Kayserili işadamları tapınak dağında neden gözaltına alındı?'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın okul arkadaşı Rafael Sadi, Kayserili işadamlarının Kudüs’te İsrail polisi tarafından gözaltına alınmasıyla ilgili olarak dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Sadi, Oda TV’de kaleme aldığı “Kayserili işadamları Tapınak dağında neden gözaltına alındı?” başlıklı yazısında “Tapınak dağında Türk Bayrağı açmak bu protokol gereğince yasaktır. İsrail'den çok Ürdün El Aksa Vakfı’nın talebi doğrultusunda yasaktır” ifadelerini kullandı.
Kudüs'te Cuma Namazı sonrasında Türk Bayrağı açtıkları için İsrail polisi tarafından gözaltına alınan Kayserili iş adamları Celal Hasnalçacı, Nedim Olgunharputlu, Fatih Çelik, Ahmet Yurtlu, Necati Ayrancı ve Şaban Andaç Kayseri’ye döndü. İş adamları, yaptıkları açıklamada Türk Bayrağı açtıkları için gözaltına alındıklarını ve psikolojik baskı gördüklerini anlattı. İşte yaşanan bu yöndeki gelişmenin ardından Oda TV yazarı Rafael Sadi, “Kayserili işadamları Tapınak dağında neden gözaltına alındı?” başlıklı yazı kaleme aldı.
İşte Sadi’nin o yazısında yer alan ifadeler:
Kayserili işadamları Tapınak dağında neden gözaltına alındı Tapınak dağında Türk Bayrağı açmak bu protokol gereğince yasaktır. İsrail'den çok Ürdün El Aksa Vakfı’nın talebi doğrultusunda yasaktır. El Aksa Camii (Kurşun kubbeli cami) Kubbet ül Sahra (Altın Kubbeli mekan) ve Burak Mescidi’nin bulunduğu alanın altı Tapınak dağıdır. Çünkü bu binalar olmadan önce orada Hz. Süleyman tapınağı mevcut idi. Gel zaman git zaman Hz. Süleyman tapınağı yıkıldı ve bu mekanın altında kaldı. Ancak mekanın adı Tapınak dağı olarak ifade edilmeye devam etti. 1967 yılında İsrail bu mekanı Batı Şeria ve Kudüs'ün tamamı ile birlikte ele geçirdi, isterseniz “işgal etti” veya “fethetti” de diyebiliriz ve bu dini mekanın mevcut statükosunun korunması konusunda Ürdün ile bir anlaşmaya vardı. Hz. Süleyman Tapınağı (Yahudilik için Süleyman sadece adaleti ile bilinen kral idi) Peygamber değil. Anlayacağınız çok Kral adamdı... 1000 tane de hanımı vardı…. Bu anlaşmanın da adı STATUS QUO oldu. Bütün tartışmaların içinde bu mekanın statükosunun değiştirilmemesi için çok sıkı baskılar mevcuttur ve İsrail bu kuralları sıkı sıkıya korumak zorundadır ki bu sebeple bölgede tatsızlıklar çıkmasın. Bu statükonun bir küçük maddesi ise, bu mekanda herhangi bir bayrak dalgalandırılmaması yönündedir.
20 YILDIR DÜKKANIMDA TÜRK BAYRAĞI VAR
Ne İsrail ne Ürdün ne de Filistin bayrakları bu alanda açılamaz ve teşhir edilemez. Türk bayrakları da aynı yasak dahilindedir. İsrail'de bu türden bir yasak mevcut değildir. Ülkenin neresinde isterseniz istediğiniz bayrağı açıp dalgalandırabilirsiniz. 20 yıldır dükkanımda Türk bayrağı mevcut olup kimse bir tek laf etmedi. Kısaca Tapınak dağında Türk Bayrağı açmak bu protokol gereğince yasaktır. İsrail'den çok Ürdün El Aksa Vakfı’nın talebi doğrultusunda yasaktır. Bu nedenle de Tapınak dağında Türk Bayrağı açıp hatıra fotoğrafı çektiren Türk işadamları bu kuralı ihlal etmiş sayıldılar ve bu nedenle de sorguya alındılar. İşin bir de provokasyon ayağı var ki sorguda buna ne kadar değinildi ben bilemiyorum. Sonuç olarak sorgularının akabinde şahıslar serbest bırakılmışlardır. Yani bu nedenle şikayet mercii Ürdün Dinayet işlerine bağlı olan EL AKSA VAKFI olmalıdır. İsrail Devleti değil.