- Haberler
- Güncel
- Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye'nin belirlediği sınırlara çekilmezlerse omuzlarının üstünde baş kalmayacak'
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Türkiye'nin belirlediği sınırlara çekilmezlerse omuzlarının üstünde baş kalmayacak'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısında konuştu. Erdoğan,"Şayet bir an önce Türkiye’nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa, bir süre sonra omuzlarının üstündeki o başlar da kalmayacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Şu ana kadar; 135 tank, 22 zırhlı araç, 45 top, 44 çok namlulu roketatar, 12 tanksavar, 29 pikaba monteli uçaksavar, 2 İHA, 8 helikopter, 7 mühimmat rampası, 24 zırhlı araç, 9 mühimmat depo binası, 2 uçak, 2 füze rampası ve 2557 rejime ait asker ve milis. Bizim kan dökülmemesi, can yanmaması, acı yaşanmaması konusundaki hassasiyetimizi, zafiyet veya çekingenlik olarak görenlere gerçek gücümüzü göstermeye daha yeni başlıyoruz. Rejimin verdiği insan ve araç gereç kayıtları sadece bir başlangıçtır.
"TÜRKİYE'NİN BELİRLEDİĞİ SINIRLARIN DIŞINA ÇIKMAZLARSA..."
İşlerin bu noktaya gelmiş olmasından dolayı gerçekten üzüntülüyüz. Bunun müsebbibi, arkalarına aldıkları güçlerin gölgesini kendi cüsseleri sanarak bize meydan okuyanlardır. Her biri canımızdan birer parça olan askerlerimizin hayatına kast edenleri yerle yeksan etmek boynumuzun borcudur. Yaşananlardan ibret almayanların, bizi hala tehdit etmeleri akıllarının başlarına gelmediğini işaret ediyor. Şayet bir an önce Türkiye'nin belirlediği sınırların dışına çıkmazlarsa, bir süre sonra omuzlarının üstündeki o başlar da kalmayacak.
Rusya ve İran'a bir kez daha sesleniyorum. Bizim sizinle herhangi bir derdimiz yok. Türkiye'nin mücadelesi ne toprak kazanma, ne stratejik ve üs edinme gayretidir. Biz Suriye'de ülkemize yönelen milyonlarca kişinin yol açtığı insani krizi çözme, hem de topraklarımızın güvenliğini sağlama mücadelesini yürütüyoruz. Her iki mesele de bizim için hayati öneme haizdir. Bu yükü tek başına biz üstleniyoruz, Türkiye üstleniyor. Batının sadece göçmen korkusuyla söyledikleri süslü sözler, gerçek hayatta somut karşılık bulmuyor. Ne diyorlar? “Kapıları açmayın” Aylar önce ne dedim kendilerine? Eğer bizimle yük paylaşımına girmezseniz bu kapıları açarız. Ama bunlar sandılar ki biz latife yapıyoruz, şaka yapıyoruz. Şimdi kapılar açılınca telefon üzerine telefon gelmeye başladı. Kapıları kapatın diyorlar, bitti artık o iş. Şimdi Batı hepsi verecek. Nereye? Dünya Yüksek Mülteciler Komiserliği'ne. Çünkü mültecilere şu an takındıkları tavır, gaz bombası atmak suretiyle onları yeri geldiği zaman gerçek bomba atmak suretiyle yıldırmaya çalışanlar bunu uluslararası camiada da hesabını vermek zorunda kalacaklar.
"BU SAYI YAKINDA MİLYONLU RAKAMLA İFADE EDİLECEK"
Bu akşam telefon talebinde bulundular yine. Bu akşam Almanya, Bulgaristan onlarla görüşmelerimiz var. Perşembe günü zaten Moskova'da Rusya Başkanıyla görüşmelerimiz olacak. Biz yıllarca güvenli bölge oluşturalım çağrısı yaptık. Bu çağrımıza hiçbir Avrupa ülkesi somut destek vermedi, katkıya yanaşmadı. Sınırlarımızı açtığımız saatten beri Avrupa'ya yönelenlerin sayısı şu anda yüz binler oldu, daha da olacak. Bu sayı yakında milyonlu rakamla ifade edilecek. Şimdi hepsi de sınırlarımızı açtığımız için feryat ediyorlar. Ya bu insanları kendi topraklarında onurlu bir hayata kavuşturacağız ya da herkes bu yükten payına düşen nasibi alacak. Artık tek taraflı fedakarlık dönemi bitti. Lafa gelince ülkemize destek beyanında bulunan diğer kimi devletlerin de aslında kıllarını bile kıpırdatmadan gelişmeleri takip ettiklerini biliyoruz.