İnternetten ürün alırken dikkat!
Kayseri Barosu Avukatı İlayda Ayyıldız, internetten alınan ürünlerin ayıplı çıkması ile ilgili, 'Gizli ayıplı mallarda zaman aşımı, tüketici ayıbı öğrenene kadar başlamayacaktır' dedi. Detaylar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırlanan Kayseri haber bültenimizde...
Kayseri Barosu Avukatı İlayda Ayyıldız, internetten alınan ürünlerin ayıplı çıkması ile ilgili, “Gizli ayıplı mallarda zaman aşımı, tüketici ayıbı öğrenene kadar başlamayacaktır” dedi.
Avukat İlayda Ayyıldız, gizli ayıbı tüketici fark edene kadar işlemlerde zaman aşımının başlamayacağını söyleyerek, “Bir ürün satın alırken herkesin aklına gelen sorulardan biri de alacağı ürünün bozuk çıkması halinde nasıl bir yol izleyeceği, bu durumdaki mevcut haklarının ne olduğu hususudur. Bir ürünün bozuk olması hukuk dilinde ayıp olarak adlandırılmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki alınacak ürünün nereden alındığı, ürünün kimden alındığı, ürünün ne amaçla alındığı gibi hususlara verilecek cevaplara göre uygulanacak hukuk kuralları değişmektedir. Ancak satıcının alıcıya ya da tüketiciye ayıplı mal niteliğinde bir ürün sattığı durumlarda uygulanacak hukuk kurallarında farklılık göstermekle birlikte alıcının ya da tüketicinin birçok hakkının mevcut olduğunu söylemek mümkün. Özellikle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı tüketici sıfatıyla alınan ürünlerin ayıplı olması halinde gerek özel mevzuat hükümleri gerekse tüketici hukukuna hâkim olan ilkeler dikkate alındığında tüketicinin ürünün ayıplı olması sebebiyle yaşadığı mağduriyetin daha kolay ve hızlı giderilebileceğini söylemek mümkün. Nitekim tüketici hakem heyeti başvuruları ya da tüketici mahkemelerindeki yargılamalar diğer mahkemelere nazaran daha hızlı sonuçlanmaktadır. Ayıplı malın tanımı 6502 sayılı TKHK m. 8 hükmünde yapılmıştır. Buna göre ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olarak tanımlanmıştır. İlgili kanunun 2. bendinde ise ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kanunda kabul edilmektedir. Bu tanımla birlikte ayıbın farklı çeşitleri de bulunmaktadır. Bizler için önemli olan ayıbın açık mı olduğu gizli mi olduğu, ekonomik bir ayıp mı olduğudur ve bizler için ciddi önem arz etmektedir. Bahsettiğimiz ayıp çeşitlerinden en önemlisi gizli ayıptır. Zira ayıbın gizli olduğu durumlarda zaman aşımı süresi ayıp alıcı tarafından öğrenilene kadar başlamayacaktır. Bu çerçevede taraflar ve tüketici, aldığı malın ayıplı olduğunu, gizli ayıbın farkına vardığı andan itibaren ilgili kanun hükümleri uyarınca tüketici hakem heyetine başvuruda bulunabilmektedir” dedi.
Üründeki ayıpların fotoğraflarla delillendirilmesinin de çok önemli olduğunu söyleyen Ayyıldız, sözlerine şöyle devam etti:
“Ülkemizdeki mevzuatta satın alınan ürünün ayıplı olması hallinde kanunlar alıcıya seçimlik haklar tanımaktadır. TBK m. 227 hükmünde alıcının 4 farklı seçimlik hakkı olduğu belirtilmiştir. Burada ilk seçimlik hakkı olarak satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönmedir. İkincisi de satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim istemedir. Bu durumda da satıcı, satılan bedelinin indirimini isteyerek, karşı taraftan belli bir oran üzerinden indirim yapılmasını kabul edebilmektedir. Üçüncüsü aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını istemedir. Bu aslında karşımıza en çok çıkan seçimlik haklardan bir tanesidir. Genelde alıcı satın aldığı üründe bir hatayla karşılaştığında satıcıya bu durumu bildirir ve satıcı bunun üzerinden bir onarım yaparak alıcıya tekrardan ürünü verebilmektedir. Dördüncü; seçimlik hakkı da imkân varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini istemedir. Bu durumda yine mevzuatta çok fazla uygulanan durumlardan bir tanesidir. Bu durumda da eğer imkan varsa kanunda belirtildiği üzere ayıplı mal, ayıplı olmayan bir malla değiştirilerek, tekrardan tüketiciye iade edilmektedir. Ülkemizdeki mevzuat hükümleri her ne kadar satıcıyı ve alıcıyı karşılıklı olarak korumaya karşı olsa da bir yandan da aslında kanun hükmünde tüketiciye karşı korunan bir menfaat vardır. Tabii bu durumda tüketicinin menfaatleri de sınırsız değildir. Bu durumda önemli olan tüketiciler için belgenin ayıplı olduğunu, aldığı bedelde ne kadardan bir indirim yapılması gerektiğini ispatlaması gerektiğidir. Bu durumda bizler için önemli olan teslim alındığı anda ürünlerdeki deformelerin ya da hataların belki de bir fotoğraflanarak, ekran kaydı alınarak anında satıcıya bildirilmesidir. Yine bilindiği üzere faturalar ve dekontlar da bizim için büyük bir önem arz etmektedir.”
Ayyıldız, internetten yapılan alışverişlerde site ve marka güvenilirliğine de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Sonuç olarak içerisinde bulunduğumuz çağın gerektirdiği elektronik ortamın alışveriş siteleri de bazı mağduriyetlere sebep olabilmektedir. Bu konuda da internet üzerinden alışveriş yaparken güvenilir sitelerden ve güvenilir markalardan alışveriş yapmak da çok önemli. Gerek kredi kartı bilgilerimizi verirken, gerek alışveriş yaparken fahiş indirim farklarında neden üründe o kadar fazla indirim farkı olduğuna da dikkat etmek gerekir. Orijinal olup olmadığı da önemlidir. Bu konuda internet üzerinden yapılan alışverişler tüketiciye ulaştığı anda eğer ki üründe bir ayıp veya deforme varsa ellerine ilk ulaştığı andan itibaren siparişi iade hakkında yasal başvurularını yapmaları ve aynı zamanda ürünlerin fotoğraflarını alarak delil oluşturmaları önem arz etmekte” ifadelerini kullandı.