KAYSERİ'DE 8.000 KİŞİ NEDEN KARANTİNAYA ALINDI?

KAYSERİ'DE 8.000 KİŞİ NEDEN KARANTİNAYA ALINDI?
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Coronavirüs nedeniyle Kayseri’de toplamda 8.000 kişi karantina altına alındı...

Bunu Kayseri’de durumun vahim olduğu şeklinde anlayanlar çıkabileceği için detayını izah edeyim.

Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde kurulan ve gece gündüz demeksizin çalışan özel bir ekip Coronavirüs Covid-19 testi pozitif çıkan vatandaşları yakın mercek altına alıyor ve son 14 gün içinde temasa geçtiği kim varsa belirleyip bu kişilere “Virüs size de bulaşmış olabilir, 14 gün boyunca izole olmalısınız” diyor ardından bu kişileri evde karantinaya alıyor. 

Bu süreçte Coronavirüs semptomları görülen olursa da hemen hastanede tedavi altına alıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan sık duyduğumuz “Filyasyon” bu ekibin işi...

Kayseri İl Sağlık Müdürlüğü Filyasyon ekibinin 8.000 kişiyi karantina altına alması durumun vahim olduğunu değil kontrol altında olduğunu ortaya koyuyor.

Virüs bulaşan kişiler ve temasa geçtiği kişiler karantinaya alınarak Kayseri Coronavirüs’ten mümkün olduğunca korunuyor.

Kayseri’de Coronavirüs vaka sayısını saçma sapan bir şekilde devlet sırrı gibi saklasalar da 1.000’i geçmeyen pozitif ve şüpheli sayısı var. 

Demek ki Filyasyon amaçlı karantina olmasaymış Kayseri’de durum çok vahim olabilirmiş.

Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

★ ★ ★

Doğru olduğuna hiç ihtimal vermiyorum ama birçok yerden yansıyan bir iddia olduğu için yazayım bir kenarda dursun.

Mesela Akmescit karantinaya alınırken 7-8 kişinin Coronavirüs testi pozitifti. Yaklaşık 1.500 insanın yaşadığı mahalle 14 gün karantinaya alındı.

8 Halk Otobüsü şoföründe coronavirüs testi pozitif çıkınca da 850 civarındaki Halk Otobüsü Şoförü 14 gün evde karantinaya alındı.

Doğru olmamasını dilediğim iddia ise şu;

“Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan bazı fabrikalarda çalışan işçilerin Coronavirüs testi pozitif çıktı.

Bu durumda yapılması gereken Akmescit’te ve Halk Otobüsü şoförlerinde olduğu gibi Filyasyon ekibi tarafından temaslı olanların tespit edilip karantina uygulanmasıydı ama yapılmadı.”

Evet bizim için üretim ve ekonomi önemli ama herşeyin başı da sağlık. 

Bu iddianın doğru olmamasını diliyorum...

Karantina işinde siyasi baskı rol oynamıyordur, Filyasyon ekibinin işine karışan “Burada karantina uygulaması yapmayın” diyen çapsız siyasi ve bürokratlar yoktur ve her müesseseye eşit davranılıyordur değil mi?

 

KAYSERİ ŞEHİR HASTANESİ 

PANDEMİ’DE PARA BASIYOR

Mesela Mersin Şehir Hastanesi Pandemi Hastanesi ilan edilmemiş, “temiz hastane” olarak tutuluyor...

Mersin yöneticileri Şehir Hastanesi’nin kontaminasyon merkezi olmaması için böyle bir tercihle hareket ediyor.

Buna karşın Mersin’de ki birçok hastane Pandemi Hastanesi olarak hizmet veriyor.

Kayseri’de ise Şehir Hastanesi Pandemi Hastanesi ilan edildi. 

Sadece Şehir Hastanesi değil, birçok hastane ve hatta özel hastaneler de Pandemi Hastanesi ilan edildi.

Yazımdaki konu ise şu;

Sağlık Müdürlüğü Pandemi Hastanesi ettiği özel hastanelere hiç hasta yönlendirmiyor, devletin tüm imkanlarını yarı özel hastane konumundaki Şehir Hastanesi için seferber ediyormuş... 

Başlıktaki “Kayseri Şehir Hastanesi para basıyor” konusuna bilahare değineceğim. Zira çok uzun bir konu, rakamlarla tek tek değerlendireceğim. Pandemi’de ne kazandıklarını da öğrenebilirsem kaleme alacağım. 

Şu süreçte Sağlık Müdürlüğü, sanki Şehir Hastanesi kazansın diye çalışılıyormuş gibi bir algıdan derhal kurtulmalı.

Madem öyle yapacaktınız hiç değilse özel hastaneleri pandemi kapsamı dışında tutup “temiz hastane” olarak hizmet vermelerini sağlasaydınız.

Vakit çok geçmeden benimki dostane uyarı...

 

MUSTAFA AYDOĞAN’IN ARDINDAN

Kayseri basınının beyefendi isimlerinden birisiydi...

Yaklaşık bir yıldır Kayseri Olay Gazetesi’nde köşe yazıları yazıyor, OlayTürk Tv ekranında hafta içi her sabah Hüseyin Göktaş ile yerel ve ulusal gazetelerin başlıklarını yorumlayıp haftada bir gün de konuk aldığı isimlerle söyleşi programları yapıyordu.

Belki son bir yıldır birlikte çalışıyorduk ama uzun yıllardır tanışırdık.

15 yıl kadar önce tarifsiz bir acı yaşadı...

Hayatının baharındaki oğlu Kazım düğün öncesi gelini kuaföre götürürken Bünyan Kayseri yolunda takla atan araçta hayatını kaybetti.

Cenazeyi define kadar muhabir olarak takip etmiştim. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın.

Mustafa abi 24 yaşındaki oğlunu düğün günü mezara kendi elleriyle indirmişti.

Mustafa Abi’yi her gördüğümde silüetine yansımış o mahzun duruşunda o defin günündeki acılı ve hüzünlü hali gözümün önüne gelirdi.

Çileli bir hayat yaşadı.

Beyefendi bir gazeteciydi.

Doğru bildiğini “lisana münasip dil” kullanarak ifade etmekten hiç geri durmadı.

Ürküt berkit, indir bindir işlerinden çok uzak bir isimdi. 

Yalakalık, taklacılık da mizacına uymazdı...

Ülkücüydü... 

Gözü karalığını Ülkücü camiadaki arkadaşlarından vefatından sonra yine dinledim.

Bir haftayı geçti Mustafa Aydoğan abimiz kalp krizi geçirip de uçmağa göçeli. 

Bir varmış bir yokmuş... 

Yalan dünya dedikleri tam da bu olsa gerek... 

Ne kadar yalan olduğuna Mustafa abi ile birkez daha tanıklık ettik...

Daha ne programlar yapmayı planlıyorduk...

Mustafa Aydoğan abi için arayanlar, yorum ve mesaj yazanlar O’nun beyefendiliğini, temizliğini, düzgünlüğünü, cesurluğunu, mertliğini, dostluğunu, adamlığını, güzel ahlaklı güzel bir insan olduğunu anlatıp durdu...

Mekanın cennet olsun Mustafa abi...