Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay:
Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, Türkiye’de fiilen yaşanan kotasızlığın ilerleyen dönemlerde kaosa yol açabileceğini söyledi.
Türkiye’de özellikle son 13 aydır şeker sektöründe ciddi bir boşluk yaşandığını belirten Başkan Hüseyin Akay, “2001 yılında çıkarılan 4634 sayılı kanunla şeker kanunuyla ülkede şeker sektörünün düzenlenmesi Şeker Kuruluna bırakılmıştı. Şeker Kurulu da şeker sektörünü düzenliyordu. Fakat Geçen sene 2016 yılı 28 Ağustos’ta Şeker Kurulunun süresi dolduktan sonra bugüne kadar bu atama gerçekleştirilmedi. Bundan dolayı şeker sektöründe denetleme konusunda ciddi bir problem meydana geldi. Yani Avrupa’nın 11 yılda gerçekleştirdiği durumu biz birden bire adeta boşluğa düşerek bir politika üretmeyerek yaşamak durumunda kaldık” dedi.
Söz konusu sorunun AB ülkelerinde yaşanmadığını, ancak AB ülkelerinin bu noktaya gelebilmesi için 11 yıl hazırlık yaptığını kaydeden Başkan Akay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa Birliğinde 1 Ekim 2017 tarihinde NBŞ dahil tüm şekerde özellikle Şeker Pancarın dan elde edilen Şeker sektöründe kotalar kaldırılarak şeker ticareti bırakıldı.Avrupa Birliği bu sürece bir günde gelmedi. Uzun yıllardır bunun hazırlığını yaparak, 11 senede bu noktaya geldi. Avrupa Birliğinin Avrupa’da kota uygulanması 49 yıldır yapılan bir uygulamadır. Ama kotaların kalkması için de 11 yıllık bir hazırlık yaşandı. Bu süreçte verimsiz randımansız 83 fabrika kapandı. 6 ülkede pancar tarımı yasaklandı. Ve şeker pancarının iyi yetişeceği belli bir kuşakta bu tarıma izin verildi.
O bölgedeki fabrikaların kapasitesi arttırıldı. Bunu Avrupa Birliği özellikle Dünya ile rekabet etmek açısından hazırlık süreci geçirdi ve 2013 yılında vermiş olduğu kararla bu sene, 2017 yılı 1 Ekim tarihi itibariyle de bu kotalar kaldırıldı ve şeker ticareti serbest bırakıldı. Bunun sonucunda, 14-15 bin ton seviyesinde ihtiyacı olan Avrupa’da 20 milyon ton Şeker üretimi bekleniyor Bu çok önemli bir rakamdır. Öyle olunca ne kadar fazla bir üretimin olduğu ortaya çıkıyor.
Ülkemiz de özellikle şeker sektöründe son 13 aydır bir boşluk yaşanıyor. 2001 yılında çıkarılan 4634 sayılı kanunla şeker kanunuyla ülkede şeker sektörünün düzenlenmesi Şeker Kuruluna bırakılmıştı. Şeker Kurulu da şeker sektörünü düzenliyordu. Fakat Geçen sene 2016 yılı 28 Ağustos’ta Şeker Kurulunun süresi dolduktan sonra bugüne kadar bu atama gerçekleştirilmedi. Bundan dolayı şeker sektöründe denetleme konusunda ciddi bir problem meydana geldi. Yani Avrupa’nın 11 yılda gerçekleştirdiği durumu biz birden bire adeta boşluğa düşerek bir politika üretmeyerek yaşamak durumunda kaldık.
Geçen sene 31 Ekim tarihine kadar Fabrikalara Şeker Kurulu tarafından bildirilmesi gereken kota miktarları bildirilmedi. Dolayısıyla Türkiye’de fiilen bir kotasızlık yaşanıyor demektir. Ve bu tabi bir kaos habercisi ciddi bir problem oluşturacağı kanaatindeyim. Bu sıkıntıyı ülkemizde yaşıyoruz. Ümit ediyoruz kısa bir süre içerisinde bu konuya bir düzenleme getirilir ve böylece piyasadaki boşluk ortadan kalkar.
Şimdi Şeker sektörünü bekleyen diğer tehlike de nişasta bazlı şeker üretiminin Türkiye de kontrolsüz şekilde artmış olmasıdır. Bu işte şeker kurulu olmadığı için mısırdan şeker üreten kuruluşlar kota harici üretim yapmaya ve bunu kontrolsüz bir şekilde satmaya başladılar.
Ayrıca; Dünya’da nişasta bazlı şekerin satış fiyatı ile Türkiye’de ki satış fiyatının arasında neredeyse yüzde 40 - 45 oranında fark var. Yani Türkiye’de daha pahalı satılıyor. Buna rağmen bunlar satacak bir ortam bulabiliyorlar. Bazı kuruluşlar bizim milletimizin gençlerimizin çocuklarımızın sağlığını risk edecek şekilde ürünlerinde ucuz diyerek maalesef nişasta bazlı şekeri tercih ediyorlar. Bu ciddi bir sağlık sorununu ortaya getirecek bir konudur. İşte şeker kurulunda ki bu boşluk nişasta bazlı şekerdeki kontrolsüzlüğü ortaya çıkardı. Buna karşı biz tabi bu sektörün içerisinde olan on binlerce pancar çiftçisini temsilen bunu kamuoyuna bildirmek durumundayız.
Avrupa’daki üretim fazlasının olması, Türkiye’de kotasızlığın kontrolsüz şekilde yaşanıyor olması, nişasta bazlı şekerin yine kontrolsüz bir şekilde yapılıyor olması bir tehdit oluşturuyor. Bu tehdide karşı biz yetkililerimizi uyarmak zorundayız çiftçimizin sesini ifade etmek durumundayız. Çünkü köylerinde yaşayan on binlerce yüz binlerce çiftçi buradan geçimini sağlıyor. O nedenle çiftçilerimizin çocuklarının geleceğini düşünmek açısından da bu sektörün ayakta kalması açısında da önemlidir. Şeker sektörü Türkiye’de stratejik bir sektördür. Şeker sektörünün varlığı güçlü bir şekilde devam etmesi lazım.
Türkiye 2016 yılında Avrupa’dan 100 bin ton şeker ithal etmeye kalktı Avrupa’daki şeker fiyatları yüzde 25 arttı. Türkiye’nin şeker sektörü sıkıntıya girecek olursa şeker üretemez hale gelecek olursa nelerle karşılaşacağının en açık en güzel örneği aslında budur. Onun için bir an önce düzenlenme yapılması bu kontrolsüzlüğün denetimsizliğin ortadan kalkması, nişasta bazlı şekercilerin devlet eliyle hizaya sokulması ve pancar çiftçisinin, pancar sektörünün haklarının korunmasını bekliyoruz.”