'Hayır kurumunu tamamen şirkete çevirmişler'
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, 3 yıl önce Kızılay'a ait bir otomobilin trafik kazasına karışarak bir kişinin ölümüne sebep olmasıyla ilgili olarak, 'Hayır kurumunu tamamen şirkete çevirmişler' dedi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, 3 yıl önce Kızılay’a ait bir otomobilin trafik kazasına karışarak bir kişinin ölümüne sebep olmasıyla ilgili olarak, “Hayır kurumunu tamamen şirkete çevirmişler” dedi.
3 yıl önce Kayseri-Nevşehir Karayolu’nda Kızılay aracının bir arabaya çarptığını ve çarptığı araçtaki bir kişinin ölümüne sebep olduğunu söyleyen Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, “Bir anne kocasız kalmış, 2 çocuk da babasız kalmış. ’Kızılay bir adım atar mı’ diye beklenmiş fakat yok. Kızılay’ın işleri çok yoğun olduğu için aileye bir baş salığına bile gitmemişler. Olayın sıcaklığında gitmemiş ancak 3 sene geçmiş ve hala Kızılay’dan bir başsağlığı ziyareti yok. İlk önce aile beklemiş bir adım atılmayınca mahkemeye başvurmuş. Çünkü bir ölü var ortada ve kazançsız kalan bakıma muhtaç bir aile var. Aile hukuka başvurmuş. Kızılay aracın kendisinin olmadığını iddia ederek, kaçmak istemiş. Plakadan aracın sahibi bulunmuş ve çağrılmış. Demişler ki ‘bu araç seninmiş ve bir ölüme karışmış’. O da demiş ki ‘evet araba benim ama bununla birlikte 276 tane aracı ben Kızılay’a kiraya verdim. Bunlar Kızılay’ın kullanımında ve 276 tane 3 yıllık da kiraya verdim. Kullanan onlar". Hukukta çalım atmaya çalışan, arkayı dolaşmaya çalışan, hukukun eksikliklerinden faydalanmaya çalışan ve öldürdüğü bir adamın ailesine tazminat ödemekten kaçan bir Kızılay var” şeklinde konuştu.
Kızılay’ın reklamını insanların en kötü zamanında yanlarında bulunduğunu göstererek yaptığını belirten Şahin, “Pakistan’a gittik sel baskınında yardım ettik. Afganistan’a gittik aç insanlara yardım ettik. Afrika’da susuz kalanlara yardım ettik. Kendi ülkende kendi vatandaşının ölümüne sebep oluyorsun fakat bir baş sağlığına dahi gitmiyorsun. Mahkeme bir miktar tazminata karar veriyor. Kızılay onu ödememek için bankadan teminat mektubu alıyor ve gidip, üst mahkemelere itiraz ediyor. ‘Ben bunu ödemeyeceğim’ diyor. Yani Kızılay bu işi 4-5 sene uzatmanın yolunu arıyor. Fakat ailenin avukatı 200 bin TL manevi tazminat davası açıyor. Fakat mahkeme 155 bin TL’ye hükmediyor. Kısmen kabul, kısmen ret olduğu için Kızılay’ın avukatına da vekalet ücreti çıkıyor. Aileye o tazminatı ödememek için her türlü taklayı atan Kızılay o vekalet ücreti için aileye avukat icra gönderiyor. Yani babasını öldürdüğü çocuklara icra gönderiyor. 3-5 ay oldu biz öğreneli. ‘Bu yanlış’ diyoruz. Başka ülkeye gitmenize gerek yok. Burada bir mağdur var zaten ve sizin vesilenizle mağdur olmuş. Üstelik avukatları ailenin avukatını arayıp, ‘bu parada biraz indirim yapın da olayı hemen kapatalım. Yoksa 3-4 sene sürer bu durum’ diyor. Terbiyesizliğe bakın. Hani normal bir insana bu hareket yakışmaz da Kızılay sen insanların bağışlarıyla, fonlarla ayakta duran bir kurusun. Bu hayır kurumunu tamamen şirkete çevirmişler. Bu ailenin mağduriyeti giderilene kadar her yerde her platformda hem ortamda şu çağrıyı yapacağım; ‘Kızılay’a 5 kuruş yardımda bulunmayın. Kızılay’a kan vermeyin.’ Kendi ülkemizde bir aileyi mağdur edecek kadar duyarsız bir kurum hayır kurumu olamaz” ifadelerini kullandı.