ECZANEYE KİŞİSEL VERİ DAVASI
Kayseri’de yaşayan Yıldıray Şimşek, depresyon tedavisi gördüğüne yönelik kişisel bilgilerini bir miras davasında delil olarak kullanılması amacıyla başkasına veren eczane ve sorumluları hakkında ayrı ayrı 100 bin liralık tazminat davası açtı. Genel Sağlık Sigortası ile hastaneler arasında fatura bilgilerini elektronik ortamda toplamak amacıyla kurulan MEDULA’nın sağlıklı olmadığını ve birçok kişinin özel hayatına ilişkin bilgilerin de tehdit altında olduğunu iddia eden Şimşek, “Bu konuda yaşanan mağduriyetlerin ardından birçok intiharın olduğu ifade ediliyor. Amacım benim başıma gelen olayın başkalarının başına da gelmesini önlemek. Bir eczacı çırağının bile özel hayata ilişkin bilgilere ulaşıyor olması düşündürücü” şeklinde konuştu.
Kayseri’de yaşayan ancak aslen Sivas-Gürünlü olan astsubay emeklisi 46 yaşındaki Yıldıray Şimşek, 2002 yılında babasını ardından 2003 yılında da kendisinin de otomobil içerisinde yer aldığı trafik kazasında 3,5 yaşındaki oğlu Mert Şimşek’i kaybetti. Art arta yaşadığı bu olayların ardından zor günler geçirdiğini ve depresyon tedavisi gördüğünü ifade eden iki çocuk babası Şimşek, 20 yıl çalıştığı Deniz Kuvvetleri’ndeki görevinden de 2006 yılında malulen emekli edildiğini söyledi.
“MEDULA GÜVEN VERMİYOR”
Yaşadığı bu olayların ardından Gürün’de 2011 yılında hayatını kaybeden dedesinden kalma bir evle ilgili olarak Halası Asya Bozkurt ve Amcası İbrahim Şimşek ile arasında miras davasının başladığını belirten Şimşek, konuyla ilgili olarak Gürün Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 2011 yılının ekim ayı içerisinde dava açıldığını dile getirdi. Şimşek, şöyle konuştu: “2011 yılında dedem vefat edince babamdan doğan hakkımı almak için dava açtım. Ancak halam ve amcam benim deli olduğumu iddia ettiler ve mahkemeye bir eczaneden MEDULA sisteminden elde edilen bilgisayar çıktısını delil olarak sundular. Eczane aracılığıyla, sistemden benim ilaç kullanım raporlarımı gösterir çıktığı almışlar. Aldıkları eczanenin ismini de korumak için kapatmışlar. Bu çıktığı delil olarak mahkemeye sunmakla kalmadılar aynı zamanda toplum içerisinde beni deli olarak gösterdiler. Kullandığım ilaçlar deli hastalığı için değil, ruhsal çöküntü yani acı hastalığı içindi. Bunu görmezden gelerek mahkemeye vasi atanmasını talep ettiler”
İlgili mahkemenin devam ettiğini dile getiren Şimşek, yaşadığı bu olayın ardından toplum içerisinde de zor durumda kaldığını belirtti. Mağdur olduğunu söyleyen Şimşek, bunun üzerine Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sorumlular hakkında 100 bin liralık tazminat davası açtığını kaydetti.
“BENİ ÇEVREME REZİL ETTİLER”
Şimşek “Beni kızıma, oğluma, köye, çevreme rezil ettikler. Bu sadece benim sorunum değil Türkiye’nin sorunu. Konuyla ilgili olarak görüştüğüm bazı doktorlar, sağlık bilgilerinin alınıp, insanların şantaja maruz kaldığını da ifade ediyor. Hatta bu nedenle birçok genç kızın intihar ettiği de belirtiliyor. Çünkü verileri elde etmek çok basit. Bir eczacı çırağı bile kimlik numarasıyla istenilen tüm bilgileri elde edebiliyor. Devletin burada açığı var ve devlet insanların kişisel verilerini koruyamıyor” şeklinde konuştu.
DAVAYA FİNLANDİYA ÖRNEĞİ
Yaptığı araştırmalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Finlandiya Hükümetini, bir hemşirenin gizli tıbbi kayıtlarını yeteri ölçüde koruyamadığı ve güvenliğini sağlayamadığı için, vatandaşının kişisel verilerini korumakta ihmali olduğu gerekçesiyle 34 bin EURO ödemeye mahkûm ettiğini belirten Şimşek, yaşadığı sorunun da o davayla aynı olduğunu ve sonuna kadar hakkını arayacağını kaydetti. Şimşek, “Bu sadece benim sorunum değil. Ben aynı zamanda örnek bir dava olmasını istiyorum. Sağlık verileri bu kadar kolay elde edilmemeli ve korunmalıdır. Bu konuda intihar eden şantaja maruz kalan insanlar var, yazık değil mi? İnsanlarda, devlette bilinçsiz. Özel hayata ilişkin veriler mutlaka korunmalıdır ve devlet üzerine düşeni yapmalıdır” dedi.
“REFERANDUM İLE ANAYASAL GÜVENCE ALTINA ALINAN ÖZEL BİLGİLER KORUNAMAMIŞTIR”
Şimşek’in avukatı olan Niyazi Ünalmış ise 2010 yılında gerçekleştirilen Anayasa referandumuna atıfta bulunarak, “Müvekkilimin deli olduğu ileri sürülmüş ve bu konuyla ilgili olarak da kullandığı ilaçlara dair raporlar mahkemeye sunulmuş. Bu eylem suçtur. Temmuz ayında Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Bu verileri veren eczanenin bulunmasını istedik. Eczanenin Bolu’da olduğu tespit edildi. Müvekkilimin davalı olduğu halası da Bolu’da oturuyor. 2010 yılında referandum ile yapılan değişiklikle Anayasanın 20. Maddesinde ‘Özel hayatın gizliliği ve korunması’ yeniden düzenlenmiştir. Yani bu bilgiler Anayasal güvence altına alınmıştır. Ne yazık ki, bu durumu ihlal edenler var. Özel hayatına ilişkin verileri yayılan müvekkilim mağdur. Biz de bu konunun Türkiye’de örnek teşkil etmesi için suç duyurusunda bulunduk. Hem verileri elde edenler hakkında hem de bu veriyi veren ilgili eczane hakkında ayrı ayrı 100 bin liralık tazminat davası için gerekli olan çalışmayı başlattık ” şeklinde konuştu. Diğer yandan Ünalmış, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da yayımladığı tebliğ ile sağlık verilerinin gizli olduğunu ve bu verilere ulaşan ve hukuka aykırı şekilde yayanların, başkasına verenlerin de Türk Ceza Kanunu’nun 136. Maddesine göre suç işlediklerini apaçık gizler önüne serdiğini ifade etti. Haber/Foto: Cafer ZENGİN