Kayseri'nin güldüren fıkraları
Kayseriye turist olarak gelen bir yahudi dolaşırken, elinde bir altın ayakkabı çekeceğiyle oynayan bir çocuğa... fıkranın devamı Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırlanan Kayseri haber bültenimizde...
Sen Eşekliğinle Bunun..
Kayseriye turist olarak gelen bir yahudi dolaşırken, elinde bir altın ayakkabı çekeceğiyle oynayan bir çocuğa; Be kuzum der, sana para vereyim, sende elindekini bana veri Çocuk; ben bunu parayla satmam. Yahudi," peki ne ile verirsin"? Çocuk; "omuzuna binerim, dediklerimi yaparsan veririm." Yahudi pazarlıktan memnun, bindirir Çocuğu omuzuna." Çocuk; "haydi der, eşek gibi hem anıracak, hem de koşacaksın. Yahudi; "Dediklerini yaptım, ver bakalım çekeceği. Cin gibi çocuk, Yahu- dinin karşısına geçer. "Sen der, eşekliğinle çekeceğin değerini biliyorsun da, ben insanlığımla bunun kıymetini bilmezmiyim?
Ayran Ve Pekmez Karışımı
Tomarza’da görevli 3-4 öğretmen tatil gününü fırsat bilerek şehir kulübünde oturup içki içmeye başlarlar. İçlerinden ikisi rakı içerken bir diğeri de şarap içiyormuş. Zaman ilerleyip de şakanın ve sohbetin koyulaştığı bir ana gelince içeri Pusatlı köyünden akılca özürlü olan Cafarın Musa girer. Bu şahıs daha hayatında ne rakı ne de şarap görmüş. Öğretmenler Cafarın Musa’yı masalarına çağırmışlar. Masalarındaki mezelerinden yedirirken muzipliğine rakı ve şaraptan da içirmeye başlamışlar. Çakırkeyf olan Cafarın Musa bir duble rakı, bir duble şarap derken arka arkaya dolan kadehler Cafarın Musa’nın sarhoş olup boylu boyunca yere uzanıp yatmasına sebep olmuş. Gecenin geç vakti olunca kulüp işletmecisi ve öğretmenler Cafarın Musa’yı orada bırakarak kapıyı çekip giderler. Ertesi gün geldiklerinde, görürler ki Cafarın Musa içkinin sarhoşluğundan hala yerde yatıyor. Kaldırırlar, başını yıkarlar, kahvaltı ettirirler. İçlerinden birisi sorar:
-Musa sana ne oldu böyle?
Rakıyı ayran, şarabı da pekmez sanan Musa:
-Pekmez neyse ne de, ayran benim anamı ağlattı, der…