İsmail Özdemir, 'Yeni bir dünya kurar, orada yerimizi alırız'

İsmail Özdemir, 'Yeni bir dünya kurar, orada yerimizi alırız'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Türkiye Büyüm Millet Meclisi’nde (TBMM) konuşan MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, “2018 yılı, dış politika alanında ülkemizi zorlayıcı çok sayıda olay ve konu başlıklarının yaşanmasına sebep olmuştur” dedi.

Özdemir, “Neredeyse ülkemizin mücavir alanı olarak tanımlanan tüm coğrafyalarda istikrarsızlığın hâkim kılınmak istendiği açıktır. Bu şartlarda, bölgemizle birlikte dünyanın geri kalanında gerçekte nelerin olup bittiğini doğru şekilde değerlendirmek büyük önem arz etmektedir. Yüz yıllar boyunca süre gelen küresel sistemin ve uluslararası alanda tanık olunan alışkanlıkların önemli bir kırılma ve değişim göstermeye başladığı ortadadır. Artık alışılageldik müttefiklik anlayışlarının sorgulandığı ve hatta sonlandırıldığı, yenilerinin kurulmaya çalışıldığı, daha çok korumacı ve güvenlik esaslı bir dönemi tecrübe ediyoruz” diye konuştu.

“KRİZ, ÇATIŞMA VE KAOS GİDEREK YAYILMAYA BAŞLIYOR”

Batı merkezli güç anlayışının giderek Asya’ya doğru yayıldığını ve yeni bölgesel güçlerle liderliklerin ortaya çıktığını anlatan Özdemir, şunları söyledi, “Dünya genelinde çok yönlü ve giderek taraflarıyla cephe sayısı artan adı konulmamış kaosun daha ne kadar süreceği, nerede duracağı ve kimin bu süreçten galip çıkacağı şu aşamada belirsizdir. Bu belirsizlik, tabii olarak diğer krizleri beslemekte, savunma yatırımları ve harcamalarının artmasına sebep olmakta, dünyayı buhran iklimine sürükleme çabalarına ne yazık ki yol açmaktadır. Türkiye'nin çevresine bakıldığında, kriz, çatışma ve kaos coğrafyalarının giderek yayılmaya başladığını söylemek yanlış olmayacaktır. Yaşananlar, doğrudan ülke olarak bizim müdahalemiz neticesinde vuku bulmasa da yansımaları ve neticeleri itibarıyla Türkiye'nin etkilenmesine sebep olmaktadır. Etrafımızda süregelen sorunlar karşısında çok yönlü, ilkesel, millî ülkülerimiz ve değerlerimizle çelişmeyen ama hepsi kadar önemlisi potansiyelimizi doğru yansıtan bir stratejiye elbette ki ihtiyaç vardır. Gerek tarihî sorumluluklarımız gerekse bugünlerde karşı karşıya kaldığımız güvenlik problemlerimizle, meydan okumalara yönelik pasif bir duruş sergilemek, ‘Bekle, gör, tavır al.’ gibi bir tavır izlemek söz konusu olamayacaktır. Hemen her bölgede hareketlenen fay hatları, doğru zamanda ve doğru yerde icap eden doğru hamleleri yapamayan ülkelerin, çok uzak olmayan vadede daha büyük kayıplar yaşayacağı gerçeğini karşımıza çıkarmaktadır. Türkiye açısından esas olan ana öncelik, her yönüyle istikrara sahip olan iç ve dış koşulları tesis etmek ve bunu sürdürülebilir kılmaktır. Aksi hâlde, yaşanan her istikrarsızlığın bir başka sorunu tetiklediği, bunun da yerel sorunları hatta çatışmaları alevlendirdiği, devamında ise diğer bölgesel ve küresel güçler arasında açık bir müdahale seçeneğine varıncaya kadar büyük sıkıntıları doğurduğu ortadadır.”

“DEMOKRASİ KÜLTÜRÜMÜZÜ DAHA DA OLGUNLAŞTIRMALIYIZ”

Konuşmasında, “Millete ve tarihe karşı, akıllara gelenden çok daha büyük sorumluluk taşıdığımız bir dönemden geçmekteyiz” diyen MHP Milletvekili Özdemir,  “Mademki mevcut küresel düzen sorgulanıyor, mademki pek çok çevre yeni koşullar oluşturmanın arzusunu güdüyor, o vakit yeni bir dünya kurar, orada yerimizi alırız irade ve kararlılığını her yönüyle ortaya koymalıyız. Bu yıkıcı şartlarda potansiyelinizi doğru yansıtan bir iddianız yoksa hayatta kalmanın da aynı oranda zor olacağı malumdur. Elbette, Türkiye Cumhuriyeti devleti ilelebet payidar kalacaktır. Buna inancımız ve sadakatimiz tamdır. Yaşananları değerlendirirken Ankara merkezli bakış açımızı korumalıyız. Diplomatik hamle ve hareketliliği tüm devlet mekanizmalarında eş güdüm içerisinde kurmalı; başkalarının değil, kendi tezlerimizin peşinde koşup kendi gündemimizi dünyanın geri kalanına da kabullendirebilmeliyiz. PKK, PYD, IŞİD ve FETÖ terör örgütleriyle mücadele anlamındaki diplomatik adımları mutlak suretle artırmalıyız. Gerektiğinde her alanda kendisine yetebilen, aynı zamanda haklılığını her alanda doğru yansıtan bir yol izlemeliyiz. Nihai olarak, demokrasi kültürümüzü daha da olgunlaştırarak büyük millî ülkülerimizi 2123 nesline emanet edecek sorumlulukla hareket etmeliyiz.” şeklinde konuştu.

Haber: Cafer ZENGİN