Eryılmaz: 'Bu Ümit Özdağ meselesi değil demokrasi meselesi'
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanmasını değerlendiren Zafer Partisi'nin Kayserili Genel Başkan Yardımcısı Fatih Eryılmaz, bir hukuksuzluk yaşandığını belirterek, 'Bu bir Ümit Özdağ, bu Zafer Partisi'nin meselesi değil, bu Türk demokrasisinin ve hukukun meselesi.' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…'
Olay ailesini ziyaret eden Zafer Partisi’nin Kayserili Genel Başkan Yardımcısı Fatih Eryılmaz, Olay mikrofonlarına çarpıcı açıklamalarda bulundu. Abdullah Öcalan'a umut hakkı vaat edip meclise davet edenlerin Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın gözaltına aldığını belirten Eryılmaz, Biliyorsunuz ayın 20'sinde Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Mersin AKP İl Kongresi'nde yapmış olduğu bir konuşmaya, Antalya'da İl Başkanları toplantımızda verdiği cevaptan dolayı Cumhurbaşkanı hakaret suçlamasıyla, yollar kesilerek, gözaltına alındı. Abdullah Öcalan'a umut hakkı vaat edip meclise davet edenler Ümit Özdağ gibi toplumun Türk Devleti'nin ve milletinin milli güvenlik politikalarıyla çalışmasıyla tanınmış birisini yolları kapatarak gözaltına aldılar. Varsa bir suç soruşturmanın Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılması gerekirken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tarafından soruşturma açılarak, gözaltına alındı. Sonrasında da gecesinde suçlamayı değiştirerek, çünkü Cumhurbaşkanına hakaret olmadığını bundan gözaltına alanlar da biliyor ve görüyorlardı. Halkı kim ve düşmanlığa sevk etmek adıyla TCK'daki bir madde üzerine Kayseri Emniyeti’nden 21.01.2025 tarihli bir raporla, Kayseri'de geçen yıl Haziran'ın sonu ve Temmuz'un ilk haftasında meydana gelen, bir Suriyelinin başka bir Suriyeli küçük yaşta kız taciz etmesine başlayan olayları sanki Ümit Özdağ tahrik etmiş gibi akla sığmaz, izana gelmez bir iddiayla Sayın Genel Başkanımızı tutukladılar.’
Tutuklanma gerekçesi Kayseri’deki olaylar
Ümit Özdağ’ın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen Kayseri’de yaşanan olaylarda Özdağ’ın iddiaların aksine sağduyu çağrısı yaptığını belirten Eryılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Şimdi Kayseri'de o olaylar başladığı zaman Sayın Genel Başkanımız beni ve iki genel başkan yardımcımızı görevlendirmişti. Biz de Kayseri'ye gelmiştik. Kayseri'ye girişimizden çıkışımıza kadar Emniyet güçleriyle ki, ben de eski bir emniyet müdürüydüm, emekli gazi bir emniyet müdürüydüm, beraber çalıştık. Onların da çok çok teşekkürlerini alarak geri döndük. Meydana gelen olaylarda 1065 kişi gözaltına alındı. Bu 1065 kişi arasında bir tane bırakın yöneticisini Zafer Partisi’nin bir tane üyesi yok. Ve Sayın Genel Başkan bu olaylar devam ederken bizi görevlendirdiği gibi yaptığı paylaşımlarda da sosyal medyada veya televizyonlarda yaptığı paylaşımlarda aynen şu şekilde yazıları mevcut: ‘Devlet bizim, polis bizim, şehir bizim, sevgili Kayserliler. Polise yardımcı olun. Bunun işleri polis halleder. Suriyeliler bu işin öznesi, suçlusu değildir. Bu işin suçlusu, bu durumu bu hale getiren hükümettir. Eğer Suriyelilerin gitmesini istiyorsanız Zafer Partisi'ne oy verin.’ diye. ‘Bu iş sokakta olmaz’ diye onlarca paylaşım, konuşmalar yaptı. Hatta olayların durulmaması üzerine sanırım 3. gün sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini hükümete yaptığı bir paylaşımla teklif etti. Bu yüzden de eleştiri aldı. Sayın Genel Başkanımız Milli Güvenlik konuları ile ilgili derin çalışmalarını belki siyasi kimliğinin bile önündedir. Yani bütün çalışmalarını Türk milletinin varlığı, bekası ve huzuru için yapmıştır. İlmi çalışmaları da bu konudadır. Siyasi çalışmalar da bu konudadır.
Şimdi bu şekilde davranan bir parti liderine, bu şekilde konuya hassasiyet ile yaklaşan başka bir parti lideri yokken bu konudan göz atına almak, hakikatleri ters yüz etmektir. Şimdi biz bunlara hukuken cevap vereceğiz, cevap verecek bir şey yok. Dayandıkları bir argüman yok. Siyaseten cevap vereceğiz, siyaseten dayandıkları bir argüman yok. Fakat biz bu işin gerçek sebebini biliyoruz. Bu hukuksuzluğun sebebi Hükümetin daha önceki sözde açılım çözüm süreci diye başlatıp memleketi çözülmeye götürdükleri 793 tane askerimizin, polisimizin hendeklerde şehit olduğu bir konuyu ısıtıp tekrar önümüze getirmeleri, Abdullah Hoca'nın meclise getirmeleri ısrarları karşısında Zafer Partisi'nin buna karşı belki de tek başına net duruşu ve bu konuda mitinglere başlamasıdır. Parti kuruldu 2,5 yıl biraz geçti. Geçen belediye seçimleri ve Cumhurbaşkanı seçimleri hiç miting yapmamıştı. Sokak çalışmaları yapmıştı. Fakat bu Abdullah Öcalan'ın mecliste daveti üzerine partimiz ilk kez önce Karaman'da sonra Antalya'da miting yaptı ve miting programımız belliydi. Antalya mitinginden sonra Sayın Genel Başkanımıza böyle saçma sapan, aklı hayale gelmez bir suçlamayla tutukladılar. Miting programımızı biz o yokken de devam ettireceğiz. O yokken de buna karşı çıkacağız. Biz buna Ümit Özdağ'a var diye değil, vatan için, memleket için karşı çıkıyoruz. O şehitlerimiz için, gazilerimiz için karşı çıkıyoruz. Bu yaşadığımız hukuksuzluğu atlatacağız. Türk milleti burada dirençli olacak, dirayetli olacak, korkmayacak. Hani İstiklal Marşı'mız’ korkma’ diye başlıyor. Biz onlardan korkmadık. Zamanında işte ‘Milletimiz bizi affetsin’ dedikleri o FETÖ beraber FETÖ'yle beraberken bunlar, onlardan korkmadık. Bu basılılardan da korkmuyoruz. Bunları da geri püskürteceğiz.’
Bu Özdağ meselesi değil demokrasi meselesi
Türk milletini Atatürk çizgisinde Türk milliyetçisi Zafer Partisi'nin öngördüğü şekilde güvenli, huzurlu, inşallah da zengin bir hale getirmek vermek için. Elimizden geleni yapacağız. Değerli Kayserili hemşerilerime çok teşekkür ediyorum. Sokakta aslında apolitik olan hemşerilerimiz bile herhangi bir partiye mensubiyet yok. Tanıştığımız zaman bakıyorum Hocamızın durumunu benim kadar biliyor. Yani vatandaş da hukukçu yapmışlar. Bunun hukuken ne kadar yanlış olduğunu sokakta bir genç ‘Bunun yatarı yokmuş’ diyor. Hani vatandaşın nasıl ekonomist yaptılar? 14.000 lira ile geçinin diye. Şimdi vatandaş hukukçu da yaptılar. Ama vatandaşın cebine para koymadılar. Vatandaşa hukuk güvenliği vermediler. Hukuki öngörüler birlikleri yok ettiler. İşte biz bu şartlarda bu siyasetimizi bütün gücümüz ile kuvvet imkanlarımızla, imkanlarımızın üstüne yapmaya çalışacağız. Bütün hemşehrilerimizden de, bütün Türk milletinden de ricamız bu sese kulak vermeleridir. Çünkü bu bir Ümit Özdağ, bu Zafer Partisi'nin meselesi değil bu Türk demokrasisinin ve hukukun meselesi. Yarın sizin çocuklarınızın meselesi. Çocuklarınız sınava girdiğinde sen kazandın, kazanamadın dediklerinde; kazananı işe almayan, kazanmayanı alan sistemi karşısında hakkınızı arayacağınız bir yer olmayacak. O yüzden bu saldırıyı burada püskürt Herkes hak ettiğini alacak, Allah'ın izni ile inşallah.’