Develi'de hayatın son durağı kursuna yoğun ilgi!

Develi Halk Eğitim Merkezi, İlçe Müftülüğü ve Develi Devlet Hastanesi işbirliğiyle son iki yılda düzenlediği 11 farklı gassallık kursuna toplamda 222 kişi katıldı. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haber bülteninde…

Develi'de hayatın son durağı kursuna yoğun ilgi!

Develi Halk Eğitim Merkezi, İlçe Müftülüğü ve Develi Devlet Hastanesi işbirliğiyle son iki yılda düzenlediği 11 farklı gassallık kursuna toplamda 222 kişi katıldı. 2025 yılında da 25 kişinin daha bu kursa başvurması, ilçede ilginin arttığını gösteriyor.

Develi'de hayatın son durağı kursuna yoğun ilgi!

Kursların amacı, hem kadın hem de erkek kursiyerlere cenaze yıkama konusunda gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak. Böylece, herkesin en azından kendi yakınlarının cenazelerini yıkama konusunda bilinçli ve yetkin hale gelmesi hedefleniyor.

Develi'de hayatın son durağı kursuna yoğun ilgi!

Kurslarda neler öğretiliyor?

Kurslarda sadece cenaze yıkama teknikleri değil, aynı zamanda dini bilgiler de kursiyerlere aktarılıyor. Bu sayede kursiyerler, hem dini vecibeleri yerine getirirken hem de dine uygun şekilde cenaze yıkama işlemini gerçekleştirebiliyorlar.

Develi'de hayatın son durağı kursuna yoğun ilgi!

Ölüm anında ve ölümün gerçekleşmesinden sonra nasıl hareket edilmelidir?

  • Ölen bir Müslüman’ı yıkamak, kefenlemek, cenaze namazını kılıp defnetmek Müslümanlar için farz-ı kifâyedir. Kişinin ölüm anı, dünya hayatından ebedi hayata irtihalinin dünyadaki son anlarıdır. Bu anlarda kişinin (muhtazarın) yanında olup aşağıdaki hususların dikkatle yapılması gerekir:
  • Ölüm anı yaşayan kişiye (muhtazara) yönelik davranışlar
  • Ölüm anında (sekerat hâlinde) olan kişiye nazik ve kibarca seslenilmelidir.
    Rahatsız edici bir ortam oluşmamasına azami dikkat edilmelidir. 
    Muhtazarın yanında bulunanlar saygı ve hürmette kusur etmemelidir.
    Eğer ortam müsait ve uygunsa hakların helalliği dilenir; kendi haklarının helal edildiği tebliğ edilir.
  • Kur’an okuyup dua edilmelidir, muhtazarın yanında Yâsîn ve Ra’d surelerini okumak müstehaptır.
  • Dünyanın geçici, ahiretin ise ebedi yurt olduğunu, Allah (c.c.)’un sonsuz rahmet ve merhamet sahibi, bağışlayıcı olduğu hatırlatılıp ölüm anındaki korkunun azaltılması sağlanır.
  • Ölüm anının yaklaştığı hissedildiğinde muhtazarın sevdiği bir kişi tarafından sakin ve latif bir sesle kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet cümlelerinin tekrarlanması ve hatırlatılması gerekir. Ona “Sen de söyle.” denmemeli, sadece yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet okunmalıdır.
  • Bir hadîs-i şerifte “Kimin son sözü ‘lâ ilâhe illallah’ olursa, o kişi cennete girer.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 16) buyurulmuştur. Ölümü yaklaşmış kişiye kelime-i tevhid telkin edilmesi sünnettir (Müslim, Cenâiz, 1). Bu telkin, tövbeyi de içine alacak şekilde yapılabilir.
    Kişinin ölüm anında çok şiddetli susaması olabilir. Onun için de ağız ve dudaklarının sulandırılması ve kuruluğun giderilmesi tavsiye edilir.

Ölüm anından sonra meyyit henüz uzanmış durumda iken yapılması gerekenler

  • Ölenin vücudu sertleşmeden önce hafifçe çenesinin bez türü bir iple bağlanması, gözlerinin kapatılması, elleri, ayakları ve kollarının düz bir şekle getirilmesi gerekir. Ayakların tekrar açılmaması için baş parmakları uygun bir şekilde iple bağlanabilir. Cenaze bekleyecekse şişmemesi için vücudu üzerine metal konulabilir.
  • Bunları yapan kişi şu duayı da okuyabilir: Allah’ın adıyla ve Resûlullah’ın dini üzere… Ey Allahım, onun işini kolaylaştır ve sonrasında güçlük gösterme. Onu, cemalinle mutlu eyle. Gittiği yeri, ayrıldığı yerden daha hayırlı eyle.”
  • Ölümün gerçekleşmesinden sonra meyyitin elbisesi çıkartılır; üzeri temiz bir örtü ile kapatılır.
  • Ölümün gerçekleşmesinden sonra meyyit yıkanana kadar onun yanında Kur’an okunmaz. Zira mekruhtur. Fakat başka bir odada yüksek sesle okumak mekruh olmadığı gibi; ölünün bulunduğu odada içinden Kur’an okumakta da bir sakınca yoktur.
  • Meyyitin yakınları, ölümün gerçekleştiğini, defin ve yıkama ile ilgilenecek kişileri, geciktirmeden hızlıca bildirmelidirler. Eğer yıkama, defin ve sair işlemlerin başlanmasına resmî makamlarca henüz müsaade edilmemiş ise resmî makamların izninin beklenmesi gerekir.

Vefat edenin yıkanması ve defne hazır hâle getirilmesi meyyitin (ölünün) yıkanması

  • Ölen erkek veya kadını, bedenleri örtülecek şekilde kefenlemek farzdır. İnsanın ölüsü de saygıya layıktır. Bu saygı bir yönüyle, ölünün yakınlarına bir teselli mahiyeti taşıdığı gibi ölümün hiçlik olmadığını anlatmak amacına da yöneliktir. O ölmüştür, fakat yine insandır; bu dünya açısından ölmüştür, fakat başka bir âlem için yeniden doğmuştur. Ölünün âdeta yeni doğmuş bir çocuk gibi yıkanması, bir yönüyle bu yeniden doğuş olayını sembolize etmekte, bir yönüyle de bu fâni yolculuğun yani dünya hayatının kendisi üzerinde bıraktığı kir, toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir. Bu yıkamanın ardından, yeni doğan çocuğa giydirilen zıbın misali kefene sarılır ve büyük bir ihtimamla beşiğine indirilir.
  • Bir ölüyü ona en yakın olan biri veya takva sahibi güvenilir bir kimse yıkamalıdır.
  • Meyyitin yıkanmasi farz-ı kifâyedir. Yanmış, boğulmuş, şişip dağılmış olanlara abdest aldırmaya gerek yoktur; üzerlerine sadece su dökmekle yetinilir.
  • Ölmüş bir Müslüman’ın başı ile beraber vücudunun çoğu bulunuyorsa yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Fakat başsız olarak yalnız vücudun yarısı bulunsa veya gövdesinin çoğu kaybolmuşsa yıkanmaz, kefenlenmez ve üzerine namaz kılınmaz. Bir beze sarılarak gömülür.
    Cenazenin gereksiz ve sebepsiz yere geciktirilmemesi için meyyitin bir an önce yıkanması, kefenlenip hazırlanması müstehaptır.
  • Erkek meyyitleri erkekler, kadın meyyiteleri ise kadın yıkayıcıların yıkaması gerekir. Yıkayan kişiler abdestli olmalıdır.
  • Yıkanmanın mümkün olduğu kadar kapalı bir alanda gerçekleştirilmesi gerekir.
    İmkân dâhilinde meyyitin ayakları Kıbleye doğru olarak teneşire sırt üstü yatırılır.
  • Cenaze yıkanan yere güzel kokular konulur.
  • Gerekli sabun ve temizlik maddeleri hazırlanmalıdır.
  • Meyyitin göbek ile diz altı arası örtülür. Avret mahalli eldiven veya bez kullanılarak örtünün altından temizlenir; daha sonra abdest aldırılır.
  • Yıkama niyet ve besmele ile başlanır, “Gufrâneke yâ Rahman = Artık senin af ve mağfiretinle baş başa, sen onu bağışla ey rahmân olan Allah.” duası ile devam edilir.

Meyyite abdest aldırılması

  • Niyet ve besmeleden sonra meyyite abdest aldırılır. Abdest aldırmaya yüzden başlanır. Ağız ve buruna su verilmez. Dudakların içi ve dışı, burun delikleri, göbek çukuru parmakla veya parmağa sarılan bezle mümkün mertebe silinir. Ondan sonra elleri ve kolları yıkanır. Sahih olan görüşe göre başı da meshedilip, ayakları geciktirmeksizin yıkanır. Böylece ölüye abdest aldırılmış olur.
  • Üzerine namaz farz olmayan çocuklara abdest aldırılması gerekmez.
  • Abdest aldırıldıktan sonra meyyitin üzerine ılık su dökülür.
  • Meyyitin önce sol tarafa yatırılıp sağ tarafı, sonra sağ tarafa yatırılıp sol tarafı yıkanır. Bu üç kere tekrar edilir.
  • Bundan sonra meyyit hafifçe kaldırılır. Bu kaldırışta cenaze, yıkayan kişinin göğsüne, eline veya dizine dayandırılır. Sonra karnı hafifçe ovulur. Bir şey çıkarsa su ile yıkanıp giderilir. Yeniden abdest verilmesine ve baştan yıkanmasına gerek yoktur.
  • Yıkama işleminden sonra meyyit havlu ile kurulanır. Cenaze yıkanırken pamuk kullanılmaz.
  • Saçlar taranmaz, kesilmez, vücudun diğer bölümlerindeki kıllar da temizlenmez.

Meyyitin kefenlenmesi

  • Ölen erkek veya kadını, bedenleri örtülecek şekilde kefenlemek farzdır. Kefen, cenazenin yıkanıp kurulanmasından sonra sarıldığı bez demektir. Bu bez, bir yönüyle ölünün bedenini örtme görevi gördüğü gibi, bir yönüyle de insanın bu dünyadan bir şey götüremeyeceğini, doğduğu gibi çıplak ve sade gideceğini temsil etmek üzere yensiz, yakasız ve dikişsiz sade bir bezdir.
  • Kefenin beyaz pamuk  bezinden olması faziletlidir.

Erkek için kefen şekli

  • Kamis: Gömlek şeklindedir. Bel üstü için örtülür, boyun kısmından ayaklara kadar uzanan gömlek yerinde bir bezdir.
  • İzâr: Etek şeklindedir. Eteklik yerinde, baştan ayağa kadar uzanan bir bezdir.
  • Lifâfe: Tüm vücudu örten sargı yerinde bir  bezdir. Etrafı dikişsiz olup, yensiz ve yakasızdır. Baştan ayağa kadar uzanır. Baş ve ayak taraflarından düğümlenir. Bu bakımdan izârdan biraz daha uzundur.

Kadın için kefen şekli

  • Erkeklerde bulunması gerekli olan üç örtüye ilavaten iki örtü daha vardır.
  • Başörtüsü ile Göğüsten karına kadar olan ve göğüsü örten bez parçası
  • Önce lifâfe tabut içine veya teneşir masası  gibi bir şey üzerine yayılır. Onun üzerine izâr serilir. Sonra da ölü, kefen gömleği içinde izârın üstüne konur. Ölü erkek ise, izâr önce soluna, sonra da sağına getirilerek sarılır, sonra lifâfe de aynı şekilde sarılır.
  • Açılmasından korkulursa, kefen bir kuşak ile de bağlanabilir.
  • Ölü kadın ise, saçları ikiye ayrılarak kefen gömleği üzerinden göğsü üzerine konulur ve üstüne, yüzünü de örtecek şekilde baş örtüsü konur. Sonra üzerine izâr sarılır ve izârın üzerinden göğüs örtüsü bağlanır. Daha sonra lifâfe sarılır. Göğüs örtüsü lifâfeden sonra da bağlanabilir.

Defin- cenazenin taşınması

  • Cenazeyi teşyî etmek, yani arkasından mezara kadar gitmek sünnettir. Bunda büyük sevap vardır. Hatta akraba veya komşulardan olup iyi hâliyle bilinmiş kişilerin cenazesini teşyî etmenin nafile namazdan daha faziletli olacağı söylenmiştir.

Cenaze toprağa koyulurken

  • Cenaze kıble tarafından kabre indirilir, sağ yanı üzerine kıbleye döndürülür ve kefen üzerinde bağ varsa çözülür.
  • Meyyit toprağa indirilirken indirenlerin, “Bismillâhi ve alâ milleti resûlillah” cümlelerini söylemeleri müstehaptır.
  • Bayanların toprağa indirilmesinde yakınlarının indirmesi tavsiye edilir.

Mezarın kapatılması

  • Cenazenin defni üzerinden bir süre geçtikten sonra, orada Kur’an okumak bazı toplumlarda hoş karşılanmıştır. Genellikle Mülk, Vâkıa, İhlâs, Felak ve Nâs sureleri, sonra Fâtiha ile Bakara suresinin ilk beş ayeti okunur. Sevabı da cenazenin ve diğer müminlerin ruhlarına bağışlanır. Ölünün bağışlanması için dua edilir ve yavaş yavaş cemaat dağılır. Peygamberimiz bir cenaze gömüldükten sonra bunları yapmamakla beraber hemen dönmez, bir müddet mezarı başında bekler ve cemaate şöyle derdi: “Kardeşiniz için yüce Allah’tan mağfiret isteyiniz ve kendisine sükûnet vermesini dileyiniz. O şimdi sorguya çekilmektedir.” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 67-69)
  • Komşuların ilk üç gün içerisinde, ölü sahipleri için yemek hazırlayıp getirmeleri, yaygın olarak yapılan güzel âdetlerdendir.

Taziye-ölülerin yâd edilmesi

  • Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ”Ölülerinizin güzel işlerini yâd edin, kötü taraflarını dile getirmeyin.” (Tirmizî, Cenâiz, 34) buyurarak, ölmüşlerimizi hayırla anmamızı, iyi taraflarını ön plana çıkarmamızı tavsiye etmiştir.

Taziye sözleri ve süresi

  • Taziye, ölünün yakınlarına mümkün olduğunca teselli edici, rahatlatıcı sözler söylemek ve üzüntüsünün paylaşıldığını göstermekten ibarettir. Çoğunlukla “Allah size güzel sabırlar ihsan etsin ve mükâfatını versin.”, “Başınız sağ olsun! Allah geride kalanlara ömür versin!” gibi sözler söylenir
  • Taziye süresi, aynı yerde yaşayanlar için üç gündür. Taziyenin üç gün içinde yapılması müstehaptır.

Cenaze kavramları ve anlamları

  • Cenaze: ölü,
  • Muhtazar: son nefesine yaklaşmış ve ölmek üzere olan kişi
  • Meyyit ölen kişi
  • Teçhiz: ölü için genel olarak yapılması gereken hazırlıklar
  • Gasil: ölünün yıkanması
  • Tekfin: ölünün kefenlenmesi
  • Teşyî: ölünün tabuta konulup musallâya yani cenaze namazının kılınacağı yere ve namazdan sonra kabristana taşınması
  • Defin: ölünün kabre konulması
  • Telkin: muhtazarın yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehadet okunması; definden sonra, sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşması
  • Taziye: ölünün yakınlarına başsağlığı dilenmesi