliği ile üstünlerin hukukunu oluşturuyorlar, bunun adına demokrasi denmez ki. Hesap sorulmayan bir demokrasi var mı dünyada?”

“Yalan söylüyorsam karşılıklı konuşalım”
“Benim anlatımımdan rahatsız oluyorlar, ‘Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor’ diyorlar. Ben de diyorum ki, doğruları söylemiyorsam senin istediğin televizyon kanalında karşılıklı konuşalım ben de öğrenmiş olayım. Gelebilirler mi? Tabi ki hayır, çünkü onlar da çok iyi biliyorlar ki ben doğruları söylüyorum. Allah’ın izniyle hayırlı bir iş yapacağız, ülkemiz, vatanımız, bayrağımız için sandığa gidip hayır diyeceğiz.”
Kılıçdaroğlu buradaki konuşmasının ardından Şehit Mahmut Yıldırım’ın ailesini ziyaret etmek için salondan ayrıldı.