'Kadınların çoğunluğu haklarını bilmiyor'

Kayseri'de kadın denilince akla gelen belirli isimler vardır. Onları Kadına şiddet davalarında, onları kadın eylemlerinde, onları kadına ilişkin faaliyetlerde ve bilinçlendirme toplantı seminerlerinde görmeniz mümkündür.

'Kadınların çoğunluğu haklarını bilmiyor'

Kayseri’de kadın denilince akla gelen belirli isimler vardır. Onları Kadına şiddet davalarında, onları kadın eylemlerinde, onları kadına ilişkin faaliyetlerde ve bilinçlendirme toplantı seminerlerinde görmeniz mümkündür. Onlardan birine yıllardır kadına ilişkin başarılı faaliyetleri yılmadan yorulmadan aralıksız yürüten bir isme bu hafta sütunlarımızı açtık. Bu haftanın röportaj konuğu Türk Kadınlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Eczacı Ayşe Gemici Uzunlu. Onun yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile kadınlar için çaba sarf etmesi, onları nasıl bilinçlendiririm, onları haklarından nasıl haberdar ederim gayreti , Ne zaman başladı ? Nasıl karar verdi ?  Bu çalışmaları yaparken neler yaşadı? Kadının iş yaşamında ve siyasette nasıl bir yeri var? Ülkenin içinde bulunduğu durum, ve sonrası için hedefleri İşte tüm bu soruların ve daha fazla sorunun cevabını bu röportajda bulacaksınız. Mutlu hafta sonları Ey Okur… 

Geçtiğimiz günlerde iç Anadolu 3. kadın buluşmasına ev sahipliği yaptınız. Bu oldukça önemli bir çalışmaydı. Bu çalışmanızı anlatır mısınız?

 Geçtiğimiz günlerde İç Anadolu bölgesi 3.Kadın Buluşmasını gerçekleştirdik. İç Anadolu Bölgesinde sivil toplum kuruluş sayısı incelendiğinde kadın çalışan STK sayısının  az olduğu ve kadın  STK çalışmalarına aktif katılımın ise çok az olduğu görülmektedir . Derneklerin desteklenmesi ve güç birliği yapması için Norveç Büyükelçiliği desteği ile birinci toplantıyı Uçan Süpürge Ankara’da yaptı.Eskişehir’in gerçekleştirdiği toplantı sonrasında 3.buluşmaya derneğimiz evsahipliği yaptı.

Toplantı konumuzu belirlerken STK olarak ihtiyaçlarımız nelerdir? Nasıl güçlenebiliriz  sorularına cevap ararken konu başlığımızda belli oldu

Evet konumuzu güçlü STK olarak belirledik.Kadın STK sı olmanın özellikleri ve farklılıklarını öğrenerek çalışmalarımıza nasıl artı değer katabiliriz, bunu hedefledik.Çalışmamızın ikinci gününde Kayseri dışında 12 ilden 40 katılımcı ile 24 dernek katıldı. Kayseri’den de 6 dernek katılarak 30 dernek ilimizde gördüğümüz en büyük kadın sorunları üzerine tartışıp proje geliştirme üzerine çalışmalar yaptık. Başarılı bir STK olmak için iletişim kurma,savunuculuk ve lobi faaliyetleri ile ilgili çalışmalar yaptık.Toplumsal dönüşümün güçlü STK çalışmaları ile olacağı bilinen bir gerçektir.İç Anadolu da az sayıda olan kadın derneklerinin iletişim içinde olup bilgi paylaşımı yapmaları ve güç birliği oluşturmaları kadın çalışmalarına olumlu etki yaptığını bu çalışmada gözlemledik.Kısa zamanda sonuç raporumuzu hazırlayıp basın yoluyla bilgilendirme yapacağız.

İç Anadolu’da kadın hak örgütü sayısının azlığı gibi bir sonuç ortaya çıktı bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? İhtiyaç mı yok çekimserlik mi çok?

İç Anadolu’da kadın hak temelli STK ların sayısının az olduğu biliniyordu.Bu toplantıyı hazırlarken mevcut durumun daha olumsuz olduğunu gözlemledik.İllerde araştırma yapınca STK ların genellikle yardım odaklı çalıştığı bu durumunda erkekler tarafından desteklendiğini tesbit ettik.Toplumsal cinsiyet eşitliği talebi ile hak temelli çalışan dernekler desteklenmiyor bu nedenle kadınlar bu konuda çalışma yapmakta çekimser kalıyorlar.

Kadınların toplum, siyaset ve iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Kadınların siyaset ve iş yaşamında yer almaları istenen bir seviyede değil.Son iki seçimde mecliste kadın milletvekili oranı artmakla birlikte kadın sorunlarını dile getirme ve çözüm üretmede sesleri yeterli çıkmıyor.Mevcut parti yasasına göre yine seçilmeleri erkek otoriteye bağlı olduğundan sesleri hiç çıkmıyor.Kadınların mecliste etkin siyaset yapması için %30 seviyesini geçmesi gerekiyor.İstanbul Sözleşmesini imzalayarak Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini kabul ettiğimize göre olması geren %50  seviyesidir.Gördüğümüz kadarıyla bu çok zor.

Kadınların yüzde 28 i İş yaşamında yer alıyor.Bu oran içinde kısa süre çalışan veya işsizlik ödeneği alan kadınlarımızda var.Kadınlar iş yaşamında yer alsa bile evlilik,çocuk sahibi olma gibi nedenlerle iş yaşamından kısa sürede uzaklaşabiliyorlar.Kadınların iş hayatında yer alması için iş ve aile yaşamında uzlaştırma politikaları uygulanmamaktadır.Ne demek istedim: Çalışan kadınlar için kreşler açılıp teşvik edilmeli, yine yaşlıların bakım ve hizmeti sadece kadına yüklenmeyip bu alanda bakım evleri açarak kadına destek politikaları oluşturulmalıdır.  Kadının birinci görevi anne olup çocuğuna bakmak gibi söylevler siyasette çok kullanılarak kadının ev içine dönmesi desteklenmekte ve çalışmayan kadınların ideal eş ve kadın olduğu bilinci oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Kadına şiddet, cinsel istismar ve kadın cinayetleri maalesef rakama vurulduğunda hiç iç açıcı değil bu olayların artmasındaki temel etken nedir sizce?

Kadına şiddet,cinsel istismar ve kadın cinayetleri rakama vurulduğunda durum hiç iç açıcı değil.Yaşamın bir döneminde cinsel şiddet ile karşılaşma oranı İç Anadolu’da %11,yine İç Anadolu’da fiziksel şiddet ile karşılaşma oranı %43 dür.Yani 5 kadından ikisi fiziksel şiddet görüyor.Kadınların %80i çare konusunda umutsuz ve şiddet gördüğü zaman kimse bana yardımcı olamaz düşüncesine sahip.Yapılan bir araştırmaya göre şiddet gören kadınların sadece %11 i şikayet edip yardım talebinde bulunuyor, %44 ü ise şiddet gördüğü zaman bir yere başvurmadığını söylüyor.Son on yılda kadın cinayetleri %1400 artmıştır.Taraf olduğumuz anlaşmalara rağmen Adalet Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı kadın cinayetleri,kadın istismarı ile ilgili verileri kamuoyuyla paylaşmamaktadır.Muhafazakar ve kapalı bir toplum olduğumuz için kadınlar da yaşadıkları şiddeti içlerine atmakta ve şikayet haklarını kullanmamaktadır.

Kadına uygulanan şiddetin rakamsal olarak hızla arttığını görüyoruz.Kız ve erkek çocukların doğumdan itibaren yetiştirilme,eğitime ulaşmalarında cinsiyetlerine göre ayrımcılık yapıldığı bir gerçek.Erkek çocuklar için rol model baba,kız çocukları içinse rol model annedir.Ailede baba şiddet uyguluyorsa çocuk bunu görmekte ve normal davranış gibi algılamaktadır.Şiddet öğrenilen bir olaydırve şiddet şiddeti doğurmaktadır.Şiddet olaylarında cezaların caydırıcı olmaması,iyi hal indirimleri uygulamaları da şiddetin artmasında etkendir.Toplum hayatında görülen yozlaşmalar çok övündüğümüz aile yaşamında da bozulmalara sebep oldu.

Böyle davaların takipçisi olduğunuzu da biliyoruz. En son şehrimizde matematik öğretmeninin istismarı sonrasında intihar ederek canına kıyan Cansel Buse Kınalı davasını takip ettiniz. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz olay ve sonrası kararı?

İlimizde olan bazı davaları takip edip ailelerin talebi üzerine bilgi paylaşımı ve dayanışma yapıyoruz.Son olarak ilimizde yaşanan C.K. davasının karar davasını izledim.Çocuklarımız için en güvenli yer olan okul ve aile ortamıdır.Bu olayın karar davasında savunmada kişinin öğretmen olduğu unutturulmaya çalışılıp savunmayı mağdurun rızasına oturtarak yapılması tamamen bence yanlıştır.Olayın mahremiyetini ihmal ederek savunma adına cevap ve şikayet hakkı olmayan mağdura yapılan ithamlar haksızlığın çok çok ötesindedir.Daha önce dava izlememe rağmen içimdeki isyanı ,bağırma isteğimi frenlemekten üç gün boğaz ağrısı ve yan etkilerini yaşadım.O savunmayı dinlemek bana çok ağır geldi.Salonda bulunan Cansel’in babasının dayanma gücü karşısında şaşırdım.İtiraz edilecek bir dava olduğunu düşünüyorum.C.K. nın ölümünden sonra okulların kapanış saatinde bir ortaokul önünden geçerken gördüklerime inanamadım.Anneler,babalar kocaman çocuklarını okuldan almaya gelmişlerdi.Sanki küçük çocuklarını okuldan almaya gelen veliler gibi okul çevresinde toplanmışlardı.Biz çocuklarımızı okula öğretmene emanet ediyoruz.Öğreten demek her konuda öğreten kolluyan demektir.Yanlış olan bir şey varsa onu düzeltecek kişi de öğretmendir.

Bundan sonraki plan ve çalışmalarınız ne yönde olacak?

 Bundan sonra çalışmalarımızda kadın haklarının anlatılıp uygulama eksikliklerinin kamuoyuyla paylaşımında etkili çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.Bu yıl genel merkezimiz İstanbul Sözleşmesi’nin tanıtımı ve uygulanması ile ilgili AB projesi yürütecek.Kayseri Şubesi olarak bizlerde eğitim alıp bu konuda çalışmalar yapacağız.11 Mayıs 2011’de Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da imzalanan kısaca İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadınlara Yönelik Şiddetin ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesine ve Bunlarla Mücadele Edilmesine Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi özel olarak kadına yönelik şiddet konusunu ele almaktadır.Bu sözleşme Önleme,Koruma,Kovuşturma ve Politika ilkelerine dayanmaktadır.Türkiye bu sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olmuştur.Sözleşme 1 Ağustos 2014 de yürürlüğe girmiştir.

Bu sözleşme bizim  tutunma dalımız artık. Anayasamızın 90. Maddesine göre Türkiye taraf olduğu uluslar arası sözleşme hükümlerini uygulamakla yükümlüdür. Bizler kadınları,kurumları bu konuda bilgilendirip olayların takipçisi olacağız.

 Şu anda kaç üyeniz var ve üye olmak isteyenlerin nasıl bir yol izlemesi gerekiyor?

Derneğimizin 75 üyesi var.Derneğimize üye olmak isteyenler yönetim kurulu arkadaşlarımızın onayı ve referansı ile müracaat edebilirler.

Ülkemizin durumunu nasıl görüyorsunuz genel itibariyle değerlendirme yaparsanız?

Ülkemizin şu anda içinde bulunduğu durum için çok üzülüyorum. Seçimlerden sonra terör olaylarının hızla artması ile birlikte her gün gelen şehit haberleri hepimizi derinden üzmektedir.Diğer yandan komşu ülkelerle yaşadığımız sorunlar,Suriye’de süren iç savaş sonrası ülkemizin çok fazla göç alması sorunların artacağını göstermektedir.Ülkemiz insanları arasında kutuplaşma keskinleşmekte hoşgörü yok olmaktadır.Üstelik siyasiler bu konuda kışkırtıcı açıklamalar yapmaktadır.Bütün sorunları başkanlık sistemi,yeni anayasa çözecekmiş gibi açıklamalar toplumu germekte kutuplaşmayı arttırmaktadır.Meclis Başkanımız ettiği  yemine sadık kalmıyarak yeni anayasada laiklik ilkesine gerek yok dedi.İşte nur topu gibi bir sorunumuz daha oldu.Ülkemiz de işsizlik artmakta,üniversite mezunu kişiler iş bulamamakta,toplumda şiddet hızla yayılmakta yönetenler ise ne derdinde.Gazi Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma çocuk tacizlerinin son beş yılda %847 ,cocuk tecavüzlerinin de yüzde 1400 arttığını göstermiştir.Çocuklara uygulanan cinsel saldırılarda dünya ikincisi olduğumuz verileri yayınlandı.Geçtiğimiz hafta derbi maçında sporda uygulanan şiddeti gördük.Üstelik olay sonrası hakeme saldıran kişinin götürülürken yapılan alkışlarla olaya destek olunması yani şiddetin kabul görülmesi içinde bulunduğumuz durumu çok güzel açıklıyor.

Teşekkür ediyor,  çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.  Sizin eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Bir kadının gelişmesine güçlenmesine yapılan yatırım en iyi yatırımdır.Kadın güçlenirse aile güçlenir.Aile toplumun temel taşıdır.Aile güçlenirse toplum güçlenir.Sözlerimi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘’Dünya Yüzünde Gördüğünüz Her Şey Kadının Eseridir’’ sözleriyle bitirirken duygu ve düşüncelerimizi paylaşma imkanı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Röportaj: Güler Ruhsar AKTAŞ

Fotoğraf: Hüseyin GÖKTAŞ