Kayseri'de yarın miting var
İşçiler, emekçiler yarın Kayseri Mimar Sinan Parkı'nda buluşacak. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haberinde.
1 Mayıs Tertip Komisyonu tarafından 1 Mayıs İşçi Bayramı sebebiyle bir basın açıklaması yapıldı. Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen açıklamayı Züleyha Demir yaptı. Ülkede yoksulluğun arttığı, temel hak ve özgürlüklerin gasp edildiği söylenen açıklamada şu ifadeler kullanıldı;
“Ülkeyi yoksulluk ve sefalet kasıp kavuruyor. Servet ve sefalet kutuplaşması artıyor. Ücretlerimiz eriyor. Çalışanların ana omurgasına asgari ücret reva görülüyor.
1 Mayıs’ta Kayseri de buluşacak, ekmeğimizin her gün küçülmesine, adaletin terazisinin tamamen bozulmasına, en temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine hep bir ağızdan ‘dur’ diyeceğiz.
Öte yandan 2024 1 Mayıs’ında Türkiye’nin ve dünyanın meydanlarında buluşan milyonların gözü kulağı İstanbul Taksim 1 Mayıs alanında olacak, milyonlarca kalp Taksim 1 Mayıs alanında atacak.
Başta Taksim olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki 1 Mayıs alanlarına yürüyecek olan işçiler, kamu emekçileri, mimarlar, mühendisler, hekimler, emekliler, kadınlar ve gençler kol kola, omuz omuza haklarını ve özgürlüklerini savunacaklar.
Bizler, işçiler, emekçiler, emekliler için insanca yaşamak, hayatta kalmak zorlaşıyor. İnsanca yaşayamıyoruz, çünkü ülkemizin kaynaklarımız rantçılara, sermayeye, faize, saraya, şatafata, silaha, savaşa harcanıyor. Kaynaklarımız, işçilere, kamu emekçilerine, emeklilere ve kamu hizmetleri için kullanılsın. Çarkların zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönen bu düzene bir son verelim.
Ama ülkeyi yönetenler, yoksuldan alıp zengine, emekçiden alıp sermayeye kaynak aktarmayı görev biliyor. Bankalar, holdingler, şirketler karlılık rekorları açıklarken enflasyonun sebebi olarak biz gösteriliyoruz; alım gücümüz gerilemeye devam ediyor.
Tüm dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye gıda enflasyonunda açık ara birinciliğini koruyor. Alım gücümüz enflasyona ezdirilirken KDV-ÖTV, gelir vergisi, vergi dilimi derken cebimiz boşaltılıyor. Vergi yükü bizlerin sırtına yüklenirken sermaye ise keyfine göre vergi veriyor; bir gecede vergileri sıfırlanıyor, affediliyor.
İşsizlik, özellikle de genç ve kadın işsizliği yeni rekorlara koşarken iş bulanlara da giderek daha düşük ücretler ve daha güvencesiz çalışma biçimleri dayatılıyor.
Açlık sınırına bile yaklaşamayan maaşlara mahkum edilen emeklilere ‘banka promosyonu müjdesi’ verilerek resmen alay ediliyor.
Mülteciler asgari ücretin altında ücretlerle, sigortasız, güvencesiz ve hatta ölümüne çalışmaya mahkum edilerek tüm ücretler baskı altına alınıyor. Milyonlarca mültecinin çaresizliği, sömürüyü artırmak için kullanılıyor. Sermaye kıdem tazminatı yükünden kurtarılmak isteniyor.
Tüm bu zorlu çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek için Anayasal demokratik haklarını kullanmak, sendikalı olmak, örgütlenmek, grev yapmak, meydanları doldurmak ve hatta geçinemediğini haykırmak bile ‘suç’ olarak gösteriliyor. Biz yasal, Anayasal haklarımızı bile kullanamazken parası ve makamı olanlar hiçbir kurala, mahkeme kararına, hatta kendi yazdıkları yasalara ve Anayasa’ya bile uymuyorlar!
Zenginlerin ve muktedirlerin hiçbir kurala uymak zorunda olmadığı bir düzende milyonların ekmeği, hakları ve özgürlükleri gasp ediliyor. Örneğin TÜİK mahkeme kararlarına uymayarak enflasyon verilerini nasıl hesapladığını açıklamıyor, ekmeğimiz sahte enflasyon verileriyle küçülüyor.
Dünyanın en uzun çalışan, en az izin kullanan, durmaksızın iş cinayetlerine kurban giden emekçileri bu ülkede yaşam savaşı veriyor. Ülkemiz bir ucuz emek cenneti haline getirilmek istenirken Türkiye dünyada işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasında yer alıyor.
Otoriter bir rejimin ağır baskıları altında hepimiz kölece çalışıp asgari yaşamaya mahkum ediliyoruz. Bu nedenle demokrasi mücadelesi 2024 1 Mayıs’ının en asli gündemlerinden biridir.
Ülkemizde de Taksim 1 Mayıs alanı keyfiliğe karşı hukukun, otoriter tek adam rejimine karşı demokrasinin simgelerinden biri olmuştur. 2013’ten beri hukuk dışı biçimde 1 Mayıs’lara kapatılan Taksim Meydanı’na dair Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz yıl Aralık ayında son kararını vermiştir. Doğrudan bu karardaki ifadelerle söylersek ‘1 Mayıs’ta Taksim’de olmak her işçinin, emekçinin hakkıdır’
Bu sene ülkenin dört bir yanındaki 1 Mayıs meydanlarında coşkuyla, umutla buluşacağız.
Kayseri de Mimar Sinan Parkı’nda coşku ve umutla buluşacağız.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak işimize, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize, özgürlüğümüze sahip çıkmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak hakkımıza-hukukumuza; gelirde, vergide ve ülkede adalet talebimize sahip çıkmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak eğitim ve sağlık başta olmak üzere herkese nitelikli kamu hizmeti hakkımıza sahip çıkmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak söz ve karar hakkımıza; sendikalı olma, örgütlenme ve grev hakkımıza; ifade özgürlüğümüze yani demokrasiye sahip çıkmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak İstanbul Sözleşmesine, işyerinde şiddete ve tacize karşı ILO’nun 190 sayılı sözleşmesine sahip çıkmak, kadının ve kadın işgücünün her alanda ikinci sınıf sayılmasına rağmen mücadeleye devam etmektir.
1 Mayıs alanlarında olmak eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak emperyalizme karşı barışı ve halkların kardeşliğini savunmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak çevreyi korumak ve kentlerimize sahip çıkmaktır.
1 Mayıs’ta alanlarda olmak açlık sınırının altında kalan emekli maaşlarına itiraz etmektir.
Haydi, bu adaletsiz düzene karşı bir elimizde çocuklarımız, bir elimizde karanfillerimizle 1 Mayıs alanlarına!
Yaşasın 1 Mayıs!”
Diğer yandan 1 Mayıs yürüyüşüne katılacak Eğitim-Senliler saat 12.30’da şube önünde toplanarak yürüyüş alanına geçecek.