FETÖ Davası'nda sanık olan Boydak'tan şok açıklamalar...

FETÖ Davası'nda sanık olan Boydak'tan şok açıklamalar...
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

KAYSERİ'deki FETÖ davasında  aralarında işadamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak ile Hamdi Kınaş, Necmi Somtaş ve Halit Gazezoğlu'nun da yer aldığı 68 sanığın yargılanması devam etti. İş adamları “Mağduruz, tahliyemizi istiyoruz” dedi.

 Kayseri'de Boydak Holding eski yöneticilerinin de yargılandığı davada savunma yapan Boydak Holding eski CEO'su Memduh Boydak, ise 60 yıllık aile birikimimizi bırakıp asla kaçmam. Mücadele edip kazandığımız birikimimizi geri almamız lazım. Maalesef ailemiz adına bazı algı operasyonları yapılıyor. Yapılan algı operasyonlarıyla itibarımız 5 paralık edildi” dedi.

"YAPILAN ALGI OPERASYONU, KUMPASLA İTİBARIMIZ 5 PARALIK EDİLDİ"

Boydak, "2012 yılında hesaplar konusunda yapılan işlemlerden dolayı bugün yargılanıyoruz. Ben kendime bir kod adı buldum adım (Kurban) soyadım (Günahkeçisi) ailemin kurbanı ben oldum. Bir müşterimizin internetten aldığı borsa hissesinden dolayı bugün burada biz yargılanıyoruz. Benimle ilgili kovuşturma başlayalı 3,5 sene oldu. Benimle ilgili 30 tane tanık dinlendi. 1,5 milyonluk şehirde sadece 30 tanık bulmuşlar. Diğerleri ise kaçıp gitmiş. Yurtdışına yapılan bir geziyle ilgili de uçakta beni dönemin belediye başkanı Mehmet Özhaseki yanına çağırdı. Bana üniversiteye yurt yapacak hayırseveri bulduğunu söyledi. Yurdu ise Hacı Ali Sözduyar'ın yapacağını söyledi. Bu olayla ilgili benim hiçbir dahilim söz konusu değil. Benim hakkımda Yusuf Şaşoğlu konuşmuş. Buraya geldi. Duruşmada yalan söyledi. Nuh Elmacıoğlu'da ifade verdi ama Nuh bey Amerika'da çocuklarının okuduğu okula aldığı aracı söylemedi. Buraya gelen tanıklar tutuklanacaklarından korktukları için ya yalan konuşuyorlar ya da yandan dolaşıyorlar. Bizimle ilgili Arif Budak da bir şeyler söylemiş ama 3 celsedir davaya katılmıyor. Dün de eşi Gülhanım Budak gelip burada konuştu. Emniyet Müdürlüğü'nde verdiği ifadenin tamamen tersini söyledi. Kardeşi Mehmet Konuk buraya geldi. Tanıklık yaptı. Holdingin finans koordinatörü kardeşiydi. Haklarıyla ilgili merak ettiği tüm konuları kardeşine sorsaydı. Mustafa İlter de mahkemede tanıklık yapıp Melikşah Üniversitesi'ne 125 bin lira bağış yaptığını söyledi. Eşi Berna İlter Melikşah Üniversitesi'nde bir konferansa katılmış. Benim bu konferanstan daha sonra haberim oldu. Eşi Berna İlter daha sonra beni aradı üniversitenin bazı eksiklerinden bahsetti. Bu eksiklerin giderilmesi için yardımcı olacağını söyledi. Bende şirketlerine ziyarete gittim. Onlarda şirket olarak üniversiteye bir bağışta bulundular. Gizli tanık Ali Dağı kod adlı kişinin İbrahim Düzçekiç olduğunu öğrendim. Ali Dağı ifadesinde tam 3 kere devletine güvenmediğini söyledi. Devletine güvenmeyen adam gizli tanık, biz ise burada tutukluyuz. Öyle bir ortam oluştu ki namuslular namussuz, namussuzlar ise namuslu oldu. Benim hakkımda tanıklık yapan adamlar yanımdan bile geçemezler. Ayaz kod adlı kişi ise benim sürekli Amerika'ya gittiğimi söylemiş. Evet ben sürekli Amerika'ya giderim. 365 günün en az 100 günü Amerika'ya gitmişliğim vardır. Bunu hiçbir şekilde saklamıyorum. Çünkü holding olarak Amerika'ya ihracat yapan en büyük firmalardan biriyiz. Bu işler Amerika'ya gitmeden oluyor mu sanıyorlar. Benim 5 çocuğum Amerika'da okudu. 2'si halen Amerika'da eğitim görüyor. Ben ismi geçen Mehmet Fındık'la hiçbir şekilde Amerika'ya gitmedim. Telefonumla Mehmet Fındık'ın numarası 2 kez aranmış. Benim kızımla onun kızı arkadaş olduğu için arandığı ortaya çıkmıştır. Zemheri kod alı kişinin tanıklığına gelecek olursak beni mütevelli heyeti üyeliği yaptığımı söylemiş. Evet ben Melikşah Üniversitesi'nde mütevelli heyeti üyeliği ve başkanlığı yaptım. Hiçbir şekilde bir terör örgütünün mütevelli heyetinde yer almadım ve karışmadım. Bu noktada örgüt mütevelli heyeti ile üniversite mütevelli heyeti birbirine karıştırılıyor. Bize bağlı olan yaklaşık 40 bin kişi içinde mahkeme heyeti tarafından getirilip kimi oturmaya davet ettiğimi, kimden himmet adı altında para istediğimi sorulmasını talep ediyorum. Bu davada kaybolan hayatlarımız ve ailelerimiz yargılanıyor. Vakıf üniversitelerine yardım edilmesinin suç olduğunu bugün öğrenmiş olduk. Neden tutuklu olduğumu halen bilmiyorum. Benim hakkımda hazırlanan iddianamenin içine nereden geldiği belli olmayan bir il şeması koymuşlar. Bu şemaya göre ben yöneticiymişim. Ben hiçbir şekilde böyle bir şemada bulunmadım ve yer almadım. Biz holding olarak her türlü vakfa ve derneğe elimizden geldiği kadar yardım ettik. O yüzden kimlerden talimat almışım ya da kimlere talimat vermişim bilmek istiyorum. Asla FETÖ/PDY içinde yöneticilik yapmadım. 3,5 yıldır hakkımda delil toplanıyor. Bu süre zarfı içinde somut bir delil yoksa ben neden tutukluyum. Yasal dışında hiç bir olayımız olmadı. Yıllardır yardımla anılan bir aileydik, 1 günde terör üyesi olduk. Amerika'da okuyan çocuklarıma her ay düzenli para gönderdim. Gönderdiğim bu paraları teröre gönderdiğim noktasında bağlantı kurmuşlar. 48 yıllık hayatımda trafik cezası bile yemeyen adam bir anda terör üyesi oldu. Bu anlamakta zorluk çekiyorum. Kaçma şüphem kesinlikle yoktur. Bunu hiçbir şekilde düşünmedik. Şahsım ve ailem olarak aklanmamızın peşindeyiz. 60 yıllık aile birikimimizi bırakıp asla kaçmam. Mücadele edip kazandığımız birikimimizi geri almamız lazım. Maalesef ailemiz adına bazı algı operasyonları yapılıyor. Yapılan algı operasyonlarıyla itibarımız 5 paralık edildi. Algılar bir anda gerçeklerin önüne geçti. Melikşah Üniversitesi'nde yaptığımız tüm faaliyetler yasaldır. Mütevelli heyeti olarak tek gayemiz ülkemize ve gençlere katkı sunmaktır” ifadelerini kullandı.

 “MUSTAFA ELİTAŞ VE TANER YILDIZ NEDEN ÜNİVERSİTEYİ SAVUNDULAR. ONLARDA MI SUÇLULAR”

 Savunmasında, “Maalesef ki kendimi kullanılmış ve çöpe atılmış hissediyorum. Bizden terör üyesi değil suçlu dahil çıkmaz” diyen Boydak,  “Melikşah Üniversitesi madem terör yuvasıydı Erciyes Üniversitesi neden garantör oldu. O zaman Erciyes Üniversitesi senatosu damı terörle ilişkilidir? Bu üniversitenin kurulmasına YÖK neden izin verdi. Mecliste Kayseri Bakanları olan Mustafa Elitaş ve Taner Yıldız neden üniversiteyi savundular. Onlarda mı suçlular? Buraya Cumhurbaşkanı ve YÖK üyeleri birlikte gelip açtılar. Sırtımızı sıvazladılar. Bizde iyi iş yaptığımızı sanıyorduk ama kendimizi sanık sandalyesinde bulduk. Bize kumpas kurdular. FETÖ yapılanması kumpas kurarken devlet sessiz mi kaldı? Sıtkı Baş diye bir alçak var. Bizim üniversite heyetimizin mütevelli heyetine sızmış. İkili oyunlar oynamış. Kendisiyle ilgili iddialar ortaya çıkınca istifasını ben istedim. Adamın yediği haltlardan devletin haberi yok muydu? Bizi neden uyarmadı. Sıtkı Baş bu kadar tehlikeliydi de devlet kaçmasına neden izin verdi. Bizi takip eden devlet onu neden yakalayamadı. Bizden terör üyesi değil suçlu dahil çıkmaz. Tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum”