Kanser riskini azaltmak için hangi gıdalardan uzak durmak gerekiyor

Memorial Kayseri Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Halit Karaca, beslenmenin kanser oluşumunda önemli bir etkisinin olduğunu söyleyerek, 'Kanserden korunmada yaşam boyu doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesi çok büyük önem taşımaktadır' dedi.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Kanser riskini azaltmak için hangi gıdalardan uzak durmak gerekiyor
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Memorial Kayseri Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Halit Karaca, beslenmenin kanser oluşumunda önemli bir etkisinin olduğunu söyleyerek, “Kanserden korunmada yaşam boyu doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesi çok büyük önem taşımaktadır” dedi.

1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla açıklamalarda bulunarak; dünyada her yıl 12 milyon kişiye kanser tanısı konulduğunu ve 7 milyon 600 bin kişinin kanserden öldüğünü söyleyen Memorial Kayseri Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Halit Karaca; Türkiye’de ise her yıl 150 bin kişinin kansere yakalandığının tahmin edildiğinin altını çizdi. Ölüm nedeni olarak kalp ve damar hastalığının hemen arkasından kanserin geldiğini ifade eden Halit Karaca; “Kanser, anormal hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve yayılması ile karakterize bir grup hastalıktır. 150’ye yakın kanser türü vardır; bu sayı alt türler ve nadir tümörler ile birlikte bini aşmaktadır. Bununla birlikte yetişkinler en sık görülen kanser türleri akciğer, meme, kolon, prostat kanserleridir. Tedavi edilmediği zaman ölümle sonuçlanan kanser, önemi giderek artan bir sağlık ve yaşam sorunu haline gelmiştir. Ölüm nedeni olarak, kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından gelmektedir. Batı toplumlarında her yıl 250-350 kişiden biri kansere tutulmaktadır. 60 yaşın üzerindeki grupta ise kanser sıklığı oldukça artmakta 300 kişide 4-5 civarına yükselmektedir. Dünyada her yıl 12 milyon kişiye kanser tanısı konulmakta ve 7 milyon 600 bin kişi kanserden ölmektedir. Ülkemizde ise her yıl 150 bin kişinin kansere yakalandığı tahmin edilmektedir. Bu sayıları azaltmak için özellikle önleme çalışmalarına önem vermek gerekmektedir. Ayrıca tarama ve erken tanı ile hastalığın erken yakalanması bir o kadar değerlidir. Tüm kanserler değerlendirildiğinde yaklaşık 1 bölü 3’ünün önlenebilir ve 1 bölü 3’ünün de erken tespit edilebilir olduğu görülmektedir. Genel olarak tüm kanser türlerinden ölüm oranlarında son zamanlarda erken teşhis ve tedavi olanakları nedeniyle azalma gözlenirken, kadınlarda sigara kullanımının artışına bağlı olarak akciğer kanseri görülme sıklığı ve ölüm oranları artmaktadır” diye konuştu.

Kanserin, kalıtımsal faktörler ve sigara, çevre kirliliği, yanlış beslenme gibi çevresel faktörlerin etkisinde oluştuğunu belirten Karaca, kanserin beslenme ile ilgisinin yüzde 35 olduğunu söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Nelerin kanserojen olabileceği ve nasıl korunabileceği günümüzün en popüler konuları arasında başı çekmektedir. Farklı kaynaklara göre kanser oluşumunun beslenme ile ilgisinin yüzde 35 oranında olduğu kabul edilmektedir. Kanserden korunmada yaşam boyu doğru beslenme alışkanlıklarının edinilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Kanser riskini azalmak için sağlıklı kiloda olmanızı sağlayacak bitkisel ağırlıklı bir diyet tercih edilmelidir. Fazla kilolu olmak ve obezite kanser riski ile ilişkilidir. İşlenmiş gıdalar, cips, veya tatlılar gibi yoğun kalorili gıdalardan kaçınılmalıdır. İşlenmiş et tüketimini en aza indirip, rafine tahıl ürünleri yerine tam tahıllar tercih edilmelidir. Her gün 5 porsiyon meyve tüketiminin yanı sıra alkollü içecek tüketiminin sınırlandırılması gerekmektedir. Sigaradan uzak durulması gerekirken, hareketli bir yaşam tarzı seçilmelidir. Buna rağmen kanser hastalığına yakalanırsanız bilimsel olarak kanıtlanmış en iyi tedaviye ulaşmak kanser tanısı alan her bireyin evrensel hakkıdır. Özellikle kanser tedavisinde gündemde olan ‘hedefe yönelik tedavi’ ile yan etkisi çok ve normal hücrelere de zarar verebilen klasik kemoterapi ilaçlarının yerini, sadece kanserli hücreyi etkileyen, yan etkisi daha az ilaçlar almaktadır. Bazı kanser türleri yayılım yapsa dahi bu güçlü tedavi seçenekleri ile giderek kronik birer hastalık halini almaktadır.”