İki Afgan mülteci aile aynı evde kaderlerini paylaşıyor
Yeni bir yaşam umuduyla biri 40, diğeri 25 gün süren çileli yolun ardından Kayseri’ye gelen iki Afganlı aile, aynı evde kalarak yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. 8 çocuk ve 4 yetişkinden oluşan hane halkı, battaniye, halı, giysi ve yiyecek gibi malzemeler için acil yardım talebinde bulunuyor.
Kırık camlar, çıplak ayaklar, halısız zeminler, kapı yerine asılan perdeler, kapağı düşmüş buzdolabı, sobasızlıktan bir odaya sığdırılmış yaşamlar Kayseri’ye gelen iki Afganlı mülteci aile, izbe bodrum katlarda soğukta kalamadıkları ve bellerini büken yaşam masraflarını paylaşmak için, aynı eve sığınarak kaderlerini paylaşıyor. Kendi ülkelerinde olsa belki aynı sokaktan bile geçmeleri mümkün olmayacak; biri 5, diğeri 3 çocuklu iki aile, yorucu ve uzun yolculuklarının ardından tek odada da olsa yanan sobanın başında yeni hayatlarına uyum sağlamaya çalışıyor.
“Çocuklarımızı taşımak için çantalarımızı yolda bırakmak zorunda kaldık”
Evin erkekleri, gündüzleri karınlarını doyurabilmek için gündelik işler bulmaya dışarı çıkıyor, evde kalan kadınlar da, bir odada yanan sobanın başında çocukları avutmaya çalışıyor. Afganlı mültecilerden Şeyma Haydari 25 yaşında ve 5 çocuk annesi. 25 gün yolda kaldıklarını söyleyen Haydari, çocukları için daha güzel bir yaşam sürme umuduyla ülkelerinden ayrıldıklarını, ancak şu anda daha kötü durumda olduklarını söyledi. Şeyma Haydari, yol boyunca çektikleri sıkıntıları şöyle anlattı:
“Afganistan’dan Türkiye’ye gelmemiz 25 gün sürdü. Önce İran’a gittik. Yolda gelirken zaten açlık sınırı yüksekti, susuzluk da vardı. Hava çok sıcaktı, su bulamıyorduk ama bulsak da yetişmiyordu. Çocuklar yolda hep omuzlarımızdaydı, böyle 5-6 saat gittiğimiz oluyordu. İlk yola çıktığımızda çantalarımız vardı ama onları bırakmak zorunda kaldık, sadece çocuklarımıza sahip çıktık. Bazı yerlerde sınır tellerinin üzerinden geçmeye çalıştık, o tellerden dolayı ayaklarımız yaralandı. Afganistan’dan daha iyi bir yaşam umuduyla çıktık ama şimdi daha kötü durumdayız.”
“İlk geldiğimizde bebeğime süt ve mama alamadık”
Kayseri’ye ilk geldiklerinde de çok sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Şeyma Haydari, “Yemeğimiz, yiyeceğimiz yoktu. Afganistan’dan tanıdık biri vardı, ona çocuklarımızı yanına bırakmayı teklif ettik. Ama o da kağıt toplayarak yaşadığını, bize yardım edemeyeceğini söyledi. Hatta küçük bebeğim için, süt ve mama parası da yoktu” dedi.
İmkan olsa elbette tek başlarına daha iyi şartlarda yaşayabileceklerini söyleyen Şeyma Haydari, şu anda mecburiyetten iki aile bir arada kaldıklarını belirtti. Evde halı ve battaniye olmadığı için zorluk çektiklerini kaydeden Şeyma Haydari, çocukları için de elbise talep etti.
Acil ihtiyaçlar; halı, battaniye, kışlık giysiler
Diğer 3 çocuğun annesi Zeynep Nori ise Kabil’den geldi. 40 süren çileli bir yolculuğun ardından Türkiye’ye gelebildiklerini kaydeden Zeynep Nori, “Buraya geldiğimizde de on gün bir mültecinin yanında yaşadık. Orada da akşamları üzerimizde bir yorgan falan yoktu. Bodrum katıydı, bebeğim orada doğdu. Şu anda bir aylık. Orası çok nemli ve soğuktu, elektrik sobası vardı ve hava almıyordu. Orada kalsaydık hasta olurduk. Sonra bir araya geldik aynı evde yaşamaya başladık” diye konuştu.
Zeynep Nori de, mevsim şartlarından dolayı soğuktan muzdarip olduklarını, acilen kömüre ve özellikle çocuklar için kışlık kıyafetlere ihtiyaçları olduğunu ifade etti.