İşte Ekrem İmamoğlu'nun Kayseri konuşması
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu, hafta sonu Kayseri'ye geldi. Partililer ve vatandaşlarla buluşan Başkan İmamoğlu burada önemli mesajlar verdi. Detaylar Kayseri Olay haber merkezince derlediğimiz Kayseri haber bülteninde.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP'de 23 Mart'ta cumhurbaşkanı adayının belirleneceği ön seçim kapsamında, İzmir'deki programının ardından Kayseri’ye geldi. Erciyes Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ön seçim buluşmasına CHP milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, partililer ve vatandaşlar katıldı. İmamoğlu burada yaptığı konuşmada dikkat çeken ifadeler kullandı.
İşte İmamoğlu’nun konuşması
“Canım memleketimin güzel insanları. Sevgili dostlarımız hanımefendiler beyefendiler çok kıymetli ve sevgili gençlerimiz. Bu yoğun ortamda salonda ve salonun dışında bulunan bu coşkulu ortamın içinde bile kendine yer bulan kalbi büyük güzel çocuklarımız güzel Kayseri'nin insanları Niğde'nin, Nevşehir'in, Yozgat'ın, Sivas'ın, Tokat'ın, Kırşehir'in, Aksaray'ın oralardan gelerek Orta Anadolu'nun o güçlü yüreğini o güçlü kalbini inancını tüm renkler bu salona yansıtan değerli dostlar Cumhuriyet’in ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin sevgili evlatları merhaba hoş geldiniz.
Sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Mübarek Ramazan ayınızı kutluyorum hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ramazan bizi yaradana Rabbimize yaklaştıran birbirimizle gönülden buluşmamızı sağlayan mübarek bir ay bir rahmet ve bereket ayı. Ben ailemden esnaflık terbiyesiyle kültürüyle yetiştim. Tam da Ahi Evran'ın bu topraklarda yaydığı o güzel duygular üzerinden hem evimizde hem dükkanımızda bereket çok önemli bir kavramdır. Birini gördüğümüzde iş yerine selamla ‘Allah bereketini versin’ deriz sofralı kurulu bir aile gördüğümüzde ‘bereketli olsun’ deriz ‘bereketiniz bol olsun deriz’. Anadolu'nun her yanında öyledir. Hepimiz evimizin işlerimizin bereketli olması için dualar ederiz öyle değil mi. Birbirimize bereket dileriz.
Bereket sevgili hanımefendiler beyefendiler sadece bolluk ve zenginlik demek değildir. Bereket aynı zamanda o bolluğun zenginliğin adaletli biçimde paylaşılması insanın iç ferahlığı vermesi demektir. Bereket denince benim içim ferahlar bereket dileğinde bulunduğum zaman karşı tarafa en güzel duyguyu verdiğimi hissederim. Biri bana bereket dilediği zaman ona olan sevgim saygım artar.
Sevgili dostlarım bereket kapısının iki anahtarı vardır. Bu anahtarlar; gayret ve adalet. Gayret göstermez adaletli davranmazsanız hiçbir işinizde bereket olmaz işte. Bu ne biliyor musunuz sevgili dostlarım? İşte tam da iktidarın hali gibi bugünkü hükümetin hali gibi. İktidarın hali ortada millete hizmet etme hevesini, enerjisini kaybettikleri için özellikle adaletten ayrıldıkları için memleketin bereketini kaçırıyorlar. O nedenle Kayseri'de de ülkenin dört bir yanında da Orta Anadolu'dan güneye kuzeye doğuya batıya herkes bereketsizlik şikayetçi değil mi? Yoksullar da zenginler de aynı şeyi söylemiyor mu? Elimizdeki paranın bereketi kaçtı diyorlar. Çözüm nedir? Vallahi tek bir çözüm var sevgili hemşerilerim memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçimde evine göndereceğiz.
Seçim sandığı milletin önüne bereketiyle gelecek ülkemiz gayretli adaletli çalışkan yepyeni bir yönetime kavuşacak. O gitsin bu gelsin yaklaşımı içinde değiliz. Bizim derdimiz kişilerle değil biz bu eşitsiz bu adaletsiz düzeni değiştirmek için yola çıktık. Biz bu israf ve istidat düzenine son vermek için yola çıktık. Biz milletin hakkını millete vermek için yola çıktık.
Sevgili dostlarım bu kolay bir yolculuk değildir ama bilin ki başarmak için her şeye sahibiz evet taşlı tozlu bir yol evet heyelanlı olabilir evet bütün zorluklar içerisinde olabilir ama başarmak için bizim çok büyük gücümüz var ama her şeyden önce güzel bir söz vardır ya ‘Önce yola koyulmak gerekir yerinde sayanlar değil ayağa kalkıp hedefe yürüyenler başarır işte.’ Hadi bakalım. Biliyorsunuz değil mi bu ceketi çıkarıp kolayı sıvayınca her şey çok güzel oluyor öyle değil mi? Çünkü bunun arkasında milletin gücü var gençlerin yüreğinden çıkan o ses var işte onun için ne olacak. Biz de ayağa kalkacağız ve çığ gibi büyüyerek hep birlikte hedefe ulaşacağız.
Sevgili dostlarım hedefimiz bellidir. Biz yalnızca seçimi kazanmanın değil milletçe birliğimizi kardeşliğimizi yeniden kazanmanın peşindeyiz sevinçte ve kederde büyük acılarda ve mutluluklarda milletçe tek yürek olabilmenin peşindeyiz. Birbirimizi sevmenin peşindeyiz birbirini incitmenin peşinde olanları biz istemeyiz biz Hacı Bektaşi Veli'in terbiyesini alanlarız. Cumhuriyet Halk Partisi ne zaman önüne koyduğu hedefe ulaşmayı başarsa bundan ülkemizde milletimizde kazançlı çıkar. Kurtuluş Savaşımıza Cumhuriyeti’mizin kuruluş yıllarına bakın milli ekonominin inşa edilmesi sürecine bakın. Ülkemizin ulaşım altyapısının sağlanmasına açılan ilk fabrikalara, ilk bankalara, ilk ekonomi teşekküllerine bakın Kayseri'deki Teyyare fabrikasına bakın. Bunların hepsi en zor şartlarda milletimiz için yapılmıştır ve hepsinin arkasında Cumhuriyet Halk Partisi'nin gücü ve iradesi vardır gücü ve iradesi vardır.
Sevgili dostlarım çok partili hayata ve demokrasiye geçişte hukuk devleti laiklik sosyal devlet yolunda atılan adımlar hepsinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin gücü ve iradesi vardır. Partimizin ve kurucumuz büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün değeri bugün artık herkes tarafından çok daha iyi anlaşılıyor.
Mustafa Kemal, milletimiz Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye'yi birleştiren güç olduğunu açıkça görüyor. Partimizin kime yapılırsa yapılsın her türlü baskı ve hukuksuzluğa karşı sergilediği onurlu cesur tavrı herkese güç veriyor icraatçı ve halkçı CHP'li belediyelerin büyük başarısı milletimize umut oluyor.
Sevgili dostlarım Türkiye'miz bu iktidarın milletimize hapsetmeye çalıştığı ayrışma ve kutuplaşma cenderesinden kurtuluyor. Bu iktidara oy veren milyonlarca vatandaşımız hep en temiz en halis duygularla hareket ettiler. Kendileri ve ülkemiz için en iyisinin o olacağına inandıkları için oy verdiler ama elbette zaman içinde onlar da oy verdikleri iktidarın ne kadar büyük yanlış yaptıklarını milleti nereden alıp nereye indirdiklerini itibarımızı, paramızı, yaşamımızın kalitesini çocuklarımızın umutlarını, gençlerimizin geleceğe bakış ışığını söndürdüklerini gördüler ama ülkenin çok büyük meseleleri var.
Sevgili gençler hanımefendiler beyefendiler büyük bir mücadelenin içerisine giriyoruz. Burada Türkiye Büyük Millet Meclisi grup başkan vekilimiz var bütün grubun imzasıyla bu yola çıktım Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekili grubumuza hepinizin huzurunda her birisine teşekkür ediyorum.
Burada milletvekillerimiz burada genel başkan yardımcılarımız var hepsini biliyoruz ama daha büyük meselelerimiz var birlikte çok büyük işler başarmak zorundayız. İktidarın bugün eleştirilmesi daha ötede çok büyük ve önemli işlerin milletimize anlatılması gerekiyor. İktidardaki bir avuç insan hep milletimizi aldattılar hep milletimize ‘Cumhuriyet Halk Partisi gelirse çok daha kötü olur’ diyerek sürekli yalanlar ve iftiralar ürettiler. Fakat işler dayanılmaz bir noktaya geldi. İktidarın yanlışları arttıkça arttı. Bu güzel Cumhuriyet’in bu güzel ülkenin meseleleri ise hiç azalmadı. Aksine daha da büyüdü vatandaşa daha da ağır yük olmaya başladı. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Bu iktidara oy veren vatandaşlarımız Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin farkını gördü şehrinde nasıl sevildiğini biliyorum. Kırşehir Belediye Başkanımızın ve diğer belediye başkanlarımızın her birinin emeğine sağlık ve milletimiz bizleri yürekten takdir etti. Cumhuriyet Halk Partisi gelirse çok daha kötü olur diye düşünenler gerçeğin çok farklı olduğunu bizzat görüp yaşadılar. Bu nedenle işte 31 Mart 2024'te milletimiz sizlerin büyük çabalarıyla ezici bir çoğunlukla yerel yönetimlerde iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi'ne verdi birinci parti yaptılar bizi.
Hepimizi o günden bugüne iki şey sevgili dostlar. O günden bugüne 31 Mart'tan bugüne iki şey sürekli artıyor bir yandan vatandaşlarımızın Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden duyduğu memnuniyet sürekli artıyor ama diğer yandan başka çaresi kalmayan iktidarın Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı yürüttüğü siyasi operasyonlar sürekli artıyor aletsizlikleri sürekli artıyor.
Sevgili dostlarım. Çünkü iktidarın koltuğu altından kayıyor. Ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerden yılmış milyonların gözü umudu artık sizlerde. Cumhuriyet Halk Partililerin de milletimiz Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerde gördüğü icraatçı, halkçı, adaletli, şeffaf yönetim anlayışını ülke yönetiminde de görmek istiyor ve artık rahat bir nefes almak istiyor. Milletimiz israfa, ranta, partizanlığa geçit vermeyen bütün engellemelere rağmen rekor düzeyde icraat ve yatırım yapan bir anlayış artık ülke yönetiminde de hakim olsun istiyor. Onun için her birimizin bu heyecanı ve bu isteği görmesi şart her birimizin büyük sorumluluk alması şart.
Sevgili dostlarım her geçen gün yükselen vatandaşlarımızın artık can havliyle dile getirdiği erken seçim talebinin nedeni budur. Onun için araştırmalarda sonuçlar öyle çıkıyor milletimiz aradığı alternatifi bulmuştur ve iktidarı ona teslim etmek için gün saymaktadır.
Partimizin Cumhurbaşkanı adayını işte böyle bir atmosferde hep birlikte belirliyoruz. 23 Mart'ta Cumhuriyet Halk Partisi tek yürek halinde iradesini ortaya koyduğunda Türkiye'de siyaset yeniden şekillenmeye başlayacak. Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı adayımızın bizzat üyeler tarafından belirlenmesi meselesi her birimizi tek tek ayağa kaldıran güçlendiren bir devrim yapan bir demokrasi devrimi yapan kahramanlar haline getirecek. Buradan bu kararı alan başta genel başkanımız Sayın Özgür Özel'e bütün merkez yönetimimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuza hepinizin huzurunda teşekkür ediyorum.
Sevgili hemşehrilerim tek adamların dar kadroların iradesiyle şekillenen siyasete meydan okumaktır bu. Biz Cumhuriyetçi, biz demokrat bizim anlayışımıza göre nasıl ki vatandaşlar ülkenin sahibi üyeler de partinin sahibidir. Onlar ne derse o olur. Onun için bir demokrasi devrimine imza atmaya bütün Cumhuriyet Halk Partililer hazır mı?
Sevgili hemşehrilerim bakın sorumluluğumuz çok büyük biz kendilerini Cumhuriyet’in ve bu devletin özellikle düştüğü bu ortamda ve ne yazık ki az önce başkanımızın da dediği gibi kurumları çürüyen ilişkilerin yozlaştı partizanlık her koridoruna girdiği bu ortamda kendilerini devletin sahibi görüp milletten itaat bekleyenlere benzemeyiz. Bizim anlayışımıza göre sevgili dostlarım millet devletin efendisidir ve yöneticiler yani bizler vatandaş karşısında haddini bilmelidir.
İşte 23 Mart'ta bu inancı bu özgüveni hep birlikte bütün ülkeye yayacağız. Yapacağımız ön seçimde iktidara en korktuğu şeyi neyi biliyor musunuz? Sandığı göstereceğiz sandığı.
Bakın 102 yaşına giren bizim Cumhuriyetimizin ilanından bugüne değerli dostlarım bu ülkede artık seçilmişlerin değil seçenlerin üstün olduğunu herkese hatırlatacağız. Ön seçimde atacağınız her oy demokrasinin milli iradenin değerini gösterecek ve ne yapacak biliyor musunuz? Sandıktan kaçanları zangır zangır titretecek zangır zangır titretecek.
Sevgili dostlarım ön seçimde Cumhuriyet Halk Partisi'nin her üyesi oy kullanmaya arkadaşlarını oy kullandırmaya teşvik etmeye tek tek il başkanımızdan ilçe başkanımıza bütün görev alan herkes hep birlikte bütün üyelerimizi eksiksiz sandığa taşımaya bir oy eksiğin bile karşı tarafa bugünün hükümetine prim tanıyacağını bilerek en yüksek seviyede katılımla ön seçime bütün üyelerimiz hazır mı? İşte sevgili dostlarım ön seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’nin zulme karşı nasıl tek yürek nasıl tek bilek olduğunu göstereceğiz.
Bir avuç zalimlik yapanların uykularını kaçıracağız partimizin bütün üyeleri bütün yöneticileri yapacağımız ön seçimin ülkenin bugünkü koşulları altında taşıdığı önemi tüm boyutlarıyla anlamak ve hissetmek zorundadır. Ben onun için sizlerin arasındayım benim bu konuda hiçbir kuşkum yok. Elbette ben kendimi sizlere emanet etmeye geldim. Elbette bu ön seçimi sizlere emanet etmeye geldim. Biliyorum ki söz konusu bu ülkenin varlığı ve geleceği olduğunda bütün Cumhuriyet Partililer bütün teferruatlar bir yana bırakır küskünlük vesaire unutur el ele kol kola partisine ve tabii ki kutsalımız ülkesine sahip çıkar. Hep birlikte bu bozuk düzeni değiştirme yolunda büyük bir sorumluluk alırız biz Cumhuriyet Halk Partililer her zaman Cumhuriyet’i omuzlarında taşır başarıya ancak her aşaması en geniş uzlaşmayla belirlenen ilkeli erdemli bir dayanışmayla ulaşabiliriz. O dayanışmanın gücünü hep beraber hissetmemiz lazım partimizin gerçekleştireceği ön seçim ortak aklın uzlaşma ve dayanışmanın ilk adımı olacak ön seçimde ortaya koyacağımız irade bu bozuk düzeni değiştirmek isteyen herkese atılmış onurlu güçlü bir dost eli olacak.
Zannetmeyin sadece Cumhuriyet Halk Partililerin ön seçimdeki gücü sadece Cumhuriyet Halk Partilileri ayağa kaldıracak. Bu ülkenin doğusunda batısında güneyinde 1 milyon 700 bini aşan üyemiz ile hep birlikte o sıcacık elinizle o sıcacık yüreğinizle vatanını bayrağını Atatürk'ünü seven o güzel kalplerinizde herkesle konuşacaksınız. Bir seferberlik başlatacak güzel politikalarımızı ahlaklı erdemli devlet adamı duruşumuzu anlatacaksınız. Biz büyük bir aile olacağız ve onlara diyeceğiz ki hep birlikte bu ülkeden partizanlık söküp atacağız. Bu ülkeyi bu memleketi milletimizin evlatlarıyla yönetmeye geliyoruz diyeceğiz.
Sevgili dostlar zulme karşı adaletin vicdanın iyiliğin yanında saf tutan herkesle bir olacağız. Zor günleri birlikte aşacağız ön seçimde partimiz unutmayın bir kurtarıcı belirlemeye. Biz 23 Mart'ta partimizin güçlü iradesini ortaya koyacağız. Bu ülkenin tüm Cumhuriyetçiler demokratlarına yurtseverlerine diyeceğiz ki; ‘kurtuluş yok tek başına haydi hep birlikte görev başına’ diyeceğiz. Muhakkak başaracağız hep birlikte başaracağız. Sevgili dostlarım ben size şunu söyleyeyim bunu yaptığımız an memleketin arzu ettiği ve özlediği şu cümleyi aklınızdan çıkartmayın ‘iktidar olacağız iktidar olacağız iktidar olacağız’ ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığımız ilham ve vazifeye uygun olarak Türkiye'yi çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkaracağız çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak en ileri demokratik standartlara sahip olmak imkan ve fırsatlara erişimde hak ve özgürlükleri kullanmada eşitlenmek demektir. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak mahkemelerde olduğu kadar gelir dağılımında adaletin sağlanması demektir. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak bilimde, teknolojide, üretimde öncü olmak demektir.
İktidarı bir avuç insanın elinden alıp millete verdiğimizde artık devletin bütün yöneticileri vatandaş karşısında haddini hududunu bilecek milletimiz bu ülkenin devletin tek sahibi olduğunu en güçlü biçimde hissedecek yaşayacak. Şu ya da bu partinin evlatları değil milletin evlatları bu ülkeyi yönetecek bunu unutmayın. Partizanlığı bu ülkenin başına bela ettikleri partizanlığı, kayırmacılığı mülakatı, torpili ailelerle bu ülkeyi yönetme anlayışını bu ülkenin sınırlarının dışına değil yerin dibine gömeceğiz bir daha bu hayatta bizi rahatsız etmeyecek. Türkiye şu ya da bu şahsın şu ya da bu partinin değil milletin ortak çıkarlarına uygun olarak yolunu belirleyecek. Devlet artık ortak aklıyla milletin ortak değer ve hedeflerine uygun olarak hareket edecek. Devlet bir avuç insanın değil milletin çıkarlarının milletin güvenliğinin bekçisi olacak Türkiye adaletin, eşitliğin, kardeşliğin gücüyle büyüyecek, zenginleşecek, özgürleşecek.
İmamoğlu’ndan Kayseri ile ilgili dikkat çeken sözler
Allah aşkına şu cennet vatanda sürekli yoksulluk konuşmak bu ülkeye yakışıyor mu bu güzel milletin bu güzel evlatlarına bu güzel ülkenin insanlarına yakışmıyor. Onun için hep birlikte zenginleşeceğiz. Zenginleşen bu ülkenin nimetlerini milletimizle paylaşacağız. Ülkemizin dört bir yanı gibi Kayseri'yi Anadolu'nun ortasındaki bu güzel şehirlerimizin hak ettiği değere kavuşmasını sağlayacağız. Girişimciliğin, sanayinin, üretimin, alın terinin başkenti Kayseri. Kayserililer beceriklidir, cömerttir, hayırsever. Kayserililer başarılı insanlardır. Bütün şehirlerimiz öyle. Onun için her açıdan bu bölgenin her şehri daha ileri noktada olmalıydı ama bırakın ilerlemeyi bu bölge elindeki zenginlikleri bile yitiriyor öyle değil mi? Yoksullaşmıyor mu bu topraklar. Sevgili hemşerilerim Orta Anadolu son 15 yılda yüz ölçümüne oranla en fazla tarım arazisinin kaybedildiği bölgemiz tarım arazilerini kaybetmek ne demektir biliyor musunuz? Vatan toprağını kaybetmek demektir. Tarımda bağımsızlığı kaybetmek, ülkenin bağımsızlığını tehlikeye atmak demektir. Türkiye maalesef bugün bu durumdadır. Sanayide de tehlike çanları çalıyor. Kayseri başta olmak üzere Orta Anadolu'da ve bütün Türkiye'de sanayimiz devamlı patinaj çekiyor. İhracatçımız rekabet gücünü yitirmiş, önünü göremiyor. Merkez Bankası faizi indiriyor belki ama benim esnafım ucuz krediye erişemiyor. Sahip olduğumuz zenginliği de hakkaniyetli bir biçimde bölüşemiyoruz. Mesela Kayseri toplam gelirde sevgili Kayserili hemşehrilerim Türkiye’nin en zengin 13. ili olmasına rağmen kişi başına milli gelirde 23. sırada yer alıyor. Girişimciliği ve üretme kabiliyetiyle nam salmış Kayseri uzun süredir istihdam yaratamıyor. İş dünyası gençlerin iş beğenmemesinden yakınıyor. Gençler de, burada anneler var, babalar var, evlenip yuva kurabilecek ya da kendi ayakları üzerinde durmalarını sağlayacak bir maaş alamamaktan şikayet etmiyorlar mı?
İktidar olduğumuzda işte tam da bu uyumsuzluğu gidereceğiz. Uzman arkadaşlarımız hem iş dünyasının istihdam yaratmasını hem de gençlerimizin hak ettikleri maaşları kazanmalarını sağlayacak projeler üzerinde hep birlikte çalışıyoruz. Partimizin bütün dinamik uzmanlarıyla çalışıyoruz. Örneğin, Emlak Sanayi Modeli projemizle yüksek arsa inşaat maliyetlerinden dolayı makine ve ekipman yatırımı yapamayan sanayicilerimize hem arsayı hem de fabrikayı çok uzun vadeli kredilerle sunabilme imkanlarını biz sağlayabiliriz. Önümüzdeki süreçte bütün projelerimizi işte tek tek milletimizle paylaşacağız ve o zaman herkes icraatçı ve halkçı bir iktidarın ülkemizi nasıl geliştirip güçlendireceğini görecek ve anlayacak. İcraatçı karakterimizle bu ülkenin ekonomisine büyük bir güç ve ivme kazandıracağız. Halkçı karakterimizle de sosyal adalet ve refahta milletimize çağ atlatacağız. Ama şunu hiçbir zaman yapmayacağız: Milletimizin en çok çektiği şey ne? ‘Her şeyi ben bilirim’ diyor, öyle değil mi? ‘Ben ne dersem o olur’ değil mi? Böyle bir şey olabilir mi? Biz demeyeceğiz. Bu kibirli anlayışı, bu akıl dışı anlayışı devletimizin uygulamalarından ve hafızasından hep birlikte söküp atacağız. Tek adamlığın, partizanlığın bırakın kendisini, gölgesi bile değmeyecek bu devlete, bu canım Türkiye Cumhuriyeti devletine. Bu söylediklerim sevgili hemşehrilerim, bu söylediklerim temelsiz, kanıtsız, soyut vaatler değildir. Ben icraatçı vaat ediyorum çünkü nasıl yapılır çok iyi biliyoruz. Türkiye'nin büyük bir modeli, tam bir özeti olan İstanbul'da 6 yıldır sergilediğimiz performans ortadadır. İnanınız, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş düzeyde metro hatlarına, altyapı yatırımlarına, sosyal konutlara, çevre ve kentsel dönüşüm projelerine imza attık. Halkçılık vaat ediyoruz, halkçılık altı ilkemizden birisi. Çünkü nasıl yapılır iyi biliyoruz. Sosyal adaleti sağlamak, kamu yararını koruyup geliştirmek, vatandaşları piyasanın acımasız şartlarına mahkum bırakmamak için yaptıklarımız saymakla bitmez. Partizanlıktan, ayrımcılıktan tamamen arındırılmış adil bir yönetim vadediyoruz. Çünkü böyle bir anlayış sevgili vatandaşlarım, kıymetli yol arkadaşlarım, yoldaşlarım, böyle bir anlayış nasıl hayata geçirilir çok iyi biliyoruz. Altı yıldır İstanbul'da partisi, inancı, yaşam tarzı dolayısıyla dışlanan, ayrımcılığa uğrayan tek bir kişi, kurum ya da kuruluş bulamazsınız, olmaz. Biz insanı insan olduğu için severiz. Bizim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı eşittir, bizim sevdiğimiz insanımızdır. Partisinden, yaşam biçiminden, etnik kökeninden, inancından dolayı asla ayırmayız. Bundan sonra da böyle olacaktır.
Sevgili dostlar, bugün çok özel bir gün. Bugün ben ülkem adına çok onurlu bir yola çıkıyorum. Ben odalar sayısını, günlük masrafını söylemeye bile utanacağım bir sarayda oturup ülkeyi yönetmek gibi bir hayal olan insan asla değilim. Ben bir makama değil, ülkemizin bu zor zamanında baskıcı, ne yazık ki zulümle insanları bastırmaya çalışan bir dönemin tam göbeğinde zorlu bir mücadeleye adayım. Tek derdim, tek hayalim bu iktidarın yerle bir ettiği devlet yapısını, ekonomiyi, demokrasiyi, hukuku, eğitimi, sağlığı yeniden hep birlikte bu milletin güzel evlatlarıyla, iyi yetişmiş insan kaynağıyla inşa etmek. Devleti bir avuç insanın değil, milletin çıkarlarının, milletin güvenliğinin bekçisi haline getirmek. Bunu nasıl yapabiliriz? Ancak ve ancak hep birlikte yapabiliriz, hep birlikte başarabiliriz.
Ben bu onurlu mücadelenin en çalışkan neferi olma iddiasıyla partimizin ve milletimizin Cumhurbaşkanı adayı olmaya talibim. Kayseri'deyim, Anadolu'nun göbeğinde size kendimi emanet etmeye geldim. Yola çıktığım bu ilk günün, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olmasının benim için anlamı ve değeri çok büyüktür. Hepinizin, hanımefendilerin, burada bulunan bulunmayan bütün kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun. Bakın buradan hanımefendilere, şu güzel kızımıza, sana doya doya sarılacağım biraz sonra. Senin o güzel kollarını, o güzel yüreğini hissedeceğim. Emeğin ve kadının değerini bilmeyen hiçbir siyasi hareketten bu ülkeye fayda gelmez. Kadınları eşit kabul etmeyen, kadınların günlük hayatta yaşadıkları eşitsizliklerin, haksızlıkların çözümünü öncelikli görevi olarak görmeyen, kadınların her düzeydeki yönetim biriminde eşit temsilini hedeflemeyen hiçbir siyasetçiden bu ülkeye fayda gelmez, gelemez.
Ülkemizin ve dünyamızın yaşadığı adalet sorunlarının en temelinde kadınlara yönelik eşitsizlik ve haksız muameleler yatıyor. Bu konuda en önemli sorunlarımızdan birisi sorunun özellikle fark edilememesi, meselesi ve anormal olanın normalmiş gibi görülmesi. Bakın İstanbul'da belediyede biz bunu çok yaşadık. Bünyesinde 12 meslek dalında hiç kadın yoktu. Biz o sanki erkeğin işiymiş gibi 12 meslek dalının kadınlara uygun olmadığına karar verilen o alanlarının ve fiilen bu kadroların kadınlara kapalı olduğu o haldeki ortamın anormalliğini fark ettik ve onlar için normal olan düzeni değiştirdik. O İBB'den o düzenin, o aklı, o zihniyeti söküp attık.
Belediyemizin bünyesinde tüm meslek dallarında liyakatli kadınların çalışabilmesini sağladık. İBB tarihinde ilk defa kadın çalışanlar her yerde var. En tepede var, genel müdürler var, genel sekreter yardımcıları var, otobüs şoförü de var, itfaiyeci de var, metro istasyonu amiri de var, denizci olarak görevlerinin başında olan kadınlar da var. Kadınlara yönelik icraatlarımızı elbette bir lütuf olarak görmüyoruz. Yaptıklarımız ve yapacaklarımız eşitlik ve adaleti sağlama çabasında kadınların yanında olmaktır. Bu ülkeyi tam da bu gayretle, bu vicdanla kimlerle biliyor musunuz? Bu güzel ülkenin güzel hanımefendileriyle, kadınlarıyla birlikte yöneteceğiz, hep birlikte yöneteceğiz. Çok iyi biliyorum ki bizi iktidara her şeyden çok kadınların aklı, vicdanı, sağduyusu taşıyacak. Mücadelemizde kadınların varlığı, etkisi arttıkça başarıya daha çok yaklaşacağız.
Sevgili dostlar, biz başarıya yaklaştıkça bir şeyler oluyor. Bugün bahsettim sizinle de dertleşecek yüreği güzel, kalbi güzel, haksızlığa karşı, zulme karşı dik duran bu güzel Anadolu'nun tam göbeğinden, Kayseri'den bütün ülkemize sesleniyorum. Dün öğrendim ki aralarında kimi yol arkadaşlarım, kimi tanıdıklarım, hatta hiç tanımadıklarım mal varlıklarına, banka hesaplarına el koymuşlar. Bir kez daha algı operasyonuyla itibar suikastı yapıyorlar. Akıllarınca beni korkutup yıldıracaklar. Beni korkutabilirler mi? Benim arkamda milyonlarca, on milyonlarca milletimiz var. Bu haktan ve hukuktan nasibini almamışların hiçbir saldırısından korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım. Beni yürüdüğüm bu yolda hepinizin huzurunda bir kez daha söylüyorum: Önce yüce Allah'a sonra milletime güveniyorum, size güveniyorum. Kumpaslara, kirli tezgahlara, entrikalarla, fitneyle, fesatla kurdukları oyunları başlarına yıkacağız. Millet hakkın, hukukun yanındadır, millet haklının yanındadır.
Bakın buradan sesleniyorum: Ey ilgili şahıs, o kendini biliyor, bunu özellikle söylüyorum. O kendini biliyor. Bak, ben sizin dediğiniz gibi şantaj montaj demiyorum, çok net bir şey söylüyorum: Eğer itibarlarını yerle bir etmeye çalıştığın, malına çökmeye çalıştığın benim arkadaşlarım eğer en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa gelin bütün dosyalarını açın. Bütün belge ve bilgileriyle açıkça kamuoyuyla paylaşın, anlatın. Kaçan yok. Buradan sesleniyorum, hodri meydan diyorum size, hodri meydan! Elinizde ne varsa dökün ortaya. Uydurma gizli tanık beyanlarıyla değil, mertçe hakka ve hukuka uygun olarak getirin, millet görsün. Hatta gelin, TRT'de canlı yayın yapsınlar. Benim TRT'de yüzümü bile göstermediler altı senedir. Çünkü onlar sadece iktidara yüzünü dönen bir yayına döndüler, hem de sizin paralarınızla. Yolsuzluğun daniskası orada yapılıyor. Senin savcıların sorsun, benim arkadaşlarım yanıtlasın. Kim ahlaklı, hangi dönemde kamu ve millet korunmuş, hangi dönemde milletin kaynakları çarçur edilmiş, peşkeş çekilmiş, canlı yayında bu memleket izlesin. Getirin, yapın ama yüreği yok bunların, cesareti yok. Ben aylardır, haftalardır ne diyorum? Mertsen, yiğitsen, ufacık da olsa vicdanın kırıntısı varsa bu meydan okumaya yanıt verirsin.
Bakın, sevgili dostlarım, ben her mücadeleyi mertçe verdim. Burada da söylüyorum, ben hakkı hukuku savunmakta sınır tanımam, milletimize hesap vermekte de sınır tanımam. Bir derdiniz varsa ben buradayım, bana gelin, milletimle beraber tam karşınızdayım. Yan yolları bırakın. Milletin banka hesaplarını bloke edip mağdur etmeyi bırakın. Ben diyorum ki, yahu gelin zulüm yapmayın, hep beraber millete gidelim, milletin huzuruna gidelim. Amacınızı biliyorum, İstanbul'a, Türkiye'ye hizmet etmeyelim istiyorlar. Ekrem İmamoğlu olmadan seçime girmek istiyorlar. Söyleyeyim mi size? Korkuyorlar, öyle değil mi? O bir avuç insan korkuyor. Şuradaki benim güzel fıstık kızım da cep telefonuna yazmış, büyük harflerle bana gösteriyor: "Başkanım sana sarılabilir miyim?" diye. Yahu, bugün söyledim, buradan söyleyeyim, annelerimiz, güzel hanımefendiler, sevgili kardeşlerim, arkadaşlarım, abisi olacağım nice gençler buradayım. İnsan beni görünce korkar mı? İnsan beni görünce mutlu olur, öyle değil mi? Ama bu korkuyor, niye biliyor musunuz? Sevgili dostlarım, bu millete yanlış yapan korkar. Bu millete çok yanlış yapmışsın ki korkun da çok büyük. Bize sözde suç icat ediyorlar. Yahu 2014'ten beri benimle uğraşıyorlar, hiçbir şey bulamadılar. Bir tane ahmak davası var, millet o davanın ismini gördükçe duydukça gülüyor, öyle değil mi? Şimdi de bir diploma davası uydurdular, ya 35 yıllık, bakın buradan herkese söylüyorum, 35 yıllık diplomaya, hem de olan diplomaya, olmayan diplomaya değil, olan diplomaya göz koyan bu akıl, bu milletin 40 yıllık, 60 yıllık, 50 yıllık tapusuna da göz koyar. Bütün bu zulmü, bütün bu zalimliği niye biliyor musunuz yapıyorlar? 2019'dan bu yana, hatta 2014'ten bu yana tek suçumuz var, başka suçum yok benim. Niye mi? Sandıkta yenilmedik, tek suçumuz bu. Bileği bükemediler.
Buradan söylüyorum, bu cümleyi aklınıza kazın, bu milleti yenilgiyi öğretemeyen yenmeye devam edeceğiz. Sevgili Cumhuriyet Halk Partililer, çok çalışmaya hazır mıyız? 5. kez hep beraber yenilgiyi bir kez daha yaşatmaya hazır mıyız? O sandık gelecek, bu millet seni yenecek demeye hazır mıyız? Evinize yollamaya hazır mıyız? Bunu diyoruz biz. Milletin önüne sandıkla gelin, cesaretle mertçe karşımıza çıkın. Milletin iradesi kararını versin, hiç kuşkunuz olmasınız hep birlikte bu bozuk düzeni değiştireceğiz. Sevgili hemşehrilerim, o zaman bazı sorular soracağım. Hep beraber 23 Mart'ta bütün Cumhuriyet Halk Partililer her koşulda, her şartta koşa koşa ön seçimde sandığa gidip hep birlikte oy kullanacak mıyız? Hep birlikte ayağa kalkacak mıyız? Hep birlikte milletimizin değişim umudunu yükseltecek miyiz? Dalga dalga milletimizin cesaretini büyütecek miyiz? İktidar olacak mıyız? O bir avuç insana kaybettirecek miyiz? Türkiye'ye kazandıracak mıyız? Cumhuriyet Halk Partisi kazanacak, Türkiye kazanacak. İyilikle, sevgiyle kalın, kardeşlikle, dayanışmayla, milletimizin duasıyla hep birlikte hedefe varacağız. Birileri için değil, hep birlikte kazanacağız, herkes için. 23 Mart'ta tek bir fire bile vermeden her şey, her şey ne diyeceğiz? Her şey millet burada diyeceğiz. Hep birlikte kazanacağız. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.
Aydınlık Türkiye yolunda Ekrem Başkanımız yolun açık olsun. Yok bu işin sağı solu, aklın yolu İmamoğlu. Kıymetli başkanımıza değerli konuşması için çok teşekkür ediyoruz. Hepimizin farkındalığını artırıyor, hepimize ilham veriyor. Cumhurbaşkanlığı yolunda yolumuz açık olsun.”