Kayseri Milletvekili açıkladı: Tarikat üyelerini yerleştirdiniz!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi görüşmeleri sırasında söz aldı. Milletvekili Genç, 'Aşağıdan yukarıya her alanı siyasallaştırarak ya yandaşlarınızı ya da tarikat üyelerini yerleştirdiniz' dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’nin görüşmelerinde yaptığı konuşmada Milli Eğitim Akademisi’ni eleştirdi. Genç, konuşmasında şunları ifade etti:
‘Bu teklif, öğretmenlerimizin ihtiyaçlarını ve eğitimdeki sorunları çözmekten çok uzak’
“Geleceğimizi şekillendiren, eğitim sistemimizin temel taşları olan öğretmenlerimizi ilgilendiren bir yasayı görüşüyoruz ancak bu yasa teklifi, ne yazık ki öğretmenlerimizin ihtiyaçlarını ve eğitimdeki sorunları çözmekten çok uzak. Türkiye'nin aydınlık yarınları için en değerli varlıklarımız, çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin karşılaştığı zorlukları giderecek kapsamlı ve adil bir yasa yerine burada yüzeysel değişikliklerle yetinildiğini üzülerek görmekteyiz.
‘Millî Eğitim Akademisi, öğretmenlerin ideolojik bir süzgeçten geçirilerek yetiştirilmesine olanak tanıyacak şekilde kurgulanmış’
Eğitim fakültelerinin yerine geçmesi planlanan Millî Eğitim Akademisi, öğretmenlerimizin ideolojik bir süzgeçten geçirilerek yetiştirilmesine olanak tanıyacak şekilde kurgulanmıştır. Akademi, öğretmenlerin özgür birer eğitimci olmasını engelleyip onları siyasi iktidarın çıkarlarına hizmet eden birer memur hâline getirme riski taşımaktadır. Özgür düşüncenin, öğretmenlerin zihinlerinden silinmesi sadece eğitim sistemimize değil, milletimizin aydınlık geleceğine de zarar verecektir.
‘Akademi, öğretmenlerin ‘sınav ve yetkinlik’ adı altında süzgeçten geçirilmesini zorunlu kılacak’
Eğitim sistemimizin merkezinde öğretmenlerimize duyduğumuz güven ve özgür bir şekilde görev yapmalarını sağlayan hukuki teminatlar bulunmalıdır. Ancak bu yasa teklifi, öğretmenlerimizin mesleki özgürlüğünü kısıtlamayı, onları bağımlı birer memur hâline getirmeyi amaçlamaktadır. Akademi, öğretmenlik mesleğini şekillendirirken eğitim fakültelerinin yıllarca emek vererek yetiştirdiği öğretmenleri yok sayacak, âdeta öğretmenlerin ‘sınav ve yetkinlik’ adı altında süzgeçten geçirilmesini zorunlu kılacaktır.
‘Akademide ders vermek üzere görevlendirilecekler liyakat esasına göre mi, yoksa yandaşlık ilişkileri üzerinden mi atanacak?’
30'uncu madde, Millî Eğitim Akademisinde görevlendirilecek eğitim personelinin istihdamının çerçevesi ve özlük haklarına ilişkin düzenlemeleri içeriyor. Ancak sözleşmeli eğitim personeli hangi kriterlere göre seçilecek? Bu akademide ders vermek üzere görevlendirilecekler liyakat esasına göre mi, yoksa yandaşlık ilişkileri üzerinden mi atanacak? Akademinin bu belirsiz ve denetime açık olmayan yapısı, öğretmen yetiştirme süreçlerini de zayıflatmaktadır. Bu sistemde akademinin bağımsız ve tarafsız olması mümkün müdür?
‘Aşağıdan yukarıya her alanı siyasallaştırarak ya yandaşlarınızı ya da tarikat üyelerini yerleştirdiniz’
‘Kamuda mülakatı kaldıracağız’ dediniz, şimdi de ‘Millî Eğitim Akademisi’ adı altında yeni bir mülakat sistemi getrmektesiniz. Üzerinde hiçbir emeğinizin olmadığı, hatta okumaya dahi erindiğiniz kanun tekliflerinin biri geliyor, biri gidiyor. Nerede hazırlandığını, nereden gönderildiğini hepimiz biliyoruz. ‘Güçler ayrılığı ilkesini koruyacağız, güçlendireceğiz’ diye getirdiğiniz Cumhurbaşkanlığı sisteminde ne yasama bıraktınız ne yürütme ne de yargı. Aşağıdan yukarıya her alanı siyasallaştırarak ya yandaşlarınızı ya da tarikat üyelerini yerleştirdiniz. Peki, bu kurmak istediğiniz akademide öğretmenlerimizi kime seçtireceksiniz, hangi tarikat üyesi, hangi yandaş karar verecek? Millî Eğitim Bakanı’nın zararlı bulmadığı tarikatlar mı?
‘Bu otoriter yaklaşım, özgür düşüncenin eğitimde nasıl susturulmak istendiğinin en açık örneğidir’
Öğretmenlerimize sürekli olarak disiplin sopasını gösteren bir iktidarla karşı karşıyayız. Sosyal medyada paylaştıkları bir görüşten ya da sınıfta ifade ettikleri bir düşünceden dolayı cezalandırılabilecekleri bir eğitim sistemiyle nereye varmayı hedefliyoruz? Bu otoriter yaklaşım, özgür düşüncenin eğitimde nasıl susturulmak istendiğinin en açık örneğidir.
‘Bu kadar mı rahatsız oluyorsunuz cumhuriyet değerlerinden, laiklikten ve kurucumuz Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten?’
Bunun yanında yasa teklifi eğitimde bilimsel ve laik ilkeleri zayıflatmakta millî eğitim sistemimizi yozlaştırılmaktadır. Kanunda Atatürk'ün adı bir kez bile geçmemektedir. Cumhuriyetimizin kurucusunun adı bile anılmadan bu milletin çocukları nasıl aydınlanacak? ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ diyerek getirdiğiniz müfredattan Atatürk'ün adını ve cumhuriyet değerlerini çıkardınız, şimdi de Öğretmenlik Meslek Kanunu'ndan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Bu kadar mı rahatsız oluyorsunuz cumhuriyet değerlerinden, laiklikten ve kurucumuz Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten?
‘Eğitimde reform, eğitimin özüne saygı göstererek öğretmenlerin ve eğitimcilerin görüşünü dinleyerek olur’
Eğitimde reform yalnızca kanun değişiklikleriyle gerçekleşmez, eğitimde reform, eğitimin özüne saygı göstererek öğretmenlerin ve eğitimcilerin görüşünü dinleyerek olur. Bu yasa teklifi, eğitimde reform yapmak bir yana eğitim sistemimizi daha da içinden çıkılmaz bir hâle getirmekte ve öğretmenlerimizi, öğrencilerimizi ve tüm eğitim camiasını derinden etkilemektedir. Bir yanda eğitim fakülteleri işlevsiz hâle getirilirken diğer yanda atanmayan öğretmenlerimizin sayısı her geçen gün artmakta, eğitimdeki sorunlar katlanarak büyümektedir.
‘Eğitimde baskıyı ve siyasi çıkarları değil, özgürlüğü, bilimi ve demokrasiyi savunalım’
Cumhuriyet Halk Partisi olarak eğitimde laik, bilimsel ve demokratik ilkeleri savunmaya, öğretmenlerimizin haklarını korumaya, güvencesiz çalışmaya ve ideolojik kadrolaşmaya karşı çıkmaya devam edeceğiz. Buradan tüm vekillerimize çağrıda bulunuyorum: Gelin çocuklarımızın geleceğini karanlığa sürüklemeyelim, gelin, öğretmenlerimize hak ettikleri değeri verelim. Eğitimde baskıyı ve siyasi çıkarları değil, özgürlüğü, bilimi ve demokrasiyi savunalım. Öğretmenlerimizin onuruna ve özgürlüğüne hep birlikte sahip çıkalım.”