Eğitim Sen: Bir haftada 7 eğitimci öldü, 789 öğretmen pozitif

KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) yüz yüze eğitime ara verilme kararının alındığı 12-18 Nisan tarihleri arasında, sadece 38 ilden gelen verileri paylaştı. Verilere göre 7 öğretmen hayatını kaybederken, 783 öğretmen ile bin 367 öğrencinin pozitif ve temaslı olduğunu açıkladı.

Eğitim Sen: Bir haftada 7 eğitimci öldü, 789 öğretmen pozitif
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

KESK’e bağlı Eğitim Sen 12-18 Nisan tarihleri arasında bazı eğitim kurumlarındaki Covid-19 salgın bilançosunu açıkladı. Yapılan açıklamaya göre son bir haftada yitirilen 7 eğitimciyle birlikte, 2 Mart’tan bu yana salgın nedeniyle yaşamını yitiren eğitimci sayısı 31'e yükseldi. 12-18 Nisan tarihleri arasında pozitif ve temaslı olan öğretmen sayısı 783 oldu. Bu öğretmenlerin eğitim kademelerine dağılımı ise yüzde 3'ü anaokulu, yüzde 40'ı ilkokul, yüzde 28'i ortaokul ve yüzde 25'i lise şeklinde oldu.


Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: MEB, 13 Nisan’da kabine toplantısı sonrasında açıklanan iki haftalık kısmi kapanma kararına bağlı olarak, 15 Nisan’dan itibaren “okul öncesi eğitim kurumları ile 8. sınıf ve 12. sınıflar dışında” yüz yüze eğitime ara verme kararı almıştır. Yüz yüze eğitim sürecinde yaygınca ortaya çıkan vakalar ve vefat bilgilerinin kamuoyunda duyarlılığı arttırmasının, bu kararın alınmasındaki payı büyüktür. Eğitim ve bilim emekçilerinin, aşılanma sürecinin bir an önce başlatılması için gösterdiği çabalar sonucunda nihayet aşı randevuları da açılmıştır. “İlkokul ve okul öncesi kurumlarda bulunan öğretmenler, psikolojik danışmanlar, okul yöneticileri ve okul çalışanlarının sistem tanımlamalarıyla birlikte aşı için randevu alabileceği” resmi olarak duyurulmuş ve “Şu ana kadar 425 bin 430 çalışma arkadaşımız aşı randevusuna dâhil edilmiştir. Sağlık Bakanlığı, aşı tedarik süreciyle bağlantılı olarak tüm öğretmenlerimiz, psikolojik danışmanlarımız, okul yöneticilerimiz ve okul çalışanlarımız için planlama yapmaktadır.” bilgisi paylaşılmıştır. Bu gelişmeler olumlu olmakla birlikte geçmişte yaşanan sorunların yeniden yaşanmaması için tüm eğitim emekçilerini hızlı ve yaygın bir şekilde aşılamanın devreye sokulması kaçınılmazdır. Tüm kademelerde yeniden yüz yüze eğitime geçebilmek için mevcut aşılama ve randevu sayılarıyla yetinilemeyeceği ortadadır. İki hafta içinde tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanması ve zamanı geldiğinde ikinci dozların yapılmasıyla birlikte uzaktan eğitime geçme tartışmaları sonlanacaktır.

AĞIR BİR TABLO İLE KARŞI KRŞIYAYIZ

Bu hafta yayınlayacağımız vaka tablosunun son olmasını istiyoruz. Ancak biliyoruz ki bu isteğimiz tedbirlerin hızla ve yaygınca hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Yüz yüze eğitime ara verilme kararının alındığı 12-18 Nisan haftasında ne yazık ki 7 eğitim emekçisini kaybettik. Her biri bir değer, bir can olan bu eğitim emekçilerinin yakınlarına ve eğitim camiasına baş sağlığı diliyoruz. 2 Mart’tan bu yana tutmuş olduğumuz kayıtlara göre, salgın nedeniyle yaşamını yitiren eğitim emekçilerinin sayısı 31’i bulmuştur. 12-18 Nisan haftasında pozitif ve temaslı olan öğretmen sayısı 783 olmuştur. Bu öğretmenlerin % 3’ü anaokulu, % 40’ı ilkokul, % 28’i ortaokul ve % 25’i lise öğretmenidir. Pozitif ve temaslı olan öğrenci sayısı 1.367’dir. Bu öğrencilerin % 2’si anaokulu, % 30’u ilkokul, % 28’i ortaokul, % 38’ilise öğrencisidir. Yardımcı-hizmetli ve personel sayısı ise 131’dir. Bu rakamlar sadece 38 ilden gelen rakamların toplamıdır. Bu kısıtlı sayılar bile ne kadar ağır bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir.


TEDBİRLER AKSATILMAMALI, YENİ HATALAR YAPILMAMALIDIR
Pandemi devam ederken yüz yüze eğitime geçebilmek önemli bir hazırlığı gerektirmektedir. Ancak bu hazırlıklar yeterince yapılmadan, 2 Mart’tan itibaren her yerde başlatılan yüz yüze eğitim süreci her hafta vakaların patladığı ve vefatların yaşandığı bir sürece dönüşmüştür. En öncelikli tedbirleri hayata geçirmeden, artık normalleşmişiz gibi yüz yüze eğitim kararı alıp öğrenci ve öğretmenleri okula çağırmanın sonuçları ağır olmuştur. Salgının yayılım hızı dikkate alındığında, bir yıla yakın süren uzaktan eğitim sürecinde ekonomik, sosyal, psikolojik ve fiziki hazırlıklar tamamlanabilecekken, tüm uyarı ve önerilerimize rağmen bu tedbirler alınmamıştır. Yüz yüze eğitime geçmeden önce eğitim alanı aşı takviminde öncelikli sırada planlanmış olsaydı ne vakalar ve vefatlar bu düzeyde olurdu ne de yüz yüze eğitime ara verilmek zorunda kalınırdı. Şimdi dönüp dolaşıp yine başa gelinmiştir. Çok daha ağır bir salgın süreciyle karşı karşıya olmamız, mutasyonlu virüsün çocuk ve gençlerde de ağır etkide bulunması, bir hatayı daha kaldıramayacaktır.


MEB BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİRMELİDİR
MEB’in sürece bakış açısını değiştirmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Sağlık alanı gibi eğitim alanı da hükümetin ekonomi önceliğine kurban edilemeyecek bir alandır. Yeterli kadro istihdamı ve fiziki iyileştirmeler mevcut bütçe ile hayata geçirilemez. Öğretmen açığının kapatılması, yardımcı hizmetli personel istihdamı, maske ve hijyen malzemelerinin sağlanması, seyreltilmiş sınıflar, yeni öğretmen odaları, yeni öğretmen ve öğrenci tuvaletleri ve diğer fiziki düzenlemeler için acilen eğitime ek bütçe oluşturulması gerekmektedir. Ek bütçe yüz yüze eğitim için mutlak bir gerekliliktir. Eğitimde salgının etkilerini takip edebilmek, çok boyutlu değerlendirmeler ve çözüm yolları üretebilmek için bakanlık yetkililerinden, bilim insanlarından, sendika temsilcilerinden, veli dernekleri temsilcilerinden oluşan bir kurul oluşturulmalı ve bu kurul düzenli bir şekilde toplanarak kararlar alabilmelidir. Ülkemizde sınav süreçleri dershaneler, etüt merkezleri ve özel okullarla ayrı bir ekonomik sektöre dönüşmüş durumdadır. Eğitimin ticari bir alana dönüştürülmüş olması MEB’in de kendisini buna göre ayarlamasını beraberinde getirmektedir.  Sınav odaklı bu bakış açısından çıkılmadan nitelikli, kamusal, sağlıklı ve güven içinde bir eğitime kavuşmamız mümkün olmayacaktır. Önceliğimizin öğrencinin üstün yararı olduğu unutulmamalıdır. Salgın bulaş riski yüksek yaş grubunda olan 8. ve 12. sınıfların bu koşullarda bile sınava hazırlık yaklaşımıyla yüz yüze eğitime devam ediyor olması öğrencilerin sosyal, psikolojik ve akademik yararına değildir. Bu sınıfların olduğu okullarda hizmet üreten eğitim emekçilerinin halen aşılanmasına başlanmadığı düşünüldüğünde, güven duygusu içinde bir eğitim ortamının olmadığı açıktır. Öğrencilerimizin üstün yararı için yapılması gereken, aşı tedbirinin iki hafta içinde büyük oranda tamamlanması, eşitsizliklerin giderileceği bir telafi programı ve müfredat düzenlemesiyle birlikte LGS ve YKS sınavlarının uygun bir tarihe ertelenmesidir. Eğitim Sen, üyesi olsun olmasın tüm eğitim emekçilerinin taleplerinin savunucusudur. Salgın döneminde sağlıklı ve güvenli bir eğitim için tüm eğitim emekçilerinin “hemen şimdi aşı” talebinin mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz. Bu çabamız aynı zamanda öğrencilerimizin bir an önce yüz yüze eğitime geçmesi ve eğitimde yaşanan kaybı en aza indirmeye dönük bir çaba olarak görülmelidir.