Döneminin yükseköğrenim kurumuydu! 'Hamidiye' ismini neden aldı

2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen tarihi medrese yapıldığı dönemde öenmli bir eğitim merkeziydi. Detaylar Kayseri Olay Gazetesi olarak hazırladığımız Kayseri haber bültenimizde…

Döneminin yükseköğrenim kurumuydu! 'Hamidiye' ismini neden aldı

Kayseri’nin Develi İlçesi Şıhlı Mahallesinde II. Abdulhamid Han döneminde 1893/1894 tarihlerinde yaptırılan Şıhlı Hamidiye Medresesinin tarihi servüvenini Develili Araştırmacı Yazar Nezir Ötegen "Arşiv belgeleri ışığında Şıhlı Hamidiye Medresesi ve Es Seyyid Kılınçzade (Kılıçlı) Ali Rıza Efendi" başlığıyla derledi.
2006 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen ve 21 hücre ve üç dershane bulunan Şıhlı Hamidiye Medresesi dönemin önemli eğitim merkezlerinden bir olmuş 1904 yılında 94, 1905 te 100 1906 da ise 120 öğrenci öğrenim görmüştür.

1893/1894 tarihlerinde yaptırılan Şıhlı Hamidiye Medresesi’nin geçmişini derleyen Develili Araştırmacı Yazar Nezir Ötegen’in yazısı şu şekildedir:

Döneminin yükseköğrenim kurumuydu! Neden 'Hamidiye' ismini aldı

“Arşiv belgeleri ışığında Şıhlı Hamidiye Medresesi ve Es Seyyid Kılınçzade (Kılıçlı) Ali Rıza Efendi

Sultan II. Abdülhamid’in devlet hayatını ilgilendiren çok çeşitli alanlarda yaptığı  çalışmalar, ona atfen “hamidiye” olarak adlandırılmıştır. 
Şıhlı Hamidiye Medresesi de bunlardan biridir. Hamidiye Medresesi II. Abdülhamid’in eğitimi tabana yayma çalışmasının bir sonucu olarak inşa edilmiştir. II. Abdülhamid’in eğitim alanında yaptığı yenilikler genelde modern eğitim olarak nitelendirilir. 

Medrese inşa edilirken Şıhlı, Adana ili Feke ilçesine bağlıydı 

Hamidiye medresesinin yapıldığı dönemde Şıhlı idari açıdan Feke Kazasına bağlıydı. Belgelerde bu idari yapı yukarıdan aşağıya şu şekilde sıralanmaktadır;  “Adana Vilayeti, Kozan (Sis) Sancağı, Feke Kazası, Şeyhli (Şıhlı) Karyesi”
(BOA. İ. HUS. 134-4) Coğrafi ve iklim şartlarına bağlı olarak yöre halkı Feke kaza merkezine ulaşmakta güçlük çekiyordu. Bundan dolayı Şıhlı ve havalisindeki ahali her türlü ihtiyacını Develi’den karşılama yoluna gitmiştir. 
Halkın istekleri de göz önünde bulundurularak Şurayı Devletin aldığı bir karar gereğince 1908 yılı itibarıyla Rum nahiyesi ve nahiyeye bağlı yerleşim birimleri Develi kazasına bağlanmıştır (BOA. DH. MKT. 2768-41). 
Bu gelişmeler sonucunda Şıhlı Hamidiye Medresesi de Develiye bağlı bir eğitim kurumu haline gelmiştir. 

Medresenin inşaatı 

Adana Vilayet Meclisi ilgili keşfin sonuçlarını Hâzine-i Hâssa-i Şâhaneye bildirmiş, hazine de ilgili meblağın kullanımına izin verilmesi için padişahtan izin  istemiştir. Belgenin altına düşülen tarih (Rumî) 24 Mayıs 1309/ (Miladi) 5 Haziran 1893’tür (BOA. HH. İ. 84-45). 
Talep edilen paranın tahsis edilip kullanılması için R. 28 Mayıs 1309/M. 9 Haziran 1893’te izin verilmiştir (BOA. HH. İ. 84-45). 
Bu bilgilere istinaden kitabe de belirtilen 1309 tarihi hicri değil rumi olarak alınmalıdır ki miladi karşılığı 1893/1894’tür. 

Döneminin yükseköğrenim kurumuydu! Neden 'Hamidiye' ismini aldı

Medresenin kitabesi 

“Fahrü'l-mülûk Hazret-i 'Abdü'l-hamîd Han
Ol sâye-i huceste-i eltâf-ı Kirdigâr
Hazırladı ulûm u fünûn vesâitin
Her sınıf ahaliye o şeh-i ma'delet-şi'âr
İkdâmı sâyesinde o şâh-ı mu'azzamın
Dâru'l-ulûm şöhretini aldı her diyâr
Ez cümle işbu medreseyi ehl-i ilm içün
Bünyâd-ı adl u dâd gibi kıldı pâyidâr
Tarihi çıkdı evc-i semâvâta Feyziyâ
Bânîsidir bu medresenin şâh-ı kâmkâr
Günümüz Türkçesine çevirisi “Hükümdarların övüncü Hazreti Abdülhamid han ki o, Allah’ın lütuflarının uğurlu gölgesidir. O adaletiyle tanınmış padişah, halkın her sınıfı için, ilimlerin ve fenlerin vasıtalarını hazırladı. O yücelik sahibinin gayretleri sayesinde memleketin her yeri bir ilim yurdu şöhretini kazandı. Bu medreseyi de ilim adamları için adalet binası gibi sonsuza kadar payidar kalacak şekilde yaptırdı. Ey Feyzî tarihi  göklerin zirvesine çıktı. Bu medreseyi yaptıran mesut olan padişahtır. Sene 1309”

Medrese ile ilgili basılı evraklar 

Hamidiye Medresesi hakkında bilgi veren ilk basılı kaynak H. 1309 tarihli Adana Vilayet salnamesidir.
Salnamedeki medreseye ilişkin bilgi şöyledir. “Memâlik-i mahrûse-i şâhânelerinin her kûşesini envâ-i hayrât ve meberrât ile ânbean ihya buyurmakta olan Halife-i Farûk Siret, velînîmet bi minnet Gazi Sultan Abdülhamid Han-ı Sâni Efendimiz Hazretleri bu kaza dâhilinde vâki Şeyhli karyesine bir mâ-i leziz icrâsıyla beraber mükemmel ve müteaddid hücreleri şamil birde medresenin inşâ ve ikmaline ceyb-i hümâyun-ı mülâkânelerinden miktar-i kâfi meblaiğ ihsan buyurmasıyla emr-i inşâât derdest-i ikmaldir” (Salnâme-i Vilâyet-i Adana, 1309: 151)

Döneminin yükseköğrenim kurumuydu! Neden 'Hamidiye' ismini aldı

Medrese Müderrisi Kılınçzade (Kılıçlı) Ali Rıza Efendi

Müderris Ali Rıza Efendi, “İsmim Ali Rıza Efendidir ve lakabım Kılınçzadedir, Şıhlı karyesinde inşâ olunan Hamidiye medresesinin bâ irâde-i seniyye müderrisiyim ve mezkur karyede mutavattınım” (BOA. ML. EEM. 69. 1-5), demek suretiyle kısaca kendisini tanıtmaktadır.
Bazı belgelerde “Kılıçlı Ali Rıza Efendi” veya “Şeyh Efendi” şeklinde de anılmaktadır (BOA. ML. EEM. 69. 1-5 ). 
Medrese ile ilgili resmi yazışmalarda ise isminden önce fazilet sıfatı getirilip “Müderris Faziletlü Ali Rıza Efendi” şeklinde yazılmıştır (BOA. ML. EEM. 645-37). 
Hamidiye Medresesi müderrisi sıfatıyla onayladığı bazı belgelerin altında yer alan mührünün üzerinde “es-Seyyid Ali Rıza” yazısı okunmaktadır ki, bu ibare kendisinin seyyid olduğuna delalet eder (BOA. ML. EEM. 69. 1-5).
İlmine izafeten halk arasında “Büyük Hoca” olarak anılmıştır. Müderris Ali Rıza Efendiye aylık 250 kuruş maaş tahsis edilmiş ve Hazine-i Hassa-i Şahaneden karşılanmıştır (BOA. ML. EEM. 549.95.14.).
Şıhlı karyesinde doğan Ali Rıza Efendi küçük yaşta Kur’an-ı kerim eğitimi aldı.
1868-1880 yılları arasında Kayseri’de medreseye devam etti. Medreseden icazet aldıktan sonra köyüne döndü. Dini konularda halkı aydınlatmaya çalıştı. 1883’te İstanbul’a giden Ali Rıza Efendi, burada ulema ile tanıştı ve çeşitli camilerde vaazlar verdi. Verdiği vaazlar ilgi ile karşılandı (Işık, 2015:189). 
Devrin padişahı II. Abdülhamid’in huzuruna çıktığı, padişahın Yıldız Camiinde irad ettiği vaazını çok beğendiği için bir dileğinin olup olmadığını sorması üzerine, “köyüme bir medrese yaptırıp ehl-i sünnet yoluna hizmet etmek isterim” diyerek dileğini padişaha arz ettiği rivayet edilmektedir (Satoğlu, 2002: 260).
Bu istek karşısında Padişah da nakdî ihsanda bulunup Hazine-i Hassa-i Şahaneden Şıhlıya bir medrese yapımı için para tahsis etmiştir. 
Bu parayla Kılıçlı Hoca, nezaretinde Şıhlı’ya bir medrese ve üç çeşme inşa edilmiştir. Medresenin adı II. Abdulhamid’e izafeten “Hamidiye Medresesi” olmuştur (Işık, 2015:189).
Medresede başta Şıhlı olmak üzere civar köy, nahiye ve kazalardan onlarca öğrenci öğrenim görerek icazet aldılar.

Medresedeki öğrenci sayısı

Medresedeki öğrenci sayısı Müderris Ali Rıza Efendinin beyanına göre medresede 21 hücre ve üç dershane bulunmaktadır. 
Her bir hücre altı öğrencinin iskanına kafi gelmektedir. Dört oda dershanede ise yedişerden 28 toplam 154 öğrenci iskan edilebilmektedir. 
1904 yılında 94, 1905 te 100 1906 da ise 120 öğrenci öğrenim görmüştür. Bazı medreseler sıbyan mekteplerinin üstünde ortaokul ve lise düzeyindeki çocuklara eğitim vermiştir. Medresede bulunan bazı öğrencilerin askerlik celbi gelmesi üzerine Feke’deki askerlik şubelerine gitmelerinden Şıhlı Hamidiye medresesinin yükseköğrenim düzeyinde bir eğitim kurumu olduğu anlaşılmaktadır. (BOA. ML. EEM. 69. 1)
Prof.Dr.Recep Özkan,
Doç.Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Süme, Ali Orhan
Derleyen Nezir Ötegen 10.12.2023 Develi”