İKTİSATSIZLIK..
Hükümet Soğan fiyatlarının artması üzerine Ankara Çevresindeki gıda depolarına baskınlar düzenleyip, soğan bulunan gıda deposu sahipleri hakkında işlem yaptı.
İktisatın İ’sinden anlayan kime sorarsanız sorun.
“Stokçuluk, yüksek enflasyonun bir sonucudur” cevabını verir size.
Eğer, ekonominiz yüksek enflasyon olgusu ile karşı karşıya ise, soğancı soğanı, kağıtçı kağıdı, kumaşçı kumaşı stok eder ve malının ederinin artmasını bekler.
Nasıl ki, parası olan bir çok vatandaş, değerini koruma adına naktini altına çevirip yastık altına koyuyor, dolara çevirip bankaya öyle yatırıyor ise, tacir de az riskli, dayanıklı bir ürün olarak soğan depoluyor ve artan fiyatlarla birlikte piyasa sürüyor.
2002 yılında iktidar olan mevcut hükümet ve partisi 1 yıl öncesine kadar böyle bir stokçuluk olayı ile hiç karşılaştı mı?
Hayır.
Nedeni, enflasyon oranları ve fiyatlar öngörülebilir düzeydeydi, dolayısıyla depoya soğan doldurmak para kazandırmıyordu da ondan.
Ne zaman ki enflasyon, faizler öngörülebilir olmanın ötesine geçti, önce patates, ardından domates, şimdi de soğan krizi yaşanıyor ülkede.
Ayrıca, ülkelerde hükümetlerin ilgili bakanlıkları, toplumun ihtiyaçları çerçevesinde yıllık üretim planları yaparlar.
Ne kadar soğan üretilecek, ne kadar şeker pancarı üretilecek, ne kadar canlı hayvan bulunacak, bunlar bir planlama dahilinde ürettirilirse, fiyat sürprizi yaşamazsınız.
Yani üretim miktarı, tüketim miktarı bilindiği zaman, temel girdilerin fiyatlarında sürpriz olmaz, kıtlığı çekilmez, hayvan yemi yapılmaz.
Tam tersine, oluşan sağlanacak rekabet ortamında tüketici, en kaliteli ürüne, en uygun fiyatla ulaşma imkanı bulur.
Çok değil, sanırım 10 gün önce evimin yanıbaşındaki semt pazarının bir kenarına park eden kamyon, ortalama 12 kiloluk soğanın torbasını 20 liradan satıyordu.
Hatta ben de fiyatı ve ürünün kalitesini uygun bularak bir torba aldım.
Bu gün aynı miktarda soğan almak için en uygunundan 60 lira ödemem gerekecekti.
Burada kazançlı çıkan ben, zarar eden de o soğanı satan satıcı değildir.
Kapıtalist sistemin olmazsa olmazı arz-talep dengesidir, burada kusurlu olan.
Talebe göre, arz miktarının ayarlanması ise hükümetlerin görevidir.
Elindeki parası ile soğan depolamış birini siz stokçu diye yaftalayamazsınız.
Diyelim o soğan depolayan esnaf, soğan fiyatları 50 kuruşa düşseydi ve zarar etseydi, zararını siz mi karşılayacaktınız da kazancına müdahale edip onu stokçulukla suçluyorsunuz.
Ticaret denilen olgunun kendine has kuralları vardır.
Ve kazanç ile zarar ortaktır.
Hükümet edenler, soğancının soğan stok etmesine müdahale yerine, onun soğanını depoda bekletmesinin önüne geçecek önlemleri almalıdır.
Sonuç;
Olguları talimatla yönlendirebilirsiniz.
İnsanları talimatla hizaya getirebilirsiniz.
Aykırı düşünceleri devlet gücü ile bastırabilir, kontrol edebilirsiniz.
Ama ekonomiye talimatla yön veremezsiniz.
Enflasyon, yüksek faiz, yüksek kur gibi olgular, hastalıklı bir ekonominin göstergeleridir.
Soğan stoklamak, kağıt alıp depoya doldurmak, eldeki nakti kumaşa yatırmak, parayı altına yatırıp yastığın altına koymak ise, hastalıklı ekonomiden en az zararla kurtulmaya yönelik uygulamalardır.