ESTETİK YOKSUNLUĞU

 ESTETİK YOKSUNLUĞU
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Estetik teriminden ilk bahseden şahsiyet Alexander Gottlieb Baumgarten'dır. Kelime Fransızca kökenlidir. Mana olarak ise güzel üstüne düşünme sanatını ifade etmektedir. Çok geniş yelpazeye sahip bu kelime ile akıllara gelebilecek tüm alanlarda karşılaşmak pek tabidir. Hemen örnek vermek gerekirse gündelik hayatımızın herhangi bir zaman diliminde denk gelen mimari yapının ruhumuzdaki tecellisinin, Sabahattin Ali üslubunun dimağlarımızdaki tebarüzü, niyetlerimizin  eylemlerimizdeki teşekkülünün estetik kavramıyla sıkı sıkıya bir ilişkisi bulunmaktadır. Hatta hayatı yaşanılası kılan belli başlı realitelerden biridir estetik ruh. Bu kavram yaşamda ne kadar fazla zerremize hitap ediyorsa hayat o derece yaşamaya değer kılınmaktadır.  Estetik mefhumu da zaman ile arasındaki bütün bağları çözenler dahilinde, arasına gergin küslük boşluğu dizayn edilmiş vaziyettedir. Yani yıllar ilerledikçe güzellik paslanmayacak; zamanı geriye alma ihtimalimiz dahilinde de filizlenmeyecektir. Bu doğrultuda çağımızda sorun olarak gördüğüm bu yoksunluğu çağlar aşırı zihinle irdelemekte fayda görüyorum.  Modernliğin iç cephesi gelişmiş içerik, dış cephesi ise güzellikte mevzu bahis olmaktadır. Modernliğin dış cephesi bu yüzyılda geçen zaman dilimlerine nazaran çok daha hızlı değişime uğramaktadır. Mesela moda konusunda... Giyim konusunda hassas bireylerin yakından takip ettiği bu düşkünlük her yıl farklı modelleri,farklı renkleri göz önünde bulundurmakta. Bu bir tenkit değil sadece çağımızda estetiğin hızlı değişimin kanıtıdır. Bir de hakikaten değişime muhtaç, estetik damlalarının ıslatmasını bekleyen donuk görünüşler vardır: Plansız şehirleşmenin çarpıklığı. Her ne kadar çağlar aşırı bir mevzu desek de insan ecdadın yapıları ile bugünün yapılarını kıyaslıyor tarihi yapılara olan hayranlık daha ağır basıyor. Hastalıklarla boğuşan ihtiyarlamış sokakları gördükçe yaşama azmi azalıyor hatta insan onuru zedeleniyor. Sorun haline gelen trafiklere köklü çözümler bulunamayışı şehir estetiği bakımdan vilayetlerimizi sınıfta bırakıyor. Doğanın muhtelif yerlerinin iktisadi mefkure gözetilerek özelleştirilmesi, kamuya kapanması tabiat estetiğinden yoksun bırakmaktır. Bir milletin gelişmişliğini gösteren bazı ilkeler vardır. Dilin zenginliği, medeniyetlere yapmış olduğu katkılar gibi ve bu haznenin unsurlarından biri de estetik anlayışıdır. Daha yeni sıralanan olumsuzluklar estetikten uzaklaştığımızı gösteriyor ve bu hal bu milletin ruhuyla örtüşmemektedir. Toplumsal bazda estetik bireysel bazdaki estetik üzerinde de etkindir. Kimse çamurun içinde berrak su aramaz. Eğer umumi gidişat bu duygudan arınmışsa hususi olarak da bu duygu arşa yükselmeyecektir. Yani külli irade hem toplu yaşam alanlarında hem de birey statüsünde estetiği yüceltmekle mükelleftir. Böylece somurtkan yüzler ve kirlenmiş duygular yerini ümitlerle dolu neşeli simalara bırakacaktır. Bu duygunun kalplerinizden ve ruhunuzdan ayrılmaması dileğiyle güzelliklerle dolu ömür dilerim...