'HÜKÜMET EĞİTİMDE KIYIM YAPACAK'

'HÜKÜMET EĞİTİMDE KIYIM YAPACAK'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Ali Benli,  Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na tepki gösterdi. Benli,  “Hükümet yine bildiğini okudu. Bu tasarıyla kendi adamlarını MEB kadrolarına alacağı şimdiden belli olan iktidar, eğitimi baştan sona kendi görüşlerine göre dizayn etmektedir.” dedi.

 

Benli açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, okul yöneticilerinin kaderinin Valilerin, İl Milli Eğitim Müdürlerinin iki dudağı arasına bırakılması, okul yöneticilerinin atanmasında siyasi partilerin yöneticilerinin etkili olması, iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere getirilen uygulamalar ile AKP iktidarının kendi yandaşlarını öğretmen olarak atamasının önünün açılması, eğitimde korkunun hâkim kılınması, okulların siyasallaştırılması, sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, bakanlık teftiş kuruluna düşmanca yaklaşımlarda bulunulması, il eğitim denetmenlerinin taleplerinin karşılanmaması, insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu barındıran bu yasa tasarısını şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Düşünebiliyor musunuz; okul müdürlerinin, müdür baş yardımcılarının ve müdür yardımcılarının 4 yılını doldurduğu taktirde görevleri sona erdirilecek, bu kişilerin yerine getirileceklerde sınav şartı aranmayacak, karar merci Valiler ya da İl Milli Eğitim Müdürleri olacaktır. Bu durumda 73 bin okul yöneticisinin olduğu hesap edildiğinde, eğitimde adeta bir kıyım yaşanacaktır. Sendikaların mücadelesi sonucu okul yöneticilerine getirilen sınav uygulamasının bu tasarı ile kaldırılması, 19 yıl öncesine dönülmesi adil olmayı, kul hakkı yememeyi, ehliyeti, liyakati hayatının merkezine alan hiç kimsenin kabul edeceği bir durum değildir. Eğitim fakültesini kazanmanın ne kadar zor olduğu hepimizin malumudur. Tasarıyla eğitim fakültelerinden mezun olanların artık KPSS’de yeterli puan alması yeterli olmayacaktır. KPSS’den yeterli puan alanlar, performans değerlendirmesinde başarılı olursa bir yılın sonunda yazılı veya sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır. Peki performansı kim, neye göre ölçecektir? Bu durumda yandaş ve arkası sağlam olanlar, siyasi görüşü AKP ile uyuşanlar mı öğretmen yapılacaktır? Öte yandan sözlü sınav ne anlama gelmektedir? Sözlü sınav; akılla, izanla açıklanabilecek bir şey asla değildir. Herkes bilmektedir ki; sözlü sınav =torpil’dir.”

 

Tasarıda teftiş sisteminde yapılan değişikliklerinde büyük sakıncalar doğuracağını ifade eden Benli, “Bakanlık denetçileri ve il eğitim denetmenlerinden oluşan teftiş sisteminin, tasarıyla sadece eğitim denetmenlerinden oluşan bir sistem haline getirilmesi, böylece Bakanlık denetçilerinin haklarının gasp edilmesi, mevcut statülerinin ellerinden alınması büyük bir olumsuzluktur. Öte yandan il eğitim denetmenleri Bakanlık denetçilerinin haklarına sahip olmak istiyordu. Bu tasarı ile il eğitim denetmenlerinin talepleri de karşılanmamıştır. Dolayısıyla tasarı, hem Bakanlık denetçilerini hem de il eğitim denetmenlerini mutlu etmemiştir. Dershane öğretmenlerinin KPSS şartı aranmadan mülakatla MEB kadrosuna atanması bu tasarının ucube maddelerindendir. Bu durumun atama bekleyen 350 bin öğretmene, atanamadığı için intihar eden, psikolojileri bozulan, ellerinde diplomalarıyla sokaklara itilen öğretmenlere haksızlık olduğunu göremeyenler, ocaklara ateş düşürmüştür. Bu tasarıyla kendi adamlarını MEB kadrolarına alacağı şimdiden belli olan iktidar, eğitimi baştan sona kendi görüşlerine göre dizayn etmektedir. Bu tasarı; insan hakkı ihlalleriyle doludur. kazanılmış hakları budamaktadır. Eğitimin yandaşlıkla birlikte anılmasına neden olacaktır. Tasarı, tek adam olma hevesiyle nasıl yanıp tutuşulduğunu, milli eğitimde anti demokratik uygulamaların nasıl yapıldığını görmek açısından da son derece önemlidir. Herkes bilmelidir ki; bu tasarıyı hazırlayanlar tebeşir tozu yutmamıştır, öğretmenlik mesleğinin çilesini bilmemektedir, eğitim camiasının nasıl yönetileceğinden bihaberdir. Bu tasarı, MEB’in çalakalem yönetildiğini de göstermektedir. Oysa masa başında alınan kararlarla makam koltuklarında bacak bacak üstüne oturmakla burnu Kaf dağındaki zatlarla tek adam olma hevesiyle eğitimde başarı sağlayamazsınız. Çok açık söylüyoruz ki tasarı bu haliyle yasalaştığında; eğitim yönetilemez hale gelecektir, okullardaki başarı düşecektir, MEB’in hafızası silinecektir, MEB yandaş yetiştirme kurumu haline gelecektir.”