HEM ORANTISIZ HEM GEREKSİZ

HEM ORANTISIZ HEM GEREKSİZ
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Eskişehir’de katıldığı Gezi eylemlerinde 2 Haziran 2013'de dövülerek komaya sokulan ve 37 gün sonra 10 Temmuz 2013'de yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'la ilgili 4'ü polis 8 sanığın yargılandığı 4'üncü duruşmaya çıkan olaylar damga vurdu. Polisin üst aramaması yaptırmak istemeyen yaklaşık 20 kişilik gruba sert müdahalesi sonucu iki kişi yaralanırken, 5 kişi de emniyet güçlerince gözaltına alındı. Siyasi parti  ve STK temsilcileri polisin müdahalesine tepki gösterirken, Hacı Bektaşi Veli Derneği Başkanı Sadık Genç, müdahalenin hem gereksiz hem de orantısız olduğunu vurguladı. STK’ların tepki gösterdiği bir diğer grup ise yaralılara müdahale etmekte geciken sağlık ekipleri oldu.

 

Diğer yandan duruşma öncesinde, Ali İsmail Korkmaz'ın fotoğraflarını taşıyan anne Emel ve Baba Şahap Korkmaz’dan adliye girişinde ellerindeki  fotoğrafları X-Ray cihazından geçirmeleri istendi. Bu duruma uile ve davayı izlemeye gelenler tepki gösterdi. Sosyal medyadan da acılı aileye yapılan bu uygulamaya tepki yağdı.  Baba Şahap Korkmaz ise  'Sanki silah geçiriyoruz’’ diye bu uygulamaya tepki gösterdikten sonra salona geçti.

 

 

 

 

Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın Eskişehir’de polis ve sivil vatandaşlar tarafından dövülerek öldürülmesinin ardından açılan ve güvenlik gerekçesiyle Kayseri’ye alınan davanın 4. Duruşması 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yaklaşık 40 kişinin şehir dışından gelerek takip ettiği davaya Kayseri’den de yaklaşık 150 kişilik bir grup takip etti. Davayı takip etmek gruplar Gaziosman Paşa Pazar yerinde bir araya gelerek adliyeye yürürken, Halkçı Gençlik ve SDP’lilerden oluşan küçük bir grup, kitleyi beklemeden Adliye önünde kendilerine ayrılan bölgeye geçmek istedi. Diğer duruşmalarda da üst araması yaptırmadan kendilerine ayrılan bölgeye giren grup yine üst araması yaptırmak istemeyince polisin müdahalesiyle karşılaştı. Biber gazı kullanan emniyet güçleri gruba müdahale ederken, bazı eylemcilerin yaralandığı görüldü. Arkadan gelen grup içinde yer alan STK temsilcileri polisin sert müdahalesine tepki gösterirken, yaralanan iki kişi hastaneye kaldırıldı. Bu esnada 6 kişi de emniyet güçleri tarafından gözaltına alındı. Yaralı gençleri gören Hacı Bektaşi Veli Derneği Başkanı Sadık Genç, emniyet yetkililerine tepki göstererek,  müdahalenin hem gereksiz hem de orantısız olduğunu vurguladı.  Polisin müdahalesine tepki gösteren eylemciler, bariyerli alana girmeyip, oturma eylemi yaptı. Grubun 'Katil polis hesap verecek', 'İnsanlık onuru işkenceyi yenecek', 'Ali İsmail onurumuzdur', 'Faşizme karşı omuz omuza' sloganlarını slogan attı. Gözaltına alınan 5 eylemci Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli tabipliğinde sağlık kontrolünden geçilirdikten sonra ifadeleri alınıp salıverildi.

 

 

ZANLILAR GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALTINA SALONA ALINDI

3'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 4'üncü duruşma öncesi polis, adliye binası ve çevresinde günün erken saatlerinden itibaren güvenlik önlemleri aldı. Adliye çevresi bariyerlerle kapatıldı. Kayseri- Ankara, Kayseri- Adana, Kayseri- Malatya, Kayseri- Sivas karayollarında kente girişte arama noktaları oluşturuldu Adliye ve çevresinde yaklaşık bine yakın polis görev yaptı. Duruşma için Kayseri’ye otomobil, minibüs ve otobüsle gelenler arama noktalarından toplu halde Adliye binasına getirildi. Kayseri’de Cumhuriyet Meydanında toplanan bazı gruplar da ’Ali’nin katili, AK Partinin polisi' sloganları atarak, 'Ben, Ali İsmail Korkmaz,polis düşürdü, fırıncı vurdu, doktor salladı, vali akladı, kanım hepimizin elinde' yazılı pankartla adliye binasına kadar yürüdü.

Dışarıda bunlar yaşanırken Ali İsmail Korkmaz’ı öldüresiye döverek, kasten adam öldürme suçundan fırıncı İsmail Koyuncu, akrabaları Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever ve Ebubekir Harlar ile polis Mevlüt Saldoğan’ın tutuklu, polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin ve Yalçın Akbulut’un tutuksuz yargılandığı davada zanlılar, Kayseri 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesine geniş güvenlik önlemleri arasında getirildiler. Tutuklu zanlılar cezaevi aracıyla, tutuksuz sanıklar ise polis koruması altında adliye binası özel koridorlarından doğrudan 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, duruşma salonuna dönüştürülen konferans salonuna alındı. TCK 81/1 maddesi uyarınca ‘Kasten adam öldürme’ suçundan yargılanan zanlıları 8, öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ı ise 12 avukat savundu.

 

 

KATİLLERDEN HESAP SORMAK İÇİN BURADAYIZ

Duruşma nedeniyle adliyeye gelen Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, "Adil bir yargılama bekliyoruz. Ali'nin bedenini aldılar ama ruhunu hiçbir zaman alamayacaklar. Biz katillerden hesap sormak için buradayız. O katilleri savunanlar da utanacak. Onlar inşallah geceleri ve gündüzleri acı içindeler. Vicdanları elbet bir gün onları sorgulayacaktır. Onlar çocuklarına dokunamayacak bir hale gelecekler" dedi. Ali İsmail’in babası Şahap Korkmaz da "Adalet istiyoruz, adaletin düzgün işlemesini ve suçluların cezalandırılmasını istiyoruz. Sonuçta onlar gerçek bir katildir. En son çıkan raporlar bunu doğruladı. Bunlar yaptıklarından ve kendilerinden utansınlar. Mahkemeden sonuç bekliyoruz’’ diye konuştu.

 

FOTOĞRAFLAR X-RAY CİHAZINDAN GEÇİRİLDİ

 

Bu arada bariyerler arasından geçerek duruşma salonuna ellerinde Ali İsmail’in fotoğraflarının çerçeveli panosunu taşıyan baba Şahap ile anne Emel Korkmaz'a buradaki resmi polisler, ''Çantalarınızı ve elinizdeki çerçeveli fotoğrafları cihazdan geçirin. Bu sizin güvenliğiniz içindir'' uyarısında bulundu. X- Ray cihazına  2 çerçeveli fotoğrafı koyan baba Şahap Korkmaz, "Sanki silah geçiriyoruz’’ diye bu uygulamaya tepki gösterdikten sonra salona geçti.

 

 

 

 

SAVCIDAN TUTUKLAMA TALEBİ

Ali İsmail Korkmaz davasına verilen 1,5 saatlik aranın ardından devam edildi. Korkmaz’ın yakınlarından Dönmez Korkmaz duruşma öncesinde söz alarak, “Her ne kadar daha önce katılma talebinde bulunmuş ve mahkemece reddedilmiş ise de bir önceki celse bulunmadığım duruşmada okunan belgelerde benim ismim geçmiştir. Benim zarar görmediğim ve acı çekmediğim iddia edilemez. Katılma talebimi yineliyorum” dedi. Mahkeme başkanı savcıdan mütalaasını sordu. Savcı okuduğu mütalaada tutuksuz yargılanan sanık polis Yalçın Akbulut’un tutuklanması isteyerek şöyle dedi; “TÜBİTAK’tan alınan raporlara, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun rapor içeriğine herhangi bir itirazımız bulunmamaktadır. Yargılamanın geldiği aşama itibariyle toplanan deliller karşısında esas hakkında mütalaa hazırlanması amacıyla duruşmaya ilk kez çıkılıyor olması ve dosyanın yoğun kapsamı gözetilerek dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, sanıklardan İsmail Koyuncu, Mevlüt Saldoğan, Ebubekir Harlar, Muhammet Vatansever ve Ramazan Koyuncu’nun atılı olan suçun niteliği, haklarında toplanan delillerin kapsamı, eylemlerinde temas eden yasaların alt ve üst sınırı nazara alınarak tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanıklardan Yalçın Akbulut’un üzerine atılı eylemlerin diğer tutuklu sanıkların eylemleriyle benzerlik göstermesi ve hukuki statülerinin uygunluğu karşısında tutuklu yargılama yapılmasına, karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa ediyoruz.”  Avukatlar savcının mütalaasına bir şey eklemeyeceklerini söyledi. Baba Şahap Korkmaz sanıkların gerçek katil olduğunu söylerken, anne Emel Korkmaz, “Ben videoyu izleyemedim. 19 yaşına kadar büyüttüğüm çocuğuma tokat atamazken, bu katiller nasıl vurdu. Bu katillerin hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum” diye konuştu.

 

CİNAYET, BİR KALP İLACINA YIKILMAK İSTENİYOR

 

Korkmaz ailesinin avukatlarından Özlem Şenabay söz alarak, “Eziyet çektirerek vücudunu komple çürütecek, her tarafında dövülmesi söz konusudur. Mahkemenin bu hususu gözetmesini istiyoruz” dedi. Avukat Özgür Özlem Önder de Ali İsmail’in kalp rahatsızlığında kullandığı ilaca bu cinayetin yıkılmak istendiğini öne sürerek, “Ali İsmail’in 2008 yılından bu yana kalp rahatsızlığından bu yana kullandığı ilaçlar var ve bu ilaçlar bütün kalp hastalarında kullanılıyor. Kafatasında çene kemiğinde, elmacık kemiğinde, sol omuz kemiğinde kırık ve başına aldığı darbeyle beyin kanaması geçiren Ali İsmail’in bu ilaçları kullanması nedeniyle öldüğünü söylemek, trajediyle alay etmektir. Alçakça işlenen bin cinayettir ve bu cinayet bir ilaca yıkılmak isteniyor” diye konuştu.

Avukat Aykut Altınok da TÜBİTAK’ta incelenen görüntülerdeki kişinin Ali İsmail Korkmaz olduğunun kesinleştiğini ve bu raporlara itirazı olmadıklarını anlattı. Mahkeme başkanı, sanıklardan video görüntüleriyle ilgili düşüncelerini sordu.

 

TUTUKLU POLİS MEVLÜT SALDOĞAN: PSİKİYATRİST İSTİYORUM

Tutuklu yargılanan sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan tutuksuz yargılanmak istediğini belirterek, “Savunma makamının iddialarını kabul etmiyorum. Daha önceki ifadelerimde de, tutuklandığım duruşmada da aynı şeyleri söyledim. O gün 72 saattir görevde olduğumu, her türlü hakarete ve şiddete maruz kaldığımızın göz önünde tutulmasını ve psikiyatrist talep ediyorum. Adli Tıp Kurum’dan gelen raporda da herhangi bir değişiklik yapılmamış. 430 gündür tutukluyum. Kanser hastası çocuğum var. Devlet memuruyum ve kaçacak durumum yok. Yakınlarım da mağdur edildi. İki çocuğum ve eşim de ameliyatlık pozisyondalar. Tutuksuz yargılanmak istiyorum” dedi.

Tutuklu sanık Ebubekir Harlar, tek derdinin o gece eve gitmek olduğunu anlatarak, “Şahsın önüne geçip hemen bırakıyorum. Ondan başka birşey yapmadım. Bu da darp sayılamaz. Olaydan sonra da kimseye birşey yapmadım ve düşmanlığım yok. Benim tek derdim evime gitmekti. Polislerin isteğine de yardım ettim” diye konuştu.

Tutuklu sanık Ramazan Koyuncu da Ali İsmail Korkmaz’a bir şey yapmadığını söyleyerek, “Polisin durdur demesiyle o kişinin önüne geçip geri çekilmem bir olmuştur. Ana avrat küfrederek üzerimize koşarak geliyordu. Ben herhangi bir şey yapmadım. Suç işlemiş bir şey yapmış olsaydım o an beni gözaltına alırlardı. Tanık olacağıma, sanık oldum. Suçsuz yatıyorum, ailem perişan oldu” ifadelerini kullandı.

Tutuklu sanık İsmail Koyuncu kendilerinin günah keçisi ilan ettiklerini ve kader mahkumu olduklarını belirterek, “O akşam görevde olan devletin polisi bize o şahsı tutun dedi. Birini öldürmüş veya hırsız da olabilirdi. O kişi bana bıçak da sokabilirdi. Devlete olan saygımdan kaçan birini yakalamaya çalıştım. Başkası kahraman olurken, biz suçlu olduk. İnsanlara karşı saygım sonsuzdur. 12 aydır adam öldürmekle suçlanıyorum. Biz günah keçisiyiz, kader mahkumuyuz” dedi.

Tutuksuz yargılanan polis memuru Şaban Gökpınar ise, “Tanık ifadesi vermiştim, sanık durumuna düştüm. Olayla ilgili yakından uzaktan ilgim ve alakam yoktur. Kimseyi dövmedim, yardım etmedim” diye konuştu. Tutuklu sanık Muhammet Vatansever de görüntülerdeki kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını öne sürdü.

 

Tutuklama talep edilen sanık Yalçın Akbulut ise, “O Ali İsmail değil. Boyundan kilosundan teşhis edilebilir. TÜBİTAK raporunu kabul etmiyorum. Orada bulunmam dövdüğüm anlamına gelmiyor. Ben sadece kovalıyorum. Suçsuzum” dedi. Sanık Hüseyin Engin de beraatını talep etti.

 

TUTUKLAMA TALEBİ KABUL EDİLMEDİ

Kayseri 3'üncü Ağır Ceza Mahkeme heyeti, verilen aranın ardından, 5'inci duruşmanın 26 Kasım'da yapılmasına, tutuklu yargılanan sanıklar polis memuru Mevlüt Saldoğan, fırıncı İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatanseven, fırın işçisi Ebubekir Harlar’ın tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz yargılanan polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin ile tutuklanması istenen Yalçın Akbulut’un durumlarında değişiklik yapılmamasına karar verdi. Mahkeme başkanı gerekçeli kararında Ali İsmail Korkmaz’ın yakınlarından Dönmez Korkmaz’ın duruşmalara müdahil olarak katılması isteğini, Adli Tıp Kurumu’ndan yeniden rapor alınmasına ilişkin istekleri geri çevirdi. Heyet  sanık avukatlarının fotogrametri çalışması yapılmasının, tanık olarak daha önce ifadesi alınan Duygu Bolkuvvet’in yeniden dinlenmesinin reddini kararlaştırdı.

COPLU KİŞİ OTELİN KAMERA KAYDINI KAPATTIRMIŞ

Eskişehir’de 2 Haziran 2013 tarihinde Gezi Parkı eylemlerinde polisten kaçarken dövülen ve 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz 2013 tarihinde hastanede yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz davasının dördüncü duruşmasında TÜBİTAK raporu okundu. Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünün dövülmesiyle illiyet bağının bulunduğu belirtilirken, TÜBİTAK tarafından incelenen güvenlik kamera görüntülerinde bir kişinin copla otele girdiği ve güvenlik kameralarının kaydının kapatılmasını istediğinin belirlendiği okundu. TÜBİTAK, mahkemece gönderilen 6 dakikalık görüntünün 4 kez silindiğini saptadı.

 

AF ÖRGÜTÜ TEMSİLCİSİ DE KATILDI

Kayseri 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin, duruşma salonuna dönüştürdüğü Adalet Sarayı Konferans Salonu’nunda yapılan duruşma saat 09.30’da başladı. Duruşmaya, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel, babası Şahap, avukat ağabeyi Gürkan Korkmaz ile tutuklu yargılanan sanık polis memuru Mevlüt Saldoğan, fırıncı İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatanseven, fırın işçisi Ebubekir Harlar ile tutuksuz yargılanan polis memurları Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin, Yalçın Akbulut ve avukatları ile Korkmaz ailesi avukatlarından Ayhan Erdoğan tarafından mahkeme heyetine verilen dilekçeyle, Uluslararası Af Örgütü Gözlemcisi Andrea Ruijeter gözlemci olarak, İstanbul’daki Gezi Parkı olaylarında yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da izleyici olarak katıldı. Gülsüm Elvan, Emel Korkmaz'ın yanında durdu.

 

ÖLÜM NEDENİ DAYAK

Adli Tıp Genel Kurulu’nca tekrar gözden geçirilen raporda, zehirlenmeye bağlı klinik ve tıbbi maddelere rastlanmadığı ve zehirlenerek öldüğü iddiasına yer olmadığı, tespit edilen kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını orta derece etkileyecek durumda olduğu, kafa ve yüz bölgesinde olan travmaların hayati tehlike oluşturacak boyutta olduğu, vücudundaki morluk ve bacaklarında görülen yaralanmaların ise hayati fonksiyonlarına etkisinin olmadığı, ancak 2 Haziran 2013’de meydana gelen dövülerek yaralanmasıyla 10 Temmuz’da meydana gelen ölüm olayının birbirine bağlı olduğu belirtildi.

 

KALP İLAÇLARI BEYİN KANAMASINI HIZLANDIRDI

 

Raporda ayrıca, Ali İsmail Korkmaz’ın hayattayken Ankara’da yapılan muayenelerinde ikinci derecede aort yetmezliği, aort kapağının kalın ve hareketinin yavaş, kısıtlı olduğu, daha önce bayılma şikayeti olduğu, bu tedavi sürecinde de ilaçlar kullanmaya başladığı, kalp damar ve kapak hastalığı nedeniyle bazı ilaçlar kullandığı ve kullandığı ilaçların darp neticesinde beyin kanamasını hızlandırdığının belirlendiğinin karara varıldığı belirtildi.

 

OTELE GELEN COPLU BİR KİŞİ GÜVENLİK KAMERASI KAYDINI KAPATTIRMIŞ

 

Olayın meydana geldiği sokakta bulunan güvenlik kamera kayıtlarının gönderildiği TÜBİTAK raporunda ise, gönderilen harddisk ve görüntü kayıtlarının yapılan iyileştirme işlemlerinin ve incelenmesinin yapıldığı belirtildi.

 

Sokakta bulunan Harman Ekmek Fırını’nın güvenlik kamerası görüntüleriyle ilgili hazırlanan raporda, zaman bilgilerine göre, meydana gelen olaydan sonra 6 Haziran 2013 tarihinde 4 defa sürücüleri temizle işlemi yapıldığının belirlendiği, Beşik Otel’in kamera kayıtlarında ise 3 Haziran 2013 tarihinde 3 farklı zamanda görüntü kayıtlarına rastlanmadığı, incelenen görüntüde, otele gelen elinde cop olan bir kişinin, otel görevlilerinden güvenlik kameralarının kayıt yapıp, yapmadığını sorduğu ve kayıt yaptığını öğrenmesi üzerine kapatılmasını istediği ve daha sonra kaydın kapatıldığı, Beşik Otel ve olay yerine yakın işyerlerinde kaçtığı görülen iki kişi arasında benzerlikler olduğu ve dövülen kişinin Harman Ekmek Fırınına kaçtığı; fırının görüntülerinde ise dövülen kişinin aynı kişi olabileceği kanısına varıldığı, daha sonra kaçan kişinin Beşik Otel kamera görüntülerinde görünmediği belirtildi. Mega Hırdavat ve Avcı Dayı adlı işyerlerinin güvenlik kamera görüntülerinde ise kavga görüntülerine rastlanmadığı okundu. TÜBİTAK, mahkemece gönderilen 6 dakikalık görüntünün 4 kez silindiğini mahkemeye bildirdi.

 

ANNE KORKMAZ; 'ÇOCUKLARINIZIN YÜZÜNE NASIL BAKABİLİYORSUNUZ'

 

Daha sonra mahkeme salonuna kurulan ekranda güvenlik kamera kayıtlarından iyileştirilerek fotoğraf haline dönüştürülen görüntüler gösterildi. Anne Emel Korkmaz, bu sırada sanıklara dönerek, "Biz değildik diyordunuz. Görün kendinizi televizyonda, iyi bakın. Çocuklarınızın yüzüne nasıl bakabiliyorsunuz?" diye tepki gösterdi.

 

Mahkeme başkanı anne ve baba Korkmaz’ı sessiz olmaları konusunda uyarırken, anne Emel Korkmaz daha sonra gözyaşlarına boğuldu.

 

SANIK HÜSEYİN ENGİN: COPLU KİŞİ BANA BENZİYOR

 

Mahkeme heyeti, iyileştirilmiş görüntülerden oluşturulan fotoğrafları sanıklara gösterdi. Sanıklardan fırıncı İsmail Koyuncu, görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu ve orasının kendisine ait işyeri olduğunu söyledi. İsmail Koyuncu, "Ekmek teknem olduğu için orada bulunuyordum" dedi. Anne Emel Korkmaz, sanık İsmail Koyuncu’ya dönerek, "Ekmeğine kan bulaştı" diye bağırdı.

 

Sanık polis Mevlüt Saldoğan da görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu ve daha önce de orada bulunduğunu mahkemeye söylediğini belirtti. Bununla ilgili savunma da yaptığını hatırlatan sanık polis Saldoğan, "Benim zor kullanma yetkimi kullandığım kişi Ali İsmail Korkmaz değildi. Keşke görüntüler silinmeseydi de nasıl saldırıya uğradığımız görünürdü" diye konuştu.

 

1 KİŞİ SALONDAN ÇIKARILDI

 

Bu sırada sanık polis memuruna tepki gösteren bir kişi salondan çıkarılırken, Mevlüt Saldoğan mahkeme başkanına, "Ben şerefli bir polis memuruyum. Her duruşmada hakaret ediliyor. Her duruşmada aynı şey yapıldı" dedi. Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever da görüntülerdeki kişilerin kendileri olduğunu kabul ederek, İsmail Koyuncu’nun akrabaları olduğunu ve kendisini almak için orada bulunduklarını söyledi.

 

Tutuksuz sanık polis memuru Yalçın Akbulut ise görüntüdeki kişinin kendisi olduğunu kabul ettiğini söyleyerek, "Ancak bu raporu kesinlikle kabul etmiyorum. Ben sadece şahsı kovaladım. Ben kavgaya karışıp, dövmedim" dedi. Ebubekir Harlar da görüntüdeki kişinin kendisinin olduğunu ve daha önce savunmasını yaptığını anlattı.

 

SANIK POLİS: BU BANA BENZİYOR

 

Mahkeme Başkanı, Beşik Otel’de kamera kaydını kapattıran kişinin görüntüsünü göstererek, sanıklara kendilerinin olup olmadığını sordu. Tutuksuz sanıklardan polis memuru Hüseyin Engin, "Bu kişi bana benziyor ve konuyla alakalı soruşturma Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam ediyor. Otele gitmiştim ancak güvenlik kamera kaydının kapatılmasıyla ilgili kimseyle böyle bir diyalog içine girmedim" dedi.

 

Avukat ağabey Gürkan Korkmaz da güvenlik kamera görüntülerinden alınan fotoğraf görüntüsündeki kişinin Ali İsmail olduğunu mahkemeye bildirerek, "Ben ağabeyi olarak teşhis ettim. Ali İsmail yaşasaydı, kendisi de teşhis ederdi" dedi.

 

KORKMAZ AİLESİ GÖRÜNTÜLERİ İZLEMEDİ

 

Daha sonra mahkemece salonda bulunan ekrandan güvenlik kamera görüntülerinden alınan video kayıtlarını gösterdi. Video görüntüleri izlenmeden önce anne Emel, baba Şahap ve ağabey Gürkan Korkmaz ile Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan görüntüleri izlemek istemediklerini belirterek, salondan ayrıldı. Şahap Korkmaz, salondan ayrılırken, "Bizim başımız dik. Biz oğlumuzla gurur duyuyoruz" dedi.

 

Ali İsmail Korkmaz'ı duruşmada savunan avukatlardan Ayhan Erdoğan, mahkeme heyetine Uluslararası Af Örgütü'nden gözlemcinin de duruşma salonunda izleyici olduğunu hatırlattı. Bu arada mahkeme heyeti başkanı duruşmada ses kaydı, görüntü çekimi gibi konuların yasak olduğunu hatırlattı.

Dava 26 Kasım 2014 tarihine ertelenirken duruşmanın bitmesinin ardından salondakiler ‘Hepimiz Aliyiz öldürmekle bitmeyiz” şeklinde slogan atarak salonu terk etti.  Haber Foto: Cafer Zengin / Nejdet Kala