ÖZHASEKİ, GÜL VE BOZDAĞ'IN GÜLEN'İ ÖVEN SÖZLERİ İLE KINAŞ'I SAVUNDU

ÖZHASEKİ, GÜL VE BOZDAĞ'IN GÜLEN'İ ÖVEN SÖZLERİ İLE KINAŞ'I SAVUNDU
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

KAYSERİ'de FETÖ soruşturması kapsamında aralarında Boydak kardeşlerin de olduğu 67 sanığın yargılandığı 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın dördüncü gününde, sanıklar savunmalarına devam etti.

Kayseri'de 1 Kasım'da başlayan ve 3 Kasım'da tamamlanması gereken ilk duruşmada, sanıkların savunmasının uzaması üzerine dün de devam edildi. FETÖ davasının dördüncü gününde ilk savunmayı tutuklu iş adamı GESİAD eski Başkanı Hamdi Kınaş yaptı. 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen işadamı Kınaş, “Ülkeme, vatanıma ihanet düşüncesi asla olamaz. Örgüt üyeliği yöneticiliği iddialarını kabul etmiyorum. Melikşah Üniversitesi'nin mütevelli heyetinde bulundum, toplantılara katıldım. Ancak, bu toplantıların hepsi üniversitenin tanıtılması amacıyla yapılan toplantıydı. FETÖ terör örgütünde görev yapmadım ve hiyerarşik yapısında bulunmadım. Ülkenin ekonomisine katkı sunarken, tutuklanmayı kabul edemiyorum. Hatta 1 yıl içerisinde tutuklu kaldığım süreyi bazen rüya mı görüyorum diye nitelendiriyorum” dedi.

İddianamede yer alan ABD'ye para gönderdiği iddiaları hakkında da konuşan Hamdi Kınaş, “İki çocuğum ABD'de okuyor, okula eğitim masrafı ve bağış parası gönderdiğim doğrudur. Bu okullar devlet protokolünün ziyaret ettiği okullardır” diye konuştu.

 

 

Kınaş, Mahkeme Başkanı’nın, iş adamlarından himmet adı altında para alınıp alınmadığı sorusuna da “Böyle bir durum söz konusu değil. Aramızda itilaf çıkmasının ardından, krizi fırsata çevirmeye çalışıyorlar” ifadeleriyle kendini savundu.

Mahkeme başkanının, Whatsapp mesajları üzerinden yapılan paylaşımlardan, Fethullah Gülen’e ait sohbet görüntüleri, Fuat Avni tweetleri ve Hacı Boydak ile Hamdi Kınaş arasında geçtiği iddia edilen konuşmalar ile eski GESİAD üyesi Suat Özsoy’un istifasına yönelik telkin yapılıp yapılmadığına yönelik mesajlaşmanın olup olmadığı sorusunu doğrulaması dikkat çekti. Kınaş, yazışmaların telefondan  usulüne uygun olarak elde edilmediğini öne sürdü.

“Çocuklarımın okuluna bağış yaptım”

“ÇOCUKLARIMIN OKUDUĞU OKULA BAĞIŞ YAPTIM”

Bank Asya’da bulunan hesabındaki 161 bin TL’lik para trafiği ile ilgili yöneltilen soruyu da yanıtlayan Kınaş, ABD, Hırvatistan merkezli mesajlaşmalarla ilgili olarak da, “Çocuklarım ABD’de okuduğu için mesajlar, çocuklarımın arkadaşlarının velilerinden gelmiş olabilir.” dedi.

Kınaş, kapatılan Bank Asya hesabı üzerinden yöneltilen sorulara ise, “Çocuklarımın okuduğu okula bağış yaptım. Başka hiçbir maksadım yoktu.” cevabını verdi.

“DARBE GİRİŞİMİ TÜRKİYE'YE YAPILMAK İSTENMİŞTİR”

Tutuklu iş adamı Hamdi Kınaş'ın avukatı CHP Konya eski Milletvekili Atilla Kart ise, yaptığı savunmayı iki aşamalı olarak gerçekleştirdi. Genelleme ve suç isnatlarına yönelik savunma yapan Kart, “15 Temmuz sadece Cumhurbaşkanına, hükümete yapılan bir darbe girişimi olarak nitelendiriliyor, bu doğru değildir. Darbe girişimi Türkiye'ye yapılmak istenmiştir. Bu olayla ilgili birileri yargıya tavsiyelerde bulunmasın. Yargı kendi öz iradesi ile gereğini yapsın. Şu an 12 Eylül'den Silivri'den daha vahim bir durum yaşanıyor” diye konuştu.

ÖZHASEKİ’NİN, GÜL’ÜN VE BOZDAĞ’IN GÜLEN’LE İLGİLİ ÖVGÜLERİNİ MAHKEMEDE SÖYLEDİ

Davanın siyasi ilişkilerinde ortaya çıktığı bir dava olduğuna dikkat çeken Kart, “Yaşanan süreçle ile ilgili 2002 yılından gelerek bakmak lazım Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 'Seversiniz, sevmezsiniz kendisi bilge insandır, böyle söylemekten men ederim' demiş. Kayserili Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de 4 Haziran 2010'da 'Türkçe olimpiyatları projesi müthiş bir projedir. Muhterem hoca efendinin ellerinden öperim' demiştir. Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, okullarla ilgili genelge çıkarttıklarını belirterek 'Bu okullara sahip çıkın' açıklamalarında bulunmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı 2014 yılında Bank Asya'ya hesap açtırıyor, siz sanıklara neden Bank Asya'dan hesap açtırıyor, para yatırıyorsunuz diye soruyorsunuz. Bu imkanları devlet yaratmış. 2013 yılında Ahmet Davutoğlu Pensilvanya’ya gitti, Abdullah Gül, 'Benim haberi yoktu' diyor. Davutoğlu da 'Ben bunamadım' diyor. 14 Mayıs 2013'de 'Bitsin bu hasret' diyen kim? Gazetecilerin Pensilvanya'ya gidecek misiniz sorusuna 'Gökten ne yağmış da yer kabul etmemiş' cevabını veren sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan değil mi? Hüseyin Çelik’in, ‘Cemaat devlete sızmış diyorlar, buna kargalar bile güler’ sözlerini ve dönemin Başbakanı Erdoğan’ın kapatılan Zaman Gazetesine yönelik, ‘Zaman ateşler içinde açan bir çiçektir. Bu topraklar böyle yiğitlerde yetiştirdi’ sözleri de var. Yani bu konuda kamu yönetiminin de sorumluluğu var." dedi.

“AYAZ KOD ADLI GİZLİ TANIĞIN GİZLİLİĞİ KALMAMIŞTIR”

Hamdi Kınaş'ın telefonunda çıkan belgelerin yasal olmayan şekilde teknik müdahale ile telefon içerisinde yüklendiğini iddia eden Avukat Atila Kart, “Hamdi Kınaş'ın ABD'ye gönderdiği para, iddianame yer aldığı gibi 320 bin dolar değil, 2 çocuğu için 600 bin dolardır. 2 çocuk için beş yıllık eğitime bölündüğünde yıllık 60 bin dolara tekâbül eder ve bu son derece normal bir rakam. İddia edilen arsa kapatma davasıyla ile ilgili ise, davanın neden geciktirildiği konusunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Sebebi bazı isimlerin ortaya çıkması mıdır? İddianamede yer alan Ayaz kod adlı gizli tanığın gizliliği kalmamıştır” diye konuştur.

MAHKEMEDE İLGİNÇ DİYALOGLAR

Diğer yandan dünkü duruşmada ilginç anlar da yaşandı. İş adamı Hamdi Kınaş ile Mahkeme başkanı arasındaki diyaloglar dikkat çekti. Kınaş’ın sık sık “duyma eksikliği” yaşadığı gerekçesi ile soruları tekrarlatmasına, Mahkeme Başkanı, “İşine geleni duyuyorsun, işine gelmeyeni duymuyorsun” yanıtını verdi.

MAHKEMEDE FEHMİ KORU’NUN KİTABI OKUNDU!

Davanın bir diğer dikkat çeken yanı ise, Gazeteci Fehmi Koru’nun “Ben Böyle Gördüm” kitabından yapılan alıntı oldu. Savunma makamı, kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve dönemin Başbakanı Erdoğan arsındaki diyaloğa atıfta bulunarak, “Her gezide Ekrem Dumanlı ile Erdoğan kaş göz işaretleri ile anlaşır. 15 dakikayı geçmeyecek şekilde bir sürede görüşülürdü” cümlelerini mahkemeye taşıdı.

“NASIL SORULABİLİYOR”

Söz konusu kitabı delil olarak mahkemeye sunacaklarını belirten Kınaş’ın Avukatı Atilla Kart, “Cemaat, FETÖ, çete ne derseniz deyin. Siyasi iktidar bu yapı ile ‘ne istediler de vermedik?’ diyecek kadar yakınlık kurmuşken, bir şekilde inanmış, sempati duymuş kişilere mahkemenin tutumu ne olacak? Neden böyle yaptın diye nasıl soracak?” ifadelerini de kullandı.

 

FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamındaki, 67 şüphelinin yargılandığı ilk duruşmanın dördüncü gününde, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir savunmasını sundu.

 

“15 kitapçığı inceledikten sonra, sınavda herhangi bir kopya bulgusuna rastlamadığım için konuyla ilgili resmi yazışmaları yaptım. Kitapçıkları da başkanlık kasasına kaldırdım, ancak oraya kaldırdığım davanın açıldığı 2015 yılında aklıma geldi. Kendi hazırladığımız ÖSYM Kanununda, soru kitapçıklarını muhafaza etmekle alakalı olarak, daha önce 100 gün olarak belirlenen süreyi 6 aya çıkarmıştık. Ben de kanunda olduğu üzere, söz konusu sınavın kitapçıklarını 6 ay beklettim. Dolayısıyla bekleme süresi 13 Kasım 2014’te sona erdi. 2014 Aralık tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2013 Nisan ayında yapılan bu sınav ile ilgili belgeleri göndermemizi istedi. Ben de resmi yazı ile ÖSYM’nin ilgili dairesine konuyu bildirdim. O daire de bilgi verdi ve soru kitapçıklarının yasal süre içerisinde imha edildiğini belirtti. Ancak o süre zarfında ben araştırma için aldığım kitapçıkların kasamda durduğunu hatırlamadım. ÖSYM’de soru kitapçıklarının imhası yasal zorunluluktur. Hukuken saklanması gereken bir evrakı imha ettiğim şeklindeki suçlama doğru değildir. İmha etme sürecim bitmesine rağmen yanıltıcı bilgi verdiğim iddiası da doğru değildir. Sistem gereği ilgili daire başkanlığı yanıt vermiş, başkan yardımcım Ömer Pekşen de ben izinli olduğum gün belgeyi imzalamıştır. Kasadaki 15 kitapçık da daha sonra Savcılığa iletilmiştir. Ömer Koçak’ın iddiaları da tutarsızdır. 2013 Nisan ayında yapılan Askeri Lise Sınavlarındaki kopya iddiaları doğru değildir. Eğer böyle bir bulguya rastlasa idim ben kendim sınavı iptal ederdim.”