Dövizdeki dalgalanma fırsatçılığa mı dönüşüyor?
Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanmalarla ilgili olarak işletmelerin kendi itibarlarını nasıl zedelediğini açıkladı. Detaylar haber bülteninde...
Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, artan enflasyon ve döviz kuru dalgalanmalarının vatandaşın alım gücünü olumsuz etkilemeye devam ettiğini ifade ederek, bazı işletmelerin bu durumu fırsat bilerek gerçekleştirdiği fahiş zamların hem tüketiciyi mağdur ettiğini hem de işletmelerin uzun vadeli itibarını zedelediğini söyledi.
Profesör Boztosun yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Günümüzün en yakıcı ekonomik sorunlarından biri olan enflasyon, döviz kurundaki dalgalanmalarla birlikte vatandaşın cebini ve geleceğini derinden sarsmaya devam ediyor. Bu sarmalın yarattığı belirsizlik ortamında, ticari hayatta kendini gösteren ahlaki erozyon, sorunun vahametini daha da artırıyor.
Döviz kurlarındaki hızlı yükselişler, ithal girdi kullanan birçok sektörde maliyetleri artırıyor. Bu durum, kaçınılmaz olarak mal ve hizmet fiyatlarına yansıyor ve enflasyonist baskıyı körüklüyor. Ancak bu noktada, bazı işletmelerin etik sınırları zorladığına üzülerek şahit oluyoruz. Dövizdeki artışı bahane ederek, maliyetlerindeki artışın çok ötesinde fahiş zamlar yapmak, stokçulukla yapay kıtlık oluşturmak ve bu durumdan haksız kazanç elde etmeye çalışmak, sadece tüketicinin değil, uzun vadede işletmelerin de itibarını zedeliyor.
Oysa ticaret, güven ve adalet esasına dayanır. Alıcı ile satıcı arasındaki dürüst ilişki, ekonomik istikrarın da temelini oluşturur. Döviz kurundaki oynaklığın yarattığı bu zorlu ortamda, ticari aktörlerin daha da dikkatli ve sorumlu davranması beklenir. Maliyetlerdeki gerçek artışları şeffaf bir şekilde yansıtmak, spekülatif fiyatlandırmadan kaçınmak ve uzun vadeli müşteri memnuniyetini ön planda tutmak, ahlaklı ticaretin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Devletin enflasyon ve döviz kuru istikrarını sağlama çabaları kadar, işletmelerin sergileyeceği ahlaklı duruş da hayati önem taşıyor. Rekabetin adil olması, tüketici haklarına saygı duyulması, fiyatlandırmada şeffaflık ve dürüstlük ilkelerine bağlı kalınması, bu ekonomik girdabın toplumsal maliyetini düşürecektir. Aksi takdirde, dövizdeki her yükselişin fırsat bilinerek yapılan orantısız zamlar, toplumun ekonomik dengesini bozacak ve güven ilişkisini zedeleyecektir.
Unutmamalıyız ki, ekonomik zorluklar karşısında gösterilecek ahlaklı davranışlar, sadece bireysel vicdanımızı rahatlatmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirir ve ekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesine katkı sağlar. Vicdan terazisi, sadece kur farklarını ve fiyat etiketlerini değil, aynı zamanda insanlığı ve adaleti de tartmalıdır. Enflasyon ve döviz kuru sarmalıyla mücadele sadece ekonomik bir politika meselesi değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. Bu zorlu süreçten alnımızın akıyla çıkmak, hepimizin ortak gayretiyle mümkün olacaktır.