"Küçükken çakıl taşlarının arasında atom arardım"
‘Giyilebilir kalp pili’ projesi ile Türkiye’den Harvard Üniversitesi Genç Akademi Üyeliği’ne seçilen Yrd. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, Erciyes Üniversitesi (ERÜ)’nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Küçükken çakıl taşının içinde atom arardım” dedi.
ERÜ Sabancı Kültür Sitesinde düzenlenen konferansa, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Altun, öğretim üyeleri, çok sayıda üniversite ve lise öğrencisi katıldı. ‘Sıradışı Bir Hikaye: Biyoloji Eşini Bulur’ başlıklı konferansta başarı hikayesini anlatan Yrd. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, küçük yaştan beri bilime meraklı olduğunu dile getirerek, “Küçükken bir çakıl taşını parçalarına ayırıp içerisindeki atomu bulmaya çalışıyordum. Herkes bunun imkansız olduğunu söylüyormuş ama ben yine de devam ediyormuşum. Ama bu iyi bir şey, çünkü ailemin benim bilime olan merakımı anlamalarını sağlamışım. Bunun üzerine babam bana bir kitap hediye etti, Madam Curie ile ilgili. Sanırım babam Madam Curie’den etkileneceğimi düşündü ama ben kitabı okuduğumda Madam Curie yerine onun kocasına aşık oldum. Pierre Curie piezoelectric denilen çok harika bir olguyu keşfediyor. Bu olguyla birlikte 1. ve 2. Dünya Savaşında harikulade aletler yapılıyor. Biz savaşla ilgili olmayan bazı biyolojik aletler yapmaya başladık. Ben böylece fiziğe çok ilgi duydum” dedi.
“Fizik okumamın nedeni Erdal İnönü idi”
Fizik bölümünü okumaya ise bir kitap fuarında, Erdal İnönü’nün imzalayıp kendisine takdim ettiği, ‘Anılar ve Düşünceler’ kitabını okuduktan sonra karar verdiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, “Ben de sizler gibi üniversite sınavına girmeden önce kararsızdım. Sonra Kocaeli Kitap Fuarı’nda Erdal İnönü ile tanıştım ve bana ne okumak istediğimi sordu. Ben de kararsız olduğumu söylemiştim. O da bana, ‘Anılar ve Düşünceler’ adlı kitabını imzalayıp verdi, kitabı okuduktan sonra ne okuyabileceğime karar verebileceğimi söyledi. Ve ben kitabı okuduktan sonra fizik okumaya karar verdim, Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümünde eğitimime başladım” diye konuştu.
“Projelerimi sevdiğim insanların hastalıklarından esinlenerek hayata geçirdim”
‘Giyilebilir kalp pili’ projesi ile çok sayıda ödül kazanan ve en son, cilt kanserini teşhis etmek için başka bir giyilebilir teknoloji üreten Yrd. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, tüm projelerini sevdiklerinin hastalıklarından esinlenerek hayata geçirdiğini söyledi. ‘Giyilebilir kalp pili’ projesini, 28 yaşında iken kalp krizi geçirdiği için vefat eden ve hiç görmediği dedesinden, cilt kanseri hastaları için ürettiği yeni teknolojiyi ise annesinin rahatsızlığından yola çıkarak ortaya çıkardığını belirten Yrd. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, şu ifadelerde bulundu:
“Hayatımı değiştiren bir başka olay da, dedemin 28 yaşında kalp yetmezliği sonucu vefat ettiğini öğrenmemdi. Ben dolayısıyla dedemle hiç çalışmadım ve 28 yaşını hayal yaşam olarak kodladım. O yaşa gelene kadar da kalp hastaları için bir şey yapmaya söz verdim. Bebek adımlarıyla ilerliyoruz ama 28 yaşıma geldiğimde kalp projem bitmişti. MIT Technology adındaki ünlü bir dergi tarafından ‘Yılın Girişimcisi’ seçilmiştim. Aynı zamanda ‘Dünyadaki 30 Bilim İnsanı’n dan biri seçilmiştim. Bir araştırmacı için umut verici ödüllerdi ama orada durmadım ve devam ettim.”
Yeni teknoloji sayesinde cilt kanseri için biyopsiye gerek kalmıyor
“Çok yakın aile fertlerini çok genç yaşlarda farklı hastalıklar nedeniyle kaybettik. Benim yaşadığım üzüntüleri başka insanların yaşamaması için hem fizik hem biyoloji bilimini kullanarak aletler yapıyordum. Bir diğer aletimi de annem için yaptım. Cilt kanseri için yaptığımız aleti Arizona’daki 30 hasta üzerinde denedik ve aletimizin en küçük lezyonları bile yakalayabildiğini gördük. Bunu yaparken de biyopsiye gerek kalmıyor, çünkü alet sayesinde doktora lezyonla ilgili bulguları söyleyebiliyoruz”.
“İmkansız diye bir şey yok”
Gerçekten isteyen her öğrencinin kendisi kadar başarılı olabileceğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Canan Dağdeviren, “Eminim ki aranızdan bu ödülleri kazanacak kişiler çıkacak. Olmayacak bir şey değil çünkü ben de sizler gibi bu sıralardan geçtim ve ülkede eğitim aldım. Pratik anlamda belki o kadar iyi değildi ama çok iyi bir teorik eğitim aldığımı ve teorik olarak çok donanımlı bir şekilde Amerika’ya gittiğimi düşünüyorum. Ve eminim ki ileride sizler de bu fotoğrafları sizden sonrakilerle paylaşacaksınız ve bu böyle devam edecek. Olmayacak ve imkansız bir şey değil” ifadelerini kullandı.