İNŞAAT SEKTÖRÜ BİTME NOKTASINDA

İNŞAAT SEKTÖRÜ BİTME NOKTASINDA
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kayseri Bölge Müdürlüğü, Sayılarla Türkiye (Kayseri-Sivas-Yozgat) Haziran 2014 verilerini kamuoyu ile paylaştı. Birbirinden farklı konularla ilgili olarak Kayseri, Sivas ve Yozgat illerinin rakamsal verilerinin ele alındığı raporda bir veri dikkatimizi çekti. Konut Satışı başlığı altındaki bu veriye göre 2013 yılında kentimizde 27 bin 109 konut satışı yapılmasına rağmen içinde bulunduğumuz yılın ilk altı ayında (Ocak-Mayıs) sadece ve sadece 2 bin 78 konut satışı gerçekleşmişti. Peki bu ne anlama geliyor? Bu soruyu, bize sektörün sadece Kayseri’deki değil Türkiye’deki fotoğrafını da en iyi çekecek isme sorma ihtiyacı duyduk. Bu nedenle Bunun için Kayseri İmar İnşaat Müteahhitleri Derneğ (KAYİMDER)  Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra içinde 9 ilin yer aldığı Orta Anadolu Yapı Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanlığı, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Yönetim Kurulu Üyeliği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sektör Meclisi’nde sektörünü temsil eden Ali Aydın’ın konuğu olduk. KAYİMDER’in Sahabiye Mahallesi Adalet İş Merkezi’ndeki yeni adresinde bizi konuk eden Aydın, sorularımıza büyük bir içtenlikle yanıt verdi. Öncelikle ikinci kez KAYİMDER Başkanlığı görevine seçilen Aydın, geride kalan görev süresinde nelere imza attı. İşte bu sorunun yanıtı: Aydın,  “Bu süreç içerisinde sektörümüzün kayıt altına alınması,  çalışanlarımızın belgelendirilmesi, yapı denetiminin işlevselliği ile uygulanması ve inşaat sektörünün bir disiplin içerisinde yürütülmesi, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlerin insan canına en ufak bir şey gelmeyecek şekilde uygulanması konusundaki hükümetin yapmış olduğu tüm çalışmalar destek olduk. Elimizden geldiğince de, uygulamanın içinde  insanlar olarak, görüş ve düşüncelerimiz hem genel idare ile hem de yerel idare ile paylaştık.”

BİR ARSA TEMİN EDEN MÜTEAHHİT OLUYOR!

Türk müteahhitleri başta eski doğu bloku ülkeleri ve Arap dünyası olmak üzere Dünya’da adından söz ettirmeyi başarmış durumda. Peki adını Dünyaya duyuran Türk müteahhitlik sektörü yerel de nasıl bir noktada. Aydın, hür teşebbüsün önünün kesilmemesi gerektiğinin altını çizerken, her önüne gelenin de müteahhitlik yapmaması gerektiğini belirterek, açıklamalarını şöyle sürdürdü:  “Son yıllarda bu konularda da önemli gelişmeler elde edildi. İnşaat sektöründe hepimizin bildiği gibi dünyada ikinci sıraya gelen müteahhitlik sektörünün Türkiye’deki güven endeksi maalesef oldukça aşağılarda yer alıyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Bu meslekte iştigal eden insanlar, hem ağır bir sorumluluk altındadır; çünkü yaptıkları iş ağır ve tehlikeli bir iştir. Hem de büyük sermaye ve borç yükünün altına girerek, bu mesleği yürütmeye çalışmaktadırlar. Almanya’daki toplam müteahhit sayısı 2 bin 700 iken sadece Kayserimizdeki, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne kayıtlı müteahhit sayısının 4 bine ulaştığını söylersem bu mesleğin her önüne gelenin yaptığı bir meslek olduğu aşikardır. Bizler elbetteki, serbest hür teşebbüsten yana, piyasa ekonomisinin işleyişinde herkesin becerebildiği, yapabildiği, ehli olduğu işleri yapması konusundaki engellerin kalkmasından yanayız. Ancak inşaat sektörü hem mühendislik açıdan hem de taahhüt yani organizasyonun mali, idari ve hukuki açıdan yapılabilirliği konusunda son derece büyük birikimlere sahip olunmasını gerektiren bir meslek iken, bugün bir arsa temin eden her yurttaşımız, kaydını yaptırarak, müteahhitlik yapar hale gelmiştir.”

 

 

 

Sektörün gelen sıkıntıları bu şekilde sıralanıyor. Gelelim asıl ziyaret konumuza: 27 bin 109 konut satışı yapılmasına rağmen içinde bulunduğumuz yılın ilk altı ayında (Ocak-Mayıs) sadece ve sadece 2 bin 78 konut satışının yapılması ne anlama geliyor? Aydın’ın verdiği yanıt bir anlamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sık sık Merkez Bankası ile faizler konusunda karşı karşıya gelmesinin de nedenlerini gözler önüne seriyor. Zira son yıllarda kredili bir hayatı tercih eden Türkiye, yüksek faizlerle birlikte adeta felç oldu. Faizler konusunda Başbakan Erdoğan ile aynı paralelde olan Aydın, sektörün durumunu ve taleplerini ise sıraladı: “Şu anda ülkemizde birçok üretim alanında olduğu gibi inşaat sektöründe de sıkıntı mevcut. Türkiye bir istihdam ve tasarruf sorunu yaşıyorsa, şu anda birikimlerini gerçekten tüketmişse ve üretim de bir düşüş varsa bunun en büyük sebeplerinden birisi, inşaat sektöründeki durağanlıktır. Çünkü arz ve talep belirlemesi inşaat sektörünün canlılığını ve durmasının önündeki en büyük etkendir. İnsanlar büyük kazançları olmadığı, ev alacak parası olmadığı için daha önceleri düşük banka kredi faizleriyle kira öder gibi ev sahibi olabiliyordu. İki yıl öncesine kadar kredilerle ev alan insanların sayısı bu gün yüzde 33 azalmıştır. Ben bu sayının Kayseri’de daha da yüksek olduğunu, en az yüzde 60-70’ler seviyesinde düştüğünü tespit ediyorum. Bunu bankacılarla ve tapu idaresindeki yetkililerle konuştuğumuzda görüyoruz. Bir tarafta sermaye birikimleri azalıyor, tasarruflar tükeniyor bir taraftan da banka kredileri yüksek olduğu için insanlarımız ‘Dünyada mekan ahrette iman’ diyerek başlarını sokacakları konutlarına ulaşma güçlüğü yaşıyorlar. Son dönemde Kayserimizde büyük inşaat firmalarımızın birer birer kapanmakta olduğunu, kayyuma devredildiğini kamuoyu görüyor. Biz KAYİMDER olarak bundan büyük üzüntü duymaktayız. Çünkü bu işletmeler Kayserimizin bir değeridir. Bu işletmeler gerçekten göz nurudur. O müesseseleri bu hale getiren işletme sahipleri ömürlerini, gençliklerini bu işletmeler için ortaya koymuşlardır. Bizim gördüğümüzü gerek genel, gerekse yerel idare de görmektedir. Bir an önce inşaat sektöründeki bu durağanlığın, harekete geçirilmesi için hükümetin ve yerel yönetimlerin tedbir alması ve inşaat maliyetlerinin azaltılması, en azından vatandaşların konut alımı sırasında vergi yükleri ve krediler açısından kolaylıklar getirilmesini talep ediyoruz. Zira daha önceleri otomotiv ve mobilya sektörleri gibi güzide sektörlerimizde buna benzer kararlar alınmış, bu sektörler ayakta tutulmuştu. Bu karar doğru bir karardı. Hükümetimiz, devletimiz böyle günlerde kendi müteşebbisine destek olmalı. İnşaat sektörü gerek istihdam açısından, gerek öz kaynak açısından gerekse de milli olan en az 250 alt sektörü harekete geçiren, fabrikaları çalıştıran, istihdam yaratan bir sektör olması açısından desteklenmeye ihtiyacı var. Biz bu konudaki görüş ve düşüncelerimi gerek hükümete, gerek belediyelere gerekse de TOBB bünyesindeki Ticaret Odamıza bildiriyoruz.”

KOOPERATİFLERDE ZİNCİRLEME SIKINTI

Özellikle dar gelirli vatandaşların konut sahibi olması için kooperatifler büyük bir fırsat… Kayseri’de birbirinden başarılı kooperatifler de, vatandaşların kooperatiflere olan ilgisinin artmasına neden oldu. Ancak son dönemde dar gelirlilerin konut hayali, yaşanan kötü örneklerle kırılmış durumda. Kooperatifler konusuna da dikkat çeken Aydın, zincirleme olarak ortaya çıkan sorunlar nedeniyle kooperatiflerin büyük bir tehlikeye dönüştüğüne dikkat çekiyor. Bu konuda TOKİ’yi göreve davet eden Aydın, kooperatifleri bekleyen tehlikeyi ve çözüm önerilerini ise şu sözlerle anlattı:  “Kayserimizde bir de kooperatiflerle ilgili sıkıntılar bulunmakta: Şuan kooperatiflerin üyeleri sıkıntıda çünkü kendi güçleriyle yarım kalan inşaatları tamamlayamıyor. Bu durum hak edişini alamadığı için inşaatı tamamlayamayan müteahhidi sıkıntıya sokuyor. Böyle olunca da kooperatif yöneticileri günah keçisi ilan ediliyor ve büyük bir öfkenin hedefi haline getiriliyor. Büyük çoğunluğu gece kondu sahiplerinden oluşan arsa sahipleri de evlerini alamamaktan yakınmaktadırlar. Bunun içinde hükümete gerekli önerilerimizi yaptık: TOKİ bu yarım kalmış konut kooperatiflerini tespit edip, acilen atıl durumdaki bu inşaatların tamamlanması için kredi açmalarını talep ettik. Bu kredi, lüks tüketime değil, kesinlikle üretime gidecektir. Bu üretimi canlandıracak, istihdamı artıracaktır. Hükümetin ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu görüşümüzün üzerinde ciddiyetle durmalarını bekliyoruz. Çünkü bu konuda bize oldukça yoğun şikayetler yansıyor. Bu şikayet yukarıda bahsettiğim dört kesimden de geliyor.”

Ve can alıcı nokta: Yaşanacak sıkıntıları görmek için kahin olmak gerekmediğinin altını çizen Aydın, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “İnşaat sektörü her geçen gün kan kaybediyor. İnşaat sektörü verileri 2012’ye göre 2013’te düştü. 2014 yılının ilk altı ayında da konut satışı, sizin de bahsettiğiniz gibi 2 binler civarında devam ediyor. Evet satışlar bu noktada seyir ediyor ama müteahhitler satamadıkları daireleri üretmeye devam ediyor. Yarın bu satışlar hızlanmadığı, üretime göre arz ve talep oluşmadığı takdirde büyük sıkıntılar yaşanacağını görmek için kahin olmak gerekmiyor. Bunun görünmesini ve sizler kanalıyla duyurulmasını; bir an önce tedbir alınmasını ve inşaat sektörünün önünün açılmasını KAYİMDER olarak talep ediyoruz.”

MORGAGE KRİZİ OLUR MU?

2009 yılında Amerika’da başlayıp Dünyayı saran, Türkiye’yi ‘teğet’ geçen o büyük krizde de konut sektörü başroldeydi. Çizilen bu tablo sonrası Aydın’a benzer bir tehlikenin Türkiye’yi etkisi altına alıp almayacağını soruyoruz. Tablonun aynı olmasa da ortada dikkat edilmesi gereken bir durumun olduğunu belirterek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Amerika’daki kriz morgage kriziydi. Morgage sanal alemde oluşan bir fiyat balonunun patlaması sonucu ortaya çıktı. Şöyle ki, reel fiyatı 150 bin dolar olan bir konut piyasalarda 500-600 bin dolara satılınca geriye dönüşü sağlayamadılar. Böyle olunca da balon patladı. Ve Lehman Brothers Inc. (Merkezi ABD'nin New York kentinde bulunan yatırım bankası) dahil olmak üzere devlet birçok bankaya destek vermek zorunda kaldı. Bizim ülkemizde böyle sanal bir piyasa yok. Biz de gerçek alıcılar ve gerçek satıcılar var. Bu nedenle Amerika’dakine benzer bir krizin bizde olması mümkün değil. Ancak şu anda bu ülkenin istihdam ve üretiminin en büyük gücünü oluşturan inşaat sektörü, satışı oluşturacak kanallar açılmadığı takdirde büyük bir sıkıntı ortaya çıkacaktır. İnsanlar satamadığı için borçlarını ödeyemeyecek, mağduriyetler ortaya çıkacaktır.  Sonuçta gerçekten Türkiye’de yapılması gereken şey bu sektörün rehabilite edilmesi ve desteklenmesidir. Gerek finanslar, gerek vergi mevzuatı gerekse de yerel idareler yönünden bu sektörün önünün açılması için adınlar atılması gerekiyor. Bu sektörün desteklenmeye ihtiyacı var.”

Haber/Foto: Nejdet KALA